Arapça ezan ve Kur'an alfabesini yasaklayan belgeler
Tarihçi Murat Bardakçı, Arapça ezanın ve Kur'an alfabesinin yasak olduğu tek parti dönemine ait belgeleri yayınladı
111
(İçişleri Bakanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı’na 1 Aralık 1938’de gönderilen ve Amasya’da Arapça tekbir getirilmesi ile ilgili yazı.)
Tarihçi Murat Bardakçı, Arapça ezanın ve Kur'an alfabesinin yasak olduğu tek parti dönemine ait belgeleri yayınladı.
HaberTürk'teki yazısında CHP’nin Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz'ın ezanın Türkçe okunmasını isteyince kıyamet koptuğunu hatırlatan Bardakçı, "milleti yıllarca ikrah ettiren ve bundan 68 sene önce tarihe karışmış olan “Türkçe ezan” derdi de böylece durup dururken yeniden gündeme geldi" dedi.
Bardakçı' yazısını şöyle sürdürdü ve belgeleri yayınladı:
211
(Arapça tekbir konusunda bir başka yazı: İçişleri Bakanlığı’ndan 1 Aralık 1938’de Cumhurbaşkanlığı’na gönderilmiş.)
"Bugün burada ezanın Arapça okunmasının yasak olduğu senelerden kalma bazı belgelere yer veriyorum… Ankara’da, Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde bulunan bu belgeler, ilk defa burada yayınlanıyorlar…
Yine burada devletin 1930’lu ve 40’lı senelerde uyguladığı dinî alandaki yasakların Arapça ezan okuma ve kamet getirme ile sınırlı kalmadığını, izinsiz dinî eğitimin şiddetli şekilde takip edildiğini, Alevî vatandaşların âyin yapmalarının da suç sayıldığını, hattâ diğer dinlerin mensuplarının bile bazı yasaklamalarla karşı karşıya bulunduklarını gösteren daha başka belgeler de yeralıyor…
311
(Sadece Müslümanlar’a değil, Yahudi vatandaşlara da getirilen dinî yasaklardan bir örnek: İçişleri Bakanlığı, 1 Aralık 1939’da Cumhurbaşkanlığı’nı İzmir’de bir Yahudi ailenin çocuklara Yahudice, Türkçe ve Fransızca okuturken yakalandıklarını bildiriyor.)
Devletin o senelerdeki din politikasının temeli sadece Müslümanlar’ı değil, Türkiye’de mevcut diğer dinleri de kontrol altında tutmaya dayanıyordu! Meselâ, Türk vatandaşı olan Yahudiler’in de izinsiz dinî eğitim vermeleri yasaklanmış ve çocuklarına İbranice okutan Yahudi vatandaşlar mahkemeye sevkedilmişler, hattâ bu ailelerin evde Fransızca öğretmeleri bile suç olarak görülmüştü! Kontroller ve yasaklamalar bu kadarla da sınırlı kalmamış, Türkiye’de yaşayan ama Türk vatandaşı olmayan papazlar bile takip edilmiş, meselâ Edirne’deki İtalyan Konsolosluğu’nda görevli bir papaz ile din dersi verdiği çocukların gizlice fotoğrafları çekilmiş ve İçişleri Bakanlığı bütün bu takibatın neticesinden Cumhurbaşkanlığı’nı da haberdar etmişti!
411
(İçişleri Bakanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı’na 7 Ekim 1940’ta gönderilen ve Arapça ezan okuyan, Kur’an öğreten ve gizlice Arapça harfleri tedris ederken yakalananlarla ilgili yazı.)
Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde mevcut böyle dosyalar dolusu belgenin yanısıra Cumhurbaşkanlığı’na her ay sunulmuş “dirlik ve düzenlik raporları” da bulunuyor ve illere göre ayrı ayrı düzenlenen bu raporlarda yeralan hadiselerin ekseriyetini “Arapça ezan”, “Arapça kamet”, “çocuklara Kur’an okumayı öğretmek”, “âyin yapmak” gibi “suçlar” teşkil ediyor. Hattâ, halkın evliya türbesi kabul ettiği mekânlara mum dikmesi bile suç olarak görülüyor ve mum yakarken yakalananlar da adliyeye sevkediliyorlar!
511
İçişleri Bakanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı’na 15 Kasım 1940’ta gönderilen yazı: Bir Yahudi çocuklara gizlice dinî eğitim yaparken, Müslüman kadın mum yakarken, yine bazı Müslümanlar da çocuklara Arap harflerini öğretirken yakalanmışlar!
611
İçişleri Bakanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı’na 8 Temmuz 1940’ta gönderilen yazıda gizlice Alevî âyini yapanların ve Arap harfleri ile ders verenlerin yakalandıkları haber veriliyor..
711
İçişleri Bakanlığı, 10 Haziran 1940’da Mişon Saydım adındaki Yahudi vatandaşın çocuklara İbranice ders verirken, bazı Müslüman vatandaşların da Arap harflerini öğretirken yakalanmaları hakkında Cumhurbaşkanlığı’nı haberdar ediyor.
811
Bir diğer “suçüstü” belgesi: İçişleri Bakanlığı, 16 Ocak 1933’te Cumhurbaşkanlığı’na Elifba ile Amme cüzlerini öğreten bir hocanın mahkemeye sevkedildiğini bildiriyor.
911
İçişleri Bakanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı’na 13 Şubat 1933’te gönderilen yazıda Alevî âyini yaparken yakalanan vatandaşlar hakkında bilgi veriliyor.
1011
İçişleri Bakanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı’na 8 Nisan 1939’da gönderilen bu yazı devletin dinî eğitim konusunda sadece Türk vatandaşlarını değil, Türkiye’de yaşayan yabancıları da takip ettiğini gösteriyor.
1111
İçişleri Bakanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı’na 11 Nisan 1939’da gönderilen gericilik raporunun bir sayfası (Cumhurbaşkanlığı Arşivi, İsmet İnönü Arşivi, Yer No: 2/6-29, Fihrist No: 3384-47).