Cumali Önal'ın haberi:
Kahire'de olağanüstü toplanan Arap Birliği, sivilleri katletmeye devam eden Suriye'nin üyeliğini askıya aldı. Örgüt, Şam yönetimine yaptırım uygulanmasını isterken, Suriye muhalefetine de 'geçiş süreci'ni konuşmak üzere birliğin Kahire'deki genel merkezine gelmesi çağrısı yaptı. Kararın Esed rejimi için şu ana kadarki en ağır darbe olduğu ifade ediliyor.
Arap Birliği, tarihindeki en önemli kararlardan birine imza atarak, aylardır sivilleri katleden Suriye'nin üyeliğini askıya aldı. Örgüt, Beşşar Esed rejiminin akan kanı durdurmaması durumunda siyasi ve ekonomik müeyyidelerle yüz yüze kalacağı uyarısında da bulundu. Esed rejiminin göstericilere şiddet uygulanmayacağı sözünü tutamamasının ardından dün yapılan olağanüstü toplantı sonrasında Arap Birliği dönem başkanı Katar Dışişleri Bakanı Hamad bin Casim tarafından okunan kararın dört gün içinde yürürlüğe gireceği açıklandı. Karara 22 üyeden 18'i destek verirken, Suriye, Lübnan ve Yemen aleyhte oy kullandı. Irak ise çekimser kaldı.
Kararla birlikte başta Türkiye olmak üzere Suriye'ye sert yaptırımlar uygulanmasını isteyen ülkelerin elinin daha da güçleneceği, BM'de Suriye karşıtı bir karar alınmasını engelleyen Rusya ve Çin gibi ülkelerin de tavırlarını yumuşatmak zorunda kalacağı belirtiliyor. Dünyanın en eski ancak etkisiz örgütlerinden olan Arap Birliği, şubat ayında da Libya konusunda tarihi bir adım atarak, bu ülkenin üyeliğini askıya almış, BM operasyonlarına da destek vererek, NATO'nun Kaddafi rejimini devirmesinde aktif rol almıştı.
Örgüt, bu ay başında Suriye ile bir ateşkes anlaşması imzalandığını duyurmuş, ancak anlaşma yürürlüğe dahi girmeden rejime bağlı birlikler pek çok kentte katliam yapmaya başlamıştı. Ateşkes kararından sonra en az 250 kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Son rakamlarla birlikte Suriye'de hayatını kaybedenlerin sayısının 3.500'i geçtiği tahmin ediliyor. Tıpkı Kaddafi gibi Esed'in de Arap liderler arasında sevilen bir isim olmamasının Arap Birliği'nin kararında önemli bir rol oynadığı kaydediliyor. Özellikle 2005 yılındaki eski Lübnan başbakanlarından Refik Hariri cinayetinden sonra başta Suudi Arabistan ve Mısır olmak üzere pek çok Arap ülkesi Esed rejimi ile ilişkilerini asgariye indirmeye başlamıştı. İran'ın bölgede artan rolüne Suriye'nin destek vermesi ise başta Körfez ülkeleri olmak üzere pek çok Sünni Arap ülkesi arasında derin endişe meydana getiriyor.
Siyasi ve ekonomik yaptırım gücü bulunmamasına rağmen üyelerinin dünyanın en stratejik noktalarından birinde bulunmasından dolayı Arap Birliği'nin aldığı son kararın Esed rejimi için şu ana kadarki en ağır darbe olduğu ifade ediliyor. Katar Dışişleri Bakanı, kararın uluslararası bir müdahalenin yolunu açıp açmayacağı yönündeki soruya ise, "Kimse uçuşa yasak bölgeden ya da durumu daha da karmaşık hale getirmekten bahsetmiyor." şeklinde cevap vererek, Libya benzeri bir müdahaleye şimdilik yeşil ışık yakmadıklarını ima etti. Ancak başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler, uçuşa kapalı bölge de dahil Suriye'ye yönelik sert askerî yaptırımlar uygulanmasını istiyor. Ancak BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinden Rusya ve Çin ise tıpkı Libya'daki gibi yeni bir tuzağa düşmeyeceklerini, Suriye'ye müdahale anlamına gelecek her türlü kararı engelleyeceklerini belirtiyor.