Risale Haber-Haber Merkezi
Divan-ı Harp’te yargılanıp beraat etmesine rağmen Bediüzzaman Said Nursi’nin 31 Mart olayında sorumlu olduğunu söyleyenler maalesef tükenmiş değil. Muhafazakar camiada dahi inatla bu yanlışa sarılan kimselerin sayısı az değil. İnat edip cehalet havuzunda yüzenler yanlışlarıyla kirlenedursun Nurettin Ceylan ortaya çıkardığı yeni bir belge ile bir kez daha hakikatı ortaya serdi. Gerçeğin Aynasında Bediüzzaman kitabında konuyu gündemine alan Ceylan, Bediüzzaman’ın 1949 yılında yazdığı bir mektubu ilk kez yayınladı. Üstad’ın mektup yazdığı kimse ise çok da yabancı değil. Meşhur Anayasa profesörü Tarık Zafer Tunaya.
Tarık Zafer Tunaya 10 Nisan 1949’da Vatan gazetesindeki yazısında olayın failleri hakkında sürekli olarak Bediüzzaman’ın da üyesi olduğu İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti ve cemiyetin yayın organı Volkan gazetesinden bahsetmiştir. Tunaya’ya göre asi askerleri İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti toplamış ve Volkan gazetesi asilerin karargahı olmuştur.
HAPİSTE YAZILAN MEKTUP
Bediüzzaman bu tarihte Afyon Hapishanesi’nde 14 aylık tutukludur. Zamanında üyesi olduğu cemiyete yapılan ithamları kabul etmeyecek ve hapishanede olmasına rağmen tıpkı kırk sene önce yaptığı gibi cemiyeti adına cevap verecektir.
Talebelerine yazdırdığı mektupta Bediüzzaman, 31 Mart’ın bir iktidar-muhalefet çarpışması olduğunu (Osmanlı’nın son yıllarında İttihat ve Terakki sürekli olarak iktidarda ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası ise sürekli olarak muhalafette olduğu için mektupta İtilafçı-İttihatçı müsademesi çarpışması- denmiştir), İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti’nin ekseriyet-i mutlaka (büyük çoğunluk) itibariyle karışmadığını ve hatta olayın teskinine çalıştığını ifade ettikten sonra mektup Bediüzzaman’ın olay sırasında Harbiye Nezareti’nde (Bab-ı Seraskeri) sekiz tabur askeri itaate getirdiği (Bu olay isyanın 4. Günü, 16 Nisan 1909’da olmuştur) ve daha sonra da yargılanmasına rağmen beraat ettiğinden söz etmektedir.
VATAN YAYINLAMADI SEBİLÜRREŞAD İSE…
Yakın talebelerinin imzasıyla yazılan mektuptan bir nüsha Vatan gazetesine, bir nüsha Sebilürreşad’a gönderilmiş bir nüsha da Bediüzzaman’da kalmıştır. Vatan gazetesi mektubu yayınlamamıştır. Sebilürreşad ise takip eden ilk sayısında mektuptan bahsetmiş ve mektubun içeriğinden söz ederek Bediüzzaman’ın 31 Mart’ta isyancıların yanında olmadığını söylemişti.
ÜSTAD’IN CEVABINDAN SONRA TUNAYA: SAİD-İ KÜRDİ TAHRİKÇİ DEĞİL!
Tunaya bu mektuba Türkiye’de Siyasal Partiler isimli kitabında kısa bir cevap vermektedir. Yazdığı yazıya bir mektupla cevap verildiğini anlatan Tunaya cevabının sonunda “Biz Said-i Kürdi’nin tahrikçiliğinden değil, Fırka ile olan (İttihad-ı Muhammedi) yakın ilişkilerinden bahsettik ve bu yakınlığı da bizzat Volkan da neşrettiği yazılarına dayanarak saptamaya çalıştık” demiştir.
Bu açıklama ilginç. Çünkü Tunaya’nın 31 Mart yazısında ne Bediüzzaman’dan ne de yazdığı yazılardan tek kelime yok. Buna rağmen bu açıklama neyin nesi? Siz isterseniz Tunaya yazdığı yazıyı hatırlamıyor deyin.
Fakat açık olan şu: 31 Mart isyanını İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti’nin üstüne yıkan bir bilim adamı. Ve karşısında cemiyetin en önde gelen isminden onu yalanlayan bir mektup, verilmiş güzel bir ağız payı var ortada. Böyle olunca yalpalaması normal Tunaya’nın.
GERÇEĞİN AYNASINDA BEDİÜZZAMAN
Nurettin Ceylan’ın çalışkan kaleminden Gerçeğin Aynasında Bediüzzaman kitabı, Nesil yayınlarından çıktı!
Nurettin Ceylan; yoğun uğraşları, çabaları ve çalışmaları sonucunda, Bediüzzaman Said Nursî’nin hayatında karanlıkta kalmış pek çok noktaya ışık tutuyor.
Nurettin Ceylan, tam bir tarihçi şüpheciliğiyle, araştırmacılığla, çalışkanlığıyla Bediüzzaman’a ve hayatına dair asılsız iddialara, iftiralara, düşüncelere karşı cevaplar ortaya koyuyor.
Nasıl mı?
Nurettin Ceylan, Gerçeğin Aynasında Bediüzzaman kitabında tarihi ciddiyeti ve belgeleri kullanmasının yanı sıra akıcı bir üslup ve anlaşılır bir dil de kullanıyor. Bu da tarihi ispatları ve belgeleri daha rahat okumamızı sağlıyor.
Gerçeğin Aynasında Bediüzzaman’da, diğer kitaplara kıyasla, farklı olarak neler var derseniz?
Daha önce hiç yayınlanmamış belgeler ve bilgiler bu kitapta sizleri bekliyor olacak.
- Bediüzzaman, ilk kitabını bastırmak için zındık dediği Abdullah Cevdet’ten yardım istedi mi?
- Nutuk kitabında Abdülhamid’in tahttan indirilmesini alkışladı mı?
- İşgal yıllarında İstanbul’a gelen Amerikan Heyeti ile Kürtlerin ulusal hakları için görüştü mü?
- İngiliz kumandanın Bediüzzaman hakkında verdiği idam kararının belgesi var mı?
- Kürt Teali Cemiyeti’nin özerklik anlaşmasındaki “Sait” imzası ona mı ait?
- İngiliz Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın raporunda adın neden geçiyor?
- Şerif Paşa’nın Ermenilerle anlaşmasını protesto etmek için neden 3 ay bekledi?
- Mustafa Kemal’e son sözü ne olmuştu?
- Bediüzzaman’ın sürgün edilmesini emreden imzalı Bakanlar Kurulu Belgeleri...
- Varlığı pek çok kişi tarafından bilinen fakat daha önce hiçbir yerde yayınlanmayan Anglikan Kilisesinin gönderdiği mektubun tam metni...
- İngiliz Ulusal Arşivi’nden alınan daha önce yayınlanmamış orijinal belgeler...
- bir kısmı ilk defa bu kitapta yayınlanan Bediüzzaman’ın on üç farklı gazete ve dergide yayınlanmış makale ve köşe yazılarının cetveli…
Gerçeğin Aynasında Bediüzzaman’ı okuduğunuz zaman, eski bildiklerinizi sorgulayacaksınız! Her bir bölümde, ‘gerçekte bu da böyle miymiş’ demekten kendinizi alamayacaksınız.
Bediüzzaman’a atılmış olan iftiralara, kendisine karşı yapılan uydurmalara karşı, samimiyetle, heyecanla verilmiş cevaplar bulacaksınız.
Bediüzzaman’ın hayatı ve eserleri konusunda çok önemli çalışmaları bulunan Abdülkadir Badıllı, Nurettin Ceylan ve Gerçeğin Aynasında Bediüzzaman için şunları söylüyor:
“Şu genç yaşında bu kadar ciddi araştırma fevkalade bir başarıdır. Bir profesörlüğü hak eden bir çalışmadır.”
Gerçeğin Aynasında Bediüzzaman’ı okuduğunuz zaman bu iltifatın doğruluğuna şahit olacaksınız.
Fikir çarpıştırmalarıyla, kıyas mantığıyla, tahlil ve tetkiklerle dolu olan bu kitap size Gerçeğin Aynasında Bediüzzaman’ı tanımanın kapılarını aralayacak…