RisaleHaber - Haber Merkezi
Bütün Ağabey ve kardeşlerimize çok selam eder, hizmetlerine dua eder ve dua isteriz. Sizlere bu yeni hizmet haberlerini ulaştırmaktan sevinçliyiz. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Dubai'deki hizmet haberlerine geçmeden önce burada yapılacak hizmetlerin öncelikle ehemmiyetinden bahsetmek istiyoruz. Burası Ortadoğu, Afrika, Uzakdoğu ve Orta Asya'nın dünyaya acılan bir kapısı hükmündedir. Dolayısıyla bu bölgede yapılacak hizmetler yalnızca buraya mahsus kalmayacak ve bahsettiğimiz diğer bölgelere de tesir edecektir. Milyonlarca insanin ziyaret ettiği, dünyanın belli başlı ticari merkezlerinden biri olması, bu iddiamızın en büyük delilidir. Uzun bir süreçte yaptığımız araştırmalar ve bu bölgedeki mühim şahsiyetlerle yapılan görüşmeler neticesinde bu bölgede yapılacak hizmetlerin üst kesimden başlaması gerektiği kanaatine varılmıştır. Burada diğer Arap ülkelerine nazaran bir derece serbestliğin var olması, çok farklı organizasyonlara izin verilebilmesi, hizmetlerin suhuletle inkişaf etmesine imkan tanıyacaktır inşallah. Bu mukaddemeden sonra BAE’de yakin zamanda yapılan bazı hizmetleri duanıza vesile olması niyetiyle beyan ediyoruz.
Ocak ayı içinde İstanbul ve Diyarbakır’dan gelen bazı ağabeylerimizle birlikte bu bölgenin mühim şahsiyetleriyle bazı görüşmelerimiz oldu. Bu görüşmeler hayal ve imkânımızın çok fevkinde hizmetlere vesile oldu. Bu hizmet surecinde çok tevafuk ve inayetleri gözlerimizle müşahede edip Cenabı Hakka çok şükrettik. Öncelikle ağabeylerimizin yanlarında getirdikleri 13 koli kitaba havaalanında el konulmasından dolayı, onları teslim almak üzere Emirlikler Basın Konseyi başkanını ziyaret ettik. Yetkililer tarafından bu kadar çok kitabin niçin getirildiğini ve ısrarla amacımızın ve gayemizin ne olduğu soruldu. Biz gayemizin siyasi ve ticari olmadığını Allah rızası için bu kitapları buradaki mühim zevata hediye etmek niyetiyle getirdik diyince, “Hediye bir tana iki tane olur, burada dört yüze yakın kitap var” dedi. Biz de “Biz Türkiye’den geliyoruz ihtiyacımız, heyecanımız, itikadımız, imanımız fazla olduğu için bu kadar kitap getirmişiz. Biz sizi seviyoruz sevgimizin alameti olarak bakın sizinle Arapça konuşuyoruz. Üzerimizdeki mesuliyet büyüktür siz neden engel olmaya çalışıyorsunuz? Evvela bu Kur’an ağacını sizler diktiniz memleketimizde yetişen meyvelerinden bir bakın diye getirmişiz. Müsaade edin o meyvelerden bir yer okuyalım” dedik, buyurun dediler ve Mu’cizat-ı Kur’aniye’den bir bölüm okundu. Risale-i Nur’dan çok etkilendiği belli idi ki kağıdı gülerek imzaladılar ve kitaplarınızı alabilirsiniz dediler. Bizde onlara birkaç kitap hediye ederek 13 koli kitabımızı teslim aldık. Zahiren şer görünen bu hadise çok güzel bir hizmete vesile olmuş oldu.
DUBAİ MÜFTÜLÜK MAKAMINI ZİYARET
Müftülük makamında müftü beyle ve orada bulunan ülkenin mühim alimleriyle çok verimli ve bereketli görüşmeler oldu kendileriyle dersler okundu, kitaplar tanıtıldı ve hediye edildi.
SHARJAH UNIVERSITESINI ZIYARET
Ertesi gün Sharjah üniversitesini ziyaret ettik. Devlet kütüphanesini ziyaret edip, kütüphane müdürüyle görüşüp, Türkiye’den geldiğimizi ve kütüphaneye Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerini hediye getirdiğimizi beyan ederek, külliyatı kayıt altına aldırdık. Kütüphane çalışanlarına da küçük Risalelerden hediye ettik. Oradan Şeriat Fakültesi Dekanını ziyaret ettik. Kendisine Sözler, Lem’alar, Mesnevi ve Şualar hediye edildi. Makamında, Mesnevi başındaki Üstad’ın meslek ve meşrebini izah eden mukaddemeden bir ders ile Hizmet Rehberinden ik,i nefs-i emmare bahsinden de bir ders okundu. Yapılan ders çok hoşuna gitti ve ben bu kitapları inşallah okuyacağım ve talebelerime de okutturacağım diye söz verdi. Kendisini sempozyuma davet ettik. Dekan ise, “inşallah” diyerek memnuniyetle katılmak istediğini söyledi. “Cenab-ı hak sizin yaptığınız bu hizmeti, hasenat olarak Said Nursi’nin defterine yazsın” diyerek Üstadımıza dua etti. Şeriat fakültesinde bazı üniversite hocalarını kendi odalalarında ziyaret ettik. Risalelerden dersler okundu ve kitaplar hediye edildi.
Daha sonra Al Kalimah isimli İslam’a davet-irşad merkezini ziyaret ettik. Onların hizmetleri hakkında bilgi aldık. Bu Merkez, dışarıdan buraya gelen insanları İslam’a davet ve irşad işleriyle meşgul olmaktadır. Arapça, fıkıh ve İslam’a giriş dersleri vermektedirler. Biz de kendimizi onlara takdim ederek, Türkiye’den geldiğimizi ve bu hizmetlerinden hissedar olmak için kendilerine Risale-i Nur’u hediye etmek istediğimizi söyledik. Gerçekten bu kurulusun bu bölgede çok büyük hizmetlere vesile olduğunu herkes kabul etmektedir. Ve bunların Risale-i Nur’a ilgi göstermesi bizim için çok güzel bir hizmete vesile olacağını düşünüyoruz. Oradaki yetkililerin çok sıcak ilgisiyle karsılaştık. Kendilerine 23. Sözün 2. Mebhasından bir ders okuduk. Cümleler ilerledikçe heyecanları artıyor ve bu ifadelerden nasıl etkilendikleri açıkça görülebiliyordu. Beraber akşam namazını kıldık ve sohbete devam ettik. "Siz ne zamana kadar buradasınız? Bize bu Sözler’den bir cilt daha verebilir misiniz?” dediler. Biz ise “ikincisini ne yapacaksınız?” diye sorduğumuzda, diğerini şeyhlerine vereceklerini ve “bunlar müthiş ifadeler mutlaka onunda duyması lazım” diyerek heyecanlarını ortaya koydular.
Sohbetimiz esnasında bizim aşk ve şevkimize hayran kaldığını açıkça ifade ettikten sonra dediler ki; “Siz nasıl bu kadar aşk ve şevk ile dolusunuz, bu şevki nereden alıyorsunuz?” Biz de cevaben; “Risale-i Nur iman ve küfür muvazenelerinde iman ve küfrün nihai merhalelerini beyan etmektedir. Bu muharebe-i azimin ortasındaki adamın hissiyatı elbette normal olmaz. Siz de bu kitapları mütalaa ettikçe bu zevkleri alarak Kur’an’a hizmet için şevke geleceksiniz.” diyerek oradan ayrıldık. Biz ayrılırken o hala Risale okuyordu.
SHARJAH UNIVERSITESI REKTORLUK MAKAMIYLA YAPILAN GORUSME
Sharjah Üniversitesi rektörlük makamında rektör yardımcısıyla görüştük. Makamında yaptığımız ziyarette, yaptıkları eğitim hizmetlerinden dolayı kendilerini tebrik ettik. Kendilerine “siz Arap milleti, Alem-i İslam’ın Üstadlarısınız, bizler de sizin talebeleriniziz. Türkiye zemininde zuhur eden bir nuru size takdim etmek ve bu Nurdan sizin de istifade etmeniz arzusuyla getirmiş bulunmaktayız. Müsaadenizle bu Nurdan bir yer okuyalım.” dedik ve 25. Sözün başındaki Kur’an nedir? Tarifi nasıldır? Mevzuunu ders olarak takdim ettik. Rektör yardımcısının baştaki resmi tavrı ders okunduktan sonra samimi tebessümlerle neticelendi. Kendisi de bizi tebrik etti. Ziyaretimizden çok memnun olduklarını belirtti. Bu ziyaretimiz ve kitapları takdimimiz üniversitenin medyası tarafından kayıt altına alındı.
Al FIRDAUS TEBLİĞ MERKEZİNİ ZİYARET
Bir başka gün ikinci bir İslami tebliğ merkezini de ziyaret etme imkânı bulduk. Oranın müdürü olan muhterem zata Kendimizi tanıtıp maksadımızı söyledik ve kendilerine Mesnevinin başındaki mukaddemede, tevhid-i kıble… meselesi ve üstad-ı hakiki, Kur’an olduğunu ifade eden birinci noktayı okuduk. Hüsn-ü tesirini müşahede ettikten sonra 20. Mektubun birinci makamının üçüncü kelimesini okuduk. Bu mevzuu onların halet-i ruhiyesine uygun olduğu için çok etkilendiler. Kendisine mesneviyi hediye ettik. Kitabı eline alınca bu kitap bir silsileden ibaret, bunların devamını da verin, nerede bulabilirim kendi paramla alacağım dedi. Bunun üzerine biz de bütün külliyatı kendilerine hediye ettik. Kitapları mütalaa edin birkaç gün sonra sizi tekrar ziyaret edeceğiz deyip oradan ayrıldık.
RİSALE-İ NUR SABAHA KADAR BENİ UYUTMADI
Bir kaç gün sonra tekrar ziyarete gittiğimizde Risale-i Nur’un onların kalplerini feth ettiğini müşahede ettik. Müessesenin müdürü; “Ya! siz bize nasıl bir kitap verdiniz dün gece sabaha kadar beni uyutmadı. İşarat’ül i’cazın başındaki efendimiz (asm)ın ben-i Adem namına hikmete verdiği cevaptan çok etkilenmiş. Okuyorum uykum geliyor yatıyorum, dayanamıyorum tekrar kalkıp okuyorum bu şekilde sabaha kadar beni uyutmadı dedi. Kitapların etkisiyle çok samimane o ülkedeki hizmetimizle alakalı faideli tavsiyelerde bulundu. Daha sonra telefon edip birisini çağırdı. On dakika sonra gelen muhterem zatı, ülkenin önde gelen yazar ve mütefekkirlerinden biri diye bize takdim etti. Bu zat ziyaret maksadımızı sorup iyice anladıkdan sonra; yarın evimde sizin için bir yemek daveti vereceğim buranın önde gelen alimlerini de davet edeceğim sizde kitaplarınızı onlara tanıtma imkanı bulursunuz, hatta şimdi müsaitseniz Şeyh ailesinden birisinin taziyesi var dilerseniz birlikte gidelim. Biz de cenab-ı hakkın bu inayeti karşısında davetini kabul ettik. Orada şeyh ailesinden birçok zatla tanışıp kendilerine risalelerden hediye ettik. Hususan ihtiyarlara ihtiyarlar risalesi, hastalara hastalar risalesi, gençlere gençlik rehberi gibi herkesin durumuna göre kitap verilmesinden çok etkilendiler. Ve bir anda herkesin elinde risaleler okuma programı gibi bir vaziyet Allah’ın inayetiyle meydana geldi. Sonra Şeyh efendi geldi. Yazar bizi tanıttı, taziyelerimizi ifade ettik. Kendisiyle uzun uzun dersler okundu, risaleler tanıtıldı. Çok memnuniyetini ifade ettiler ve eserlerin tamamını almak ve okumak istediğini söylediler. Biz de elimizdeki kalan eserleri kendisine verip bilahere diğerlerini de takdim edeceğimizi bildirip yemek ikramından sonra oradan ayrıldık.
“BEN HAYATIMDA BÖYLE HALAVETLİ SÖZ DUYMADIM”
Ertesi gün yazar ve mütefekkir zatın evindeki davete iştirak ettik. Ümit ve hayalimizin fevkinde o havalinin önde gelen birçok alim ve hocalarına kendimizi muhatap bulunca bu hizmetin tamamen Cenab-ı Hakk’ın tasarrufunda olduğunu bir kez daha müşahede ettik. Ev sahibi bizi onlara takdim etti ve kendisinin misafirleri olduğumuzu söyledi. Ve nurlardan dersler okundu. Kitaplar tanıtıldı, nur cemaatinin hizmetleriyle alakalı bilgiler verildi. Onların suallerine nurlardan okunarak cevaplar verildi. Sonra birlikte yemeğe geçildi. Yemekten sonra müsaade isteyip Risale-i Nur’dan bir ders okuyup kalkmak istediğimizi söyledik, buyurun dediler ve nurlardan bir bölüm okundu. Dersten sonra orada bulunan Ummanlı bir Elektirik Mühendisi; “Ben hayatımda böyle halavetli söz duymadım. Lütfen bu kitapların tamamını bulabileceğim yeri söyleyin almak istiyorum, ben bundan sonra kendi memleketimde bunları dağıtacağım.” diyerek BAE’ye komşu bir devlette de inşallah hizmetin temelleri atılmış oldu.
Bu ilmi meclis, Allah’ın inayetiyle çok hayırlı ve bereketli hizmete vesile oldu. Ev sahibi olan muhterem zat Pazar günü daha geniş bir ilmi meclis toplayacağını ve bizim de mutlaka iştirak etmemizi arzu ettiğini her ne kadar ifade etti ise de o gün Türkiye’ye döneceğimiz için katılamayacağımızı söyleyip kitaplarımızı kendisine hediye edip teşekkür ederek oradan ayrıldık.
AJJMAN UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI ZIYARETI
Ajman üniversitesi ilahiyat fakültesi dekanını ziyaret ettik. Dekan bey Türkiye’den geldiğimizi öğrenince bizi kapıda karşıladı ve çok sıcak bir alaka ile odasına davet etti. Odada 2 profesör daha vardı. Onlara Türkiye’den Nur talebeleri olduğumuzu söyleyince, birisi çok heyecanlandı ve dedi ki; Ben Kur’an’ın i’cazına dair bir kitap yazmıştım ve Bediüzzaman’ın İşarat’ül İ’caz isimli kitabından alıntılar yapmıştım. Fakat Risale-Nurun diğer kitaplarını okumamıştım. Yıllar sonra böyle bir sürprizle karşılaşmak beni çok memnun etti. Orada Risale-i Nur’un muhtelif yerlerinden dersler okundu. Dikkatle dinlediler. Sonra hepsine kitaplar hediye edildi. Ayrıca üniversite kütüphanesi için de kitaplar verildi memnuniyetle kabul ettiler. Sonra Üstad’ın kabri niçin gizlidir diye sordular? Bizde bu zamanda kabir ziyareti mana-ı harfiden, mana-ı isme geçip bir maksad-ı dünyeviye haline geldiği için Üstadımız bu kapıyı kapalı tutarak, bu tarz dünyevi ziyaretleri hayatında kabul etmediği gibi vefatından sonrada kabul etmemiş ve kabrinin gizli kalmasını vasiyet etmiştir diyince çok takdir ettiler ve memnun oldular. Dekan bey bizi evinde misafir etmeyi ısrarla teklif ettiyse de başka görüşmelerimizin olduğunu söyleyip teşekkür ederek ayrıldık. Ayrıca İmam Malik üniversitesini de ziyaret ettik, şeriat fakültesi dekanıyla görüştük kendisine ve fakülte kütüphanesine Risaleler hediye edildi. Memnuniyetlerini ifade ettiler.
Prf. Dr. Malek Al Yamani
Arap dili ve edebiyatı hocası, İş adamı, bazı radyo ve TV'lerde kültürel programlar yapan, ayrıca ülkenin önde gelen insanları ve yeni Müslüman olmuş insanlarla dini sohbetler yapan bir âlim... Bütün bu hususiyetlere sahip birinin Risale-i Nur'a sahip çıkması büyük bir hizmete vesile olacağını düşünerek Risale-i Nur’u tanıtmak maksadıyla kendisinden Arapça ders alan bir kardeşimizin evinde buluştuk. İlk önce ona sorular sorup meslek ve meşrebini öğrenmek istedik. Kendisi Şeyh Muhyiddin-i Arabi ve Ibn-i Kayyim-i Cevzi den etkilendiğini söyledi. Bizde Risale-i Nur’dan makamı aşk ve muhabbet bahisleri ile şeyh Muhyiddinle alakalı yerleri okuduk. Dersten sonra; “Bunlar çok mükemmel ifadeler. Biz mutlaka bir araya gelip bunları mütalaa ederek okumalıyız.” diyerek hayretini ifade etti ve bizi bir araya getiren kardeşimize çok teşekkür etti ve külliyatın tamamını almak istediğini söyledi. Biz de kendisine bir takım külliyat hediye ettik. Ertesi gün telefon ederek Pazartesi günü yeni Müslüman olmuş bir guruba dua ile alakalı ders yapacağını, Risale-i Nur’da dua ile alakalı bahislerin nerelerde geçtiğini sordu ve o akşam Nurlardan alıntılar yaparak ders yaptığını öğrendik.
ŞAZELİ ŞEYHİNİ ZİYARET
Yine Dubai’deki Şazeli Şeyhlerinden birini ziyaret ettik. Risale-i Nur’dan dersler okundu ve kitaplardan hediye ettik. O da bizi Perşembe günü müritlerinin de katılacağı evindeki yemeğe davet etti, gelin benim müritlerime de bu kitapları anlatın dedi. Biz de davetine icabet ettik ve bu tarikat meclisinde Risale-i Nur’dan dersler okundu ve orada bulunanlara kitaplardan üçer dörder hediye edildi.
Dubai’nin merkezi bir mahallesinde kendisi Tunuslu, hanımı Türkiyeli olan Şükrü adında bir imam kardeşimiz var. İmamlık yaptığı camide kendisini ziyaret ettik. Israrla bizi evine davet etti, icabet ettik. Evinde külliyat olduğu halde maalesef okumamıştı. Yapılan uzun uzun dersler neticesinde hanımıyla beraber okuyacağına söz verdi. Şazeli Şeyhi ile görüşmemizi bu kardeşimiz ayarlamıştı. Ziyaret sonrasında o kadar şevke gelmişti ki; “siz Risale-i Nur’un hizmetkarısınız, bundan sonra ben de sizin hizmetkarınızım” dedi. Bu türden birçok ziyaretlerimiz oldu.
Son olarak BAE’nin önemli işadamlarından olan birisiyle yaptığımız görüşmeyi yazarak mektubumuza hatime verelim. Kendisi Risale-i Nur'dan ve hizmetlerden haberdar. Turkiye’nin ahvalini gayet iyi bilen ve büyük ticari ilişkileri olan nüfuzlu birisi. Finans merkezinde kendisiyle görüştük. Ders okuyacağımızı anlayınca telefon edip kardeşini de çağırdı. 23. Söz’den bir bahis okundu ve kitaplar ve hizmetler hakkında bilgi verildi. İkisi de çok dikkatle dinlediler ve memnuniyetlerini ifade edip Ülkeleri ve bizim hakkımızda hissiyatlarını şöyle dile getirdiler; “Memleketimiz maddeten çok terakki etmiştir. Her tarafta müthiş binalar, lüks alışveriş merkezleri, lüks arabalar, camiiler görüyorsunuz. Bununla beraber bütün bunların fikir ve ruh bakımından içlerinin dolu olduğunu sanmayın. Bu müesseselere ruh mesabesinde olabilecek Risale-i Nur hakikatlerine şiddetle ihtiyacımız var. Şimdiye kadar Türkiye’den gelenler hep maddi maksatlar için buraya geldiler. Bunların manevi bakımdan bize hiçbir faydası olmamıştır. Fakat şimdi sizler gibi maneviyat ehli zatların ziyaretleri bizi ziyadesiyle memnun etmiştir. Ben bu akşam umreye gidiyorum, eğer gitmeseydim sizi buranın mühim zevatı ile görüştürecektim. İnşallah bir dahaki ziyaretinizde birlikte program yapalım” dedi. Biz de kendisine teşekkür ederek oradan ayrıldık. Bu görüşmeye vesile olan kardeşimiz de “Bu finans merkezinde hep para konuşulur fakat ilk defa tarihinde maneviyat konuşuldu, Risale-i Nur okundu elhamdülillah” diye hissiyatını ifade etti.
Birleşik Arap Emirliklerinin Dubai ve diğer eyaletlerinde ekilen bu nur tohumlarının neşv-ü neması için bütün ağabey ve kardeşlerimizden dua istirham ediyoruz.
Birleşik Arap Emirlikleri Nur Talebeleri