Doğan, Türkiye Yazarlar Birliği sayfasındaki yazısında, bir “andımız” tantanasının sürüp gittiğini belirterek, "Andımız yoksa Türklük yokmuş! “Andımız” 1930’larda uydurulmuş ideolojik bir yemindir; laikçidir, fakat Atatürk’ü ilahlaştırır. Dolayısıyla aynı zamanda “dinî” bir tarafı vardır. Çünkü o zamanların kavlince Türk’ün dini kemalizmdir! Kemalizmi dini olarak bilene engel yok, andını gece gündüz vird etsin!" şeklinde yazdı.
Andımızın "İstiklâl Marşı" olduğuna dikkat çeken Doğan, yazısını şöyle sürdürdü:
"Andımız olmazsa Türk olamayacağına inananlar olabilir. İnançlara karışılmaz. Herkes inancı üzere haşrolur.
1930’dan önce Türk değil de ne idik?
Böyle andlı, yeminli Türklükten hayır gelmez.
Andımız, ses bayrağımız bellidir: İstiklâl Marşı!
İttifakımız, mutabakatımız İstiklâl Marşı’ndadır.
İstiklâl Marşı’nı yüksek sesle okuyup, "Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklâl!" diye bitiren bir zihin, anda-manda ihtiyaç duymaz.
Andımızın mucidi kim?
Reşit Galip! Sonu ne oldu Reşit Galib’in?
Maarif vekilliğinden azledildi. Cenazesine devletliler katılmadı!
Demek ki bu kadar tabasbusa rağmen o dahi yaranamadı!