RisaleHaber-Haber Merkezi
Tarihi tekerrürler ve tevafuklarla ilgili araştırmalarıyla bilinen Araştırmacı Mustafa Yakutcan, şimdi de hafta sonu özellikle Ankara'da yaşanan sel felaketi ile ilgili “tevafuk”u gözler önüne serdi.
GÖKYÜZÜ KİME AĞLIYOR?
Geçtiğimiz yılın yaz mevsiminde aşırı sıcak ve nemden bunalan yurdum insanı bu yılda bir türlü gelmeyen yaz mevsiminden şikayetçi.
Son haftalarda yurdun değişik bölgelerinde aniden bastıran şiddetli dolu ve yağmur bir taraftan çiftçiyi vururken, diğer taraftan birçok ev ve işyerinin sular altında kalmasına, ulaşımın saatlerce aksamasına ve maddi hasarlı kazalara sebep olmaktadır.
Haziran ayının ortasına geldiğimiz şu günlerde aniden bastıran dolu ve şiddetli yağmur, adeta yaz ortasında kış manzaralarının görülmesine yol açıyor.
Isparta'da elma ve kirazı, Aydın'da zeytini, Urfa'da pamuğu, Kızıltepe'de mercimeği, Erzurum'da çayır bitkilerini, Antalya'da sebze ve meyvelere zarar veren ve yurdun birçok bölgesini etkisi altına alan afetle ülkemiz ilk defa karşılaşmıyor.
Isparta Dere mahallesinde uzun yıllar dağlarda çobanlık yapan 80 yaşına merdiven dayamış Ayşe teyzenin anlattığına göre 60 sene öncede, bu mevsimde günlerce devam eden yağmurlar olmuş. Aralıklarla yağan şiddetli dolu ve yağmurlar yaklaşık 50 gün devam etmiş. Annemin komşusundan duyduğu bu hatırayı anlatması üzerine, elimin altındaki gazete arşivlerini 4-5 gün taradım. Annemin aktardığı bilgileri doğrulayan birçok gazete haberleri ile karşılaştım.
Isparta'daki dede ocağında bu yazıyı yazarken dışarıda ise gök gürültüsü ile birlikte şiddetli yağmur ortalığı götürüyordu.
Rastladığım gazete haberlerinde aynı tarihlerde afetin en fazla vurduğu bölgenin Başkent Ankara olması dikkatleri çekmekte ve bu kadar da tesadüf olmaz dedirtmekte…
İşte, çoğu mübarek üç aylara denk gelen 50 - 60 yıl once, yine Haziran ayında ve aynı tarihlerde şaşırtıcı benzerlik taşıyan gazete manşetleri ve haberleri.
Tarih: Haziran 1951
Dünkü yağmurdan şehrin birçok yerini su bastı.
Fener'de bir ev çöktü. Bir adamla bir çocuk enkaz altında kalarak öldü. Tramvay seferleri, telefon muhabereleri de aksadı. 14.6.1951-Hürriyet – (Ramazan)
Ankara sel baskınına uğradı.
Birçok evlerin alt katını su bastı, maddi hasarın büyük olmasından korkuluyor. Aydın Çine'de dolu afetine uğradı. 15.6.1951-Hürriyet – (Ramazan )
Son şiddetli yağmurlara kışın bu yıl ılık geçmesi sebep oldu.
Yağmurların hububat rekoltesine yaptığı iyi tesirler sellerin yer yer yaptığı zararlardan fazla.
Ankara'nın uğradığı sel baskınında … sulara gömülen otomobillerin görüntüsü… 16.6.1951-Hürriyet – (Ramazan)
Tarih: Haziran 1961
Şiddet yağmur tahribat yaptı.
Şarkışla'da yumurta büyüklüğünde dolu yağdı. Ankara Ayaş'ta bir kadın ile oğlu sulara gömüldü. 14.6.1961- (Muharrem)
Ankara - İzmir'de evleri su bastı
Dolu ve yağmur yüzünden sellerin istilasına uğrayan bina sayısı 240
Meriç ve Tunca nehirleri taştı. 18 Haziran 1961 – (Muharrem)
Ankara'da sel felaketi
6 kişi boğuldu. 200 ev çöktü. Zarar çok büyük
Binlerce binayı sular istila etti.
Valilik, radyo tebliği yayınladı. Birçok yollar geçilmez halde. 19 Haziran 1961-Hürriyet- (Muharrem)
Ankara'da 5 bin kişi açıkta kaldı.
Başkentte dün de yağmur yağdı. Sivrihisar'ı sel bastı. Bir jandarma boğuldu. Meriç, çeltik sahasını tehdit ediyor. 20 Haziran 1961-Hürriyet (Muharrem)
Tarih: Haziran 1981
Hava sıcaklığı bazı bölgelerde 10 derece birden düştü.
Bazı bölgelerde sağanak yağış ve fırtına hayatı felce uğratırken, Trakya ve Marmara Bölgesi Pazar gününü soğuk hava dalgasının etkisi altında geçirdi.
İstanbul'da bazı semtlerde metrekareye 64 kilogram yağmur düştü. Alt katları su bastı. Konya, Manisa ve Aydın'da 3 kişi yıldırım çarpmasından öldü. 15.6.1981 – (13 Şaban)
Yaz ortasında kış 11 can aldı
Adana havaalanı sular altında
Adana havaalanında hangarlar çöktü. 6 ilaçlama uçağı parçalandı. Yurdun çeşitli yerlerinde yıldırım çarpmasından 3'ü kız 10 kişi can verdi.
Nevşehir, Kayseri, Ordu, Denizli, İzmir ve Antalya çevresinde yağışlar etkisini sürdürüyor. 16.6.1981 – Hürriyet – (14 Şaban)
Tarih: Haziran 2011
Yaz ortasında kış manzaraları
Başkenti dolu vurdu
Küresel ısınmanın henüz adının bile konmadığı, ozon tabakasının delinmediği, baraj ve göletlerin sayısının bir elin parmaklarının sayısını geçmediği 51'li, 61'lı yılların başında meydana gelen afetlerin sebebini ne ile açıklayabiliriz?
Madem, maddi alem, manevi alemle irtibatlı ise özellikle 51, 61, 81'li yıllar ve içinde bulunduğumuz günlerde Ankara'da semayı dahi ağlatacak işler mi var?
Yoksa, içinde bulunduğumuz bu aylara gereken hürmeti göstermediğimizden gökyüzü bize mi ağlıyor?