Amerikan Havacılık ve Uzay dairesi (NASA), uzayda kayıp yıldız avına başladı. Geçen sene başlatılan projeye göre ısıya duyarlı WISE isimli teleskop, Güneş’in etrafından dönen görünmez “Ölüm Yıldızı” Nemesis’i ocak ayından beri arıyor. ABD’li bilim adamları David Raup ve Jack Sepkoski’ye göre Nemesis adlı kahverengi dev, Jüpiter’in beş katı büyüklüğünde. Nemesis, Dünya’nın Güneş’e uzaklığının 25 bin katı uzaklıkta.
Dinozorların ölümünden sorumlu
Nemesis’in, kuyruklu yıldızları Güneş Sistemi’ne çektiği sanılıyor. Ayrıca bu tür kahverengi cüceler, güçsüz, sönük ve küçük yıldızlar olmalarına rağmen çekirdeklerindeki nükleer füzyon patlamaları yüzünden uzaya göktaşı fırlatabiliyorlar. 65 milyon yıl önce Dünya’daki dinozorları yok eden göktaşı da Nemesis’in eseri olabilir. Sedna adlı gökcisminin Güneş’in yörüngesinde döndüğü ancak 2003’te keşfedilebilmişti.
Hürriyet
Bediüzzaman diyor ki...
Şu dünyanın sekerâtını, âyât-ı Kur'âniyenin işaret ettiği sûrette tahayyül etmek istersen, bak: Şu kâinatın eczâları dakîk, ulvî bir nizam ile birbirine bağlanmış; hafî, nâzik, latîf bir râbıta ile tutunmuş ve o derece bir intizam içindedir ki, eğer ecrâm-ı ulviyeden tek bir cirm, kün emrine veya "Mihverinden çık" hitâbına mazhar olunca, şu dünya sekerâta başlar. Yıldızlar çarpışacak, ecrâmlar dalgalanacak; nihayetsiz fezâ-i âlemde, milyonlar gülleleri, küreler gibi büyük topların müthiş sadâları gibi vâveylâya başlar. Birbirine çarpışarak kıvılcımlar saçarak, dağlar uçarak, denizler yanarak, yeryüzü düzlenecek. İşte, şu mevt ve sekerât ile, Kadîr-i Ezelî kâinatı çalkalar, kâinatı tasfiye edip Cehennem ve Cehennemin maddeleri bir tarafa, Cennet ve Cennetin mevadd-ı münâsibeleri başka tarafa çekilir; âlem-i âhiret tezâhür eder. (Sözler, Yirmi Dokuzuncu Söz)