Hamdi Ateş'in haberi:
TBMM Uzlaşma Komisyonu, yeni anayasa yapım sürecinde halktan gelen milyonlarca talebi dikkate alacak. Böylece 74 milyon sadece referandum sürecinde değil, yapım sürecinde de anayasaya katkı sağlamış olacak.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, şöyle konuştu: "Sivil toplum kuruluşlarının anayasaya yönelik yaptıkları çalışmalar var. Ancak bu çalışmalar daha çok akademisyenlere ve uzmanlara hazırlatılan raporlar şeklinde. Pek çok kuruluşun çalışmaları da aynı akademisyenler tarafından hazırlanmış ve birbirine çok benziyor. Biz bu çalışmaları önemsiyoruz ama asıl olarak sivil toplum örgütlerinin tabanlarına ulaşmak istiyoruz. Bizim için en önemli olan bu sivil toplum kuruluşlarının tabanlarının talepleridir. Anayasanın mayası halk olmalıdır. Görüşmelerimizde bunları öğrenmeye çalışıyoruz."
Anayasa yapım sürecinde toplumun her kesiminin ve her partinin, her sivil toplum örgütünün görüşünün çok değerli olduğunu vurgulayan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Anayasa yapımında bireysel görüşlerin de alınacağı bir sistem kurulmalı. TBMM bu sistemi kurmalı. Her vatandaş başlı başına anayasadır. İnsanlar elektronik posta, kısa mesaj ya da mektupla bireysel taleplerini bildirebilmeli. TBMM komisyonu uzmanlar aracılığı ile bu talepleri alarak, ortak olanları belirlemeli. 3-4 milyon görüş gelebilir. Ortak olduğu tespit edilen taleplerin 10-15 bin maddesi halkın talepleri olarak norm haline getirebilir. Yeni anayasayı yapacak TBMM Uzlaşma Komisyonu bu talepleri dikkate alır."
ANAYASA YAPMA KÜLTÜRÜ
Yeni anayasanın toplumun tabanından gelen taleplere göre şekilleneceğini vurgulayan Çelik şöyle konuştu: "Elitlerin ve statükonun kurucu irade gibi konumlandığı, milletin ve TBMM'nin tali irade haline getirildiği çarpık ve gayri meşru düzen sona ermiştir. Tabanın talepleri net olarak ortaya çıkmalıdır. Memleketin sahibi millettir, kendi nüfus cüzdanını kendi yazmalıdır. Geleceğimizin ve ülkemizin bekasının tapusu bu ilkelerin yerleşmesiyle mümkündür. Gelen görüşler arasında anayasada yer alması mümkün olmayan talepler de olabilir. Ancak halkın sorunları ve talepleriyle ilgili çok büyük bir veri tabanı oluşmuş olacak. Bu sorunların çözümü de yine siyaset tarafından gerçekleştirilecektir."
MANDELA İLHAM VERDİ
Türkiye'nin kes-yapıştır yaparak anayasa yapamayacağını ifade eden Ömer Çelik, Türkiye'nin kendine özgü şartları denilen statik reflekslerle sınırlandırılmaması gerektiğine vurgu yaptı. Anayasanın milletin taleplerini önceleyen ve evrensel standartları kavrayan bir metin olması gerektiğine dikkat çeken Çelik, Avrupa'nın köklü demokrasiye sahip ülkelerinin yanında, Soğuk Savaş sonrasında toplumsal barışı önceleyen, yeni anayasasını yapmış ülkelerin tecrübelerinden de faydalanılması gerektiğini dile getirdi. Çelik şunları ifade etti: "Doğu Avrupa ülkelerinin yeni dünya dinamikleri ile daha sıcak temas eden tecrübesi çok kıymetlidir. Güney Afrika'nın halktan gelen verileri toplama yöntemi güzel bir örnektir. Güney Afrika'da bile yeni anayasa yapımı için halktan 3 milyon görüş geldi. Anayasayı yapanlar görüşleri 10 bine düşürerek, yapım aşamasında halkın taleplerini dikkate aldı. Mandela, 'Halk özgür olmakta özgürdür' demişti. Bence yeni anayasanın ruhu bu olmalıdır."
Sabah