Risale Haber-Haber Merkezi
Risale Akademi kurucu üyesi İsmail Benek’in “Zübeyir Gündüzalp Paneli"nde yaptığı açış konuşması:
Bugün Anadolu ağabeyleri panelleri serisinin ikincisi olan Zübeyir Gündüzalp Paneli ile yine beraberiz. Risale ile dünyayı aydınlatan Anadolu ağabeyleri birer saat kulesi gibidir. Birer abide şahsiyet olan saff-ı evvel ağabeyleri kendi memleketlerinde, doğdukları yerlerde anmak ve bunu ailelerin 2. ve 3. kuşakları ile birlikte geleceğe taşımak büyük nur ailesinin ittihat-ı İslam’a giden yolculuğunda muhabbete ve kaynaşmaya ve müzakerelere vesile olacağı kanaatindeyiz.
Saat kuleleri şehrin meydanında olurlar.
Her cephesi farklı bir caddeye bakar.
Ve bütün mahalleler o meydanda buluşur. Çünkü, saat kuleleri saat içindir. Ve saat zamanı gösterir.
Farklı mekanlarda, coğrafyalarda olan saatler mimari yapıları farklı olsa da aynı görevi görürler, zamanı hatırlatırlar ve zaman ölçekleri değişmez.
Anadolu ağabeyleri, Risale-i Nurun zaman ölçeğini dakik dakikalarla ve hassas saniyelerle bize yansıtan ve onları gördüğümüzde bize zamanın ruhunu, zamanın risalesini, zamanın Üstadını hatırlatan birer ayna gibidirler.
O aynalar aynı zamanda bizim kendimizle yüzleşeceğimiz ve kontrol edeceğimiz boy aynalarımızdır. Onlar sayesinde vaziyetimizi gözden geçiririz. Üstadın tarzını, usulünü onların şahsında okumaya, anlamaya ve nefsimizde dokumaya çalışırız. Bu anlamda Anadolu ağabeyleri birer nirengi noktasıdır. Belirsiz ve tanımsız alanların tarifi ve topoğrafyası ve arazi tespiti ve tescili Risale-i Nur tarafından bu ağabeylerle yapılmış birer nirengi noktasıdır.
Bugün rabbimize hamdedeceğimiz bir muhabbet dalgasıyla beraberiz.
Bu buluşmamıza vesile olan müstesna, müstağni ve müstakim ağabeyimiz merhum Zübeyir Gündüzalp için bir aradayız.
Zübeyir ağabeyi tavsif etmek, elbette bu fakir konuşmacıyı aşan bir vaziyettir.
Zübeyir ağabeyimizi size anlatacak ve bugün bize nurani bir gün yaşatacak kıymetli ağabeylerimiz ve hakikate nüfuz etmiş konuşmacılarımız sizinle Zübeyir ağabeyi paylaşacaklardır.
Zübeyir ağabey için Risale Akademi olarak bir perspektif ortaya koymak gerekirse:
Zübeyir ağabey;
-Bir meşaledir, nurun meşalesidir; Kendini yakan ve aydınlatan bir fitildir.
-Zübeyir ağabey insan psikolojisini bilen, kabiliyetlerin mecrasına teşvik yapan bir müdebbirdir.
-Zübeyir Ağabey, Risale-i Nur neşriyatının banisidir, içtimaiyat ve neşriyat hizmetlerinin hayat-ı beşeriye içinde anlam bulmasının disiplinli bir sistemidir.
-Zübeyir Ağabey Üstadın ahir ömründe, bilhassa Emirdağ hayatında Risale-i Nurun teliften neşre geçiş safhasında ve 3. Said dediğimiz hayat döneminde Üstad ile hemhal olmuş muazzam bir yansıtıcıdır.
-Zübeyir Ağabey, Üstadın Emirdağ hayatında her birini ayrı bir panelle andığımız ve anacağımız Ceylan abi, Sungur abi, Bayram abi ve Tahiri ağabey ile birlikte mahşeri vicdanın tezahür etmesine vesile olan Anadolu ağabeylerinin çekirdek kadrosudur.
-Zübeyir Ağabey, bir dönem memurluk yapmıştır. Ama bürokrasiye, terfiye ve yükselmeye heves etmemiştir. Davası için görevini ve memuriyetini bırakmıştır.
-Zübeyir ağabey muvafık ve muhalif siyaset zeminine mesafeli olduğu kadar dostça ikaz etmeyi de özgüven ve siyasilerden bağımsız düşünme şuuruyla mesafeli durarak, tespitlerini yazdığı mektuplarla ortaya koymuştur.
-Mevlana için Şems ne ise Bediüzzaman için Zübeyir odur.
-Zübeyir ağabey tıpkı Yunus gibi ve yol arkadaşları Anadolu ağabeyleri gibi dergaha asla eğri odun taşımamıştır.
-Zübeyir ağabey tavizsiz tedbire riayet eden bir dava adamıdır. Onun toplum hayatı, sosyal hayatı, okuma feraseti onu tefekkür ile doldurmuştur. Hatta bazen münzevi ve deruni hislerle iç içe olmuştur.
-Zübeyir ağabey Kafkas ruhunun Risale-i Nur tohumu ve Anadolu fidanıdır ve meyve vermiş Anadolu ağabeyidir.
Zübeyir ağabeyi doğup büyüdüğü, çocukluğunun geçtiği Ermenek’te böylesine zengin bir katılım ile yad etmek, onu hatırlamak, onun hatırına ve hatıralarına yönelmek, onu anlamaya çalışmak bir vefa borcudur.
Şuan bunu idrak etmenin şükrü içindeyiz. Ermenek adeta Torosların Nurs’udur. Nurs ve Ermenek kainatla iç içe, hayatı korunaklı ve kendinde saklı bir coğrafyanın ortak iz düşümlerini taşırlar. Nurs ve Ermenek bugünkü kardeşliğimizin ruhunu ve şuurunu veren nur talebelerini ifade eder.
Risale Akademi olarak önümüzdeki günlerde diğer ağabeylerin de panellerini yapmaya devam edeceğiz. Nasip olursa panellerle birlikte saff- ı evvelin 2. kuşak buluşmalarını da yapmak istiyoruz.
Ayrıca saffı evvel Ağabeylerle alakalı belgesel çalışmaları da yapma niyetindeyiz.
Bir de Risale-i Nur ve Üstadla alakalı akademik zeminde yapılacak çalışmaların yanında ağabeylerin memleketlerindeki üniversitelerde, asgarisinden birer yüksek lisans konusu yapmak, yine planladığımız projelerden biridir.
Her şehirden halkı temsil eden sivil iradenin tezahürü olan belediyelerle iş birliği içinde Anadolu ağabeyleri etkinliklerimizi topluma mal etmeye; Anadolu’nun bu müstesna değerlerini insanımıza sunmaya devam edeceğiz.
Bu vesileyle haftaya bu saatlerde nasip olursa saffı evvelin çok önemli bir rüknü olan Mustafa Sungur ağabeyimizi Karabük’te hemşerileriyle ve nur ailesiyle anacağız. Ayrıca 6 Ekim’de Islahiye’de de bir Zübeyir Gündüzalp Paneli yapacağız. Ardından 12-14 Ekim'de Van’da Medresetüzzehra Sempozyumu yapacağız.
Risale Akademi’nin misyonu da Medreset’üz-zehra’yı ihya etmektir. Maddi ve manevi hayatımızın merkezine koyma ve yaşatmaktır. Risale Akademi vizyon olarak da gaye-i hayali Medreset’üz-zehra modelini dünyanın en seçkin 10 kuruluşuna referans yapmaktır. Bu modelin yeryüzü üniversitesinde eğitimin her aşamasında uygulanabilirliğini sağlamaktır. Zaten Anadolu ağabeyleri de Medreset’üz-zehra’nın nur şakirtleridirler. Ve bu yeryüzü üniversitesinin seçkin öğrencisidirler. İşte Risale Akademi, bu seçkin öğrencileri baz alarak Medreset’üz-zehra’nın modeli Risale-i Nurla ve müellifi ile birlikte 4 temel ayağı hayata geçirme amacındadır.