Henüz "erken aşamasında" olduğu belirtilen araştırmaya göre, antideprasanlar, kullanıcıların ışık duyarlığını arttırarak çalışıyor olabilir; bu çıkarım doğruysa, antidepresan ilaçların en iyi şekilde çalışması için, kullanıcıların "gün ışığına maruz kalması" gerektiği anlamına geliyor. Bu nedenle de, gün ışığının aksine, telefon ekranından gelen mavi ışık gibi, gece maruz kalınan yapay ışığın, ilaçların çalışmasına engel olabileceği düşünülüyor.
The Age'in haberine göre, ışığa karşı duyarlılık, sağlıklı olmak için yaşamsal önemde; çünkü, beyinlerimiz ışık düzeylerini, biyolojik saatimizi düzenlemek için kullanıyor. Eğer beyin normalden daha karanlık olduğunu düşünürse, gece vakti olduğunu düşünmemizi sağlıyor. Bu da bizim, depresyonun yaygın belirtileri olan "uykusuz ve halsiz" hissetmemize neden oluyor.
Monash Üniversitesi araştırmasının öncülerinden Profesör Sean Cain, antideprasanların; ışığa olan hassasiyeti normal bir düzeye çekerek, depresyonda olan insanların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağladığına inandığını vurguladı. Profesör Sean Cain'e göre, bu da, insanların biyolojik saatini gün ışığıyla düzgün bir şekilde senkronize etmesine olanak sağlıyor. Bu sayede insanlar kendilerini daha iyi hissediyorlar -aynı uluslararası bir uçuş yüzünden sersemleyen (jetlag olan) insanların, bu sersemliği sonunda üzerinden attığı zaman olduğu gibi.
Yeni Şafak