Paket; kadın, çocuk ve özürlülere, pozitif ayrımcılıktan sendikal haklara, kamu denetçiliğinden Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı gibi birçok alanda geniş haklar getiriyor.
12 Eylül cunta anayasasını, aynı gün yapılacak referandumla önemli ölçüde değiştirecek 28 maddelik anayasa değişiklik paketi, bugüne kadar daha çok Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'nun yapısını öngören düzenlemelerin yanı sıra siyasi partilerin kapatılmasını içeren maddelerle gündeme geldi. Ancak paket, toplumsal hayata dair temel hak ve özgürlüklerin güçlenip genişletilmesi noktasında bir dizi köklü değişiklikler getiriyor.
KADIN VE ÇOCUKARA POZİTİF AYRIMCILIK GELİYOR
Anayasa değişikliği, temel hak ve özgürlükler noktasında özellikle sosyal hayata yönelik çok önemli yenilikler getiriyor.
Bunların başında bireysel haklar yer alıyor. Örneğin, paketin 1. maddesiyle getirilen değişiklik, daha önce 'Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.' şeklindeki hükme, 'Bu maksatla alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar ve özürlüler ile harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz." ibaresi eklendi.
Buna göre, uygulamaya dönük adımların atılmasıyla bireylerin her türlü istismara karşı daha iyi korunması yasal temele kavuşacak. Yine yasalar önünde erkeklerle eşit haklara sahip olan, ancak toplumsal hayattaki pratiklerde karşılaşılan engeller ortadan kaldırılarak kadınların daha rahat hareket etmesinin yolu açılacak.
Paketin çocuklara ilişkin getirilen değişiklikte ise "Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça ana ve babası ile kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara karşı, çocukları koruyucu tedbirleri alır." hükmü getirildi.
Ayrıntıları daha sonra yapılacak yasal düzenlemelerle bu bölümde yer alan gruplar, pozitif ayrımcılığa sahip olacak. Bunlar lehinde yapılacak düzenleme ve uygulamalarla avantajlı hale gelecek. Örneğin işe alımlarda kadına öncelik verilebilecek. Bu sayede devletin, tüm toplum kesimleri arasında bir yandan eşitliği sağlamaya, diğer yandan da korunması gerekenleri korumaya yönelik özel tedbirler alabilmesinin önü açılacak. Bu amaçla yapılan düzenlemelerin eşitlik ilkesine aykırı kabul edilemeyeceği anayasal güvenceye kavuşturuluyor.
SENDİKAL HAKLAR VE MEMURA SÖZLEŞME HAKKI
Değişiklik paketinde dikkat çeken yeniliklerden biri de sendikal haklara ve memura sözleşme hakkı tanınması. Düzenleme ile sendikal haklar ile grev ile ilgili bazı kısıtlamaların önüne geçiliyor.
Buna göre, daha önce sadece bir sendikaya üye olabilen işçiler bundan böyle birden fazla sendikaya üye olabilecek. Bu durum, sendikalar arasındaki rekabeti artırırken, işçiden yana avantajlar getirecek. Yine memurlara ilk kez toplu sözleşme hakkı tanınırken, bu imkândan emekli memurlar da yararlanacak.
Maddeyle, grev ve lokavt hakkına getirilen sınırlamalar yürürlükten kaldırılıyor. Böylece, sendikal haklar ile grev ve lokavt hakkının kullanılabilmesi bakımından, ileri bir adım atılmış oluyor. Memurlar ve diğer kamu görevlilerine verilen uyarma ve kınama cezalarının da yargı denetimine açılması da getirilen yeni düzenlemelerden.
ANAYASA MAHKEMESİ BİREYSEL BAŞVURULARA AÇILIYOR
Pakette yapılan ancak üzerinde fazla durulmayan en önemli değişikliklerden biri de Anayasa Mahkemesi'ne ilk kez bireysel başvuru hakkı getirilmesi.
Daha önce ancak Strazburg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nin yolunu tutan vatandaşlar, bundan sonra anayasal hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini düşünmesi halinde Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilecek. Bu durum, bir taraftan insanların yargılama zaman kaybını önlerken, diğer yandan maddi imansızlıklar nedeniyle AİHM'e gidemeyecek olan vatandaşların haklarını aramasına imkân getiriyor.
Bu kapsamda yapılan önemli değişikliklerden biri de Batılı ülkelerde 'ombudsmanlık' olarak bilinen kamu denetçiliği uygulaması. Bu uygulamayla birlikte vatandaşlar, devlete karşı şikâyetlerde mahkemeye gitmeden yaşanan ihtilaflar çözülebilecek. Bu sayede insanların birçok sorunu bu şekilde çözülürken, açılacak dava sayılarında önemli ölçüde azalma bekleniyor. Dolayısıyla vatandaşların mahkeme kapılarında sürünmesinin önüne geçilmiş olacak.
Bu kapsamda, bireylerin yurt dışına çıkmalarının sınırlandırılmasına ilişkin hükümlerin daraltılmasında da önemli bir değişiklik getiriliyor. Daha önce güvenlik güçlerinin talebiyle yurtdışına çıkmaları engellenebilen vatandaşlar, bundan böyle ancak mahkeme kararıyla sınırlanabilecek.
KURUMLAR DEMOKRATİKLEŞİYOR
Anayasa Mahkemesi'nin yaptığı kısmi vetoya rağmen, değişiklikle bazı kurumların yapısı ve işleyişinde önemli değişiklikler getiriliyor. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'nun 7 olan üye sayısı 22'ye çıkartılırken, yıllardır tartışma konusu olan kararları yargıya açılıyor. Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısı ise 11'den 17'ye çakırtılıyor. Üye sayısının artması, bu kurumların daha demokratik bir mekanizmaya kavuşmasına hizmet edecek.
Anayasanın 125. maddesinde değişiklik yapılarak, Yüksek Askeri Şura (YAŞ)'nın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç, her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açılıyor.
Yine askeri yargıyı ve görev alanlarını düzenleyen Anayasa'nın 145. maddesinde değişiklik yapıldı. Buna göre askerî yargı, asker kişilerin, sadece askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri askerî suçlara ait davalara bakabilecek. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar herhalde adliye mahkemelerinde görülecek. Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askerî mahkemelerde yargılanamayacak.
Meclis başkanı, genelkurmay başkanı, kuvvet komutanları ve jandarma genel komutanına, görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan yolunun açılması da paketin önemli maddelerinden. Bunların yanı sıra Anayasa'nın geçici 15. maddesinde değişiklik yapılarak 12 Eylül darbesini yapanlara yargı yolu açılıyor.
Cihan