Hac farizası için Mekke-i Mükerreme'de bulunan Mustafa Sungur abi aniden rahatsızlanınca daha yakından ilgilenme fırsatı buldum. Yirmi dört saatlik yoğun bakımdan sonra oğlu Muhammed Nur ve yakın arkadaşları Türkiye’ye dönmesinin daha uygun olacağını söylediler. Bunun üzerine durumu Cidde havaalanındaki yetkililere aktardık ve 30 Kasım sabah saat 05:20 uçağıyla Cidde’den İstanbul’a İbrahim Nur’la birlikte havalandık.
Yaklaşık 3 saat 35 dakika süren yolculuğumuz ilk bölümünden itibaren Bursa eşrafından Veysel Bakgör Beyefendinin de katılmasıyla tatlı bir sohbete dönüştü. Risale-i Nurlar’dan, hizmetlerden, Üstad’dan bahsedilince Sungur abinin hastalığından eser kalmadı. Sohbetimizde "Üstad uçağa bindi mi" diye sual ettim, "evet bindi" dedi. Yeni bir şey duymuş olmanın heyecanı ile cevabın devamını bekledim, tebessüm etti “Urfa'dan Isparta'ya uçakla geldi.”
Havaalanında bagajları beklerken Veysel Bey birkaç fotoğrafımızı çekti. Sonra fotoğraf makinesini bana verdi. Kendisi Sungur abinin yanına geçti fotoğraf çektirmek için. Sungur abi buna şiddetli tepki gösterince fotoğraf çekmekten vazgeçtik. Geçici bir sessizlikten sonra “Ben niye itiraz ettim biliyor musunuz?” dedi. “Hayır” dedim. “Beni büyük bir zat zannediyorlar. Ben kendimi öyle bilmiyorum ki kardeşim” dedi.
Bunun üzerine dedim ki “Biz sizi arkadaş olarak biliyoruz, sen bizim en yakın arkadaşımızsın. Arkadaşımız olduğun için seni seviyoruz, muhabbetle kucaklıyoruz ve bir arkadaşlık hatırası olarak resim çektirmek istiyoruz. Sen bizim ders arkadaşımızsın. Tek farkın Üstad’ı görmüşsün, yanında kalmışsın ve biraz da bize göre erken dünyaya gelmişsin, hepsi bu. Yoksa senden keşif, keramet beklediğimiz yok, rahat ol.” “Öyle mi?” dedi. “Evet” dedim. “O halde gelin” dedi ve makinemiz yeniden çalışmaya başladı. Resim çekme faslından sonra Sungur abi ile arkadaşlık üzerine sohbetimiz devam etti. Allah’tan bagajların gecikmesi de rahmet oldu. Sohbetimizin hulasası şuydu.
Said Özadalı: “Üstad hazretleri arkadaşlık manası ve kavramı üzerinde çok duruyor. Mesela İhlas Risalesinin başında; Ey ahiret kardeşlerim ve ey bu hizmeti Kuran-i’ye’de arkadaşlarım. Ekseriyet itibari ile Üstad uhrevi meselelerde kardeş, hizmette arkadaş kelimelerini ihtiyar etmektedir. Bu arkadaşlık kelimesi Risale-i Nurlar’ın birçok yerinde geçiyor. Mesela sadece Kastamonu Lahikasında 33 defa zikrediliyor.”
Sungur abi: “Kardeşlik daha önemli çünkü bir anne ve babadan olmuş gibi yek vücut olmak var.”
S.Ö.: “Kardeşlik çok geniş bir dairedir. Arkadaşlık bu geniş dairede hususi ve özel bir dairedir. Üstad Hazretleri buyuruyor ki: Risale-i Nurların dışında bir eser ararsanız Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsınız diyor, kardeş olamazsınız demiyor. Sizler Üstad’ın hem kardeşleri hem de arkadaşlarıydınız. Davada arkadaşlık meselesi Üstad’da en ileri seviyededir. Bu arkadaşlık meselesi başka mürşidlerde var mı bilmiyorum. Şu kadarını biliyorum; Resulullah (S.A.V)’ın arkadaşları vardı. Ashabı Resul, Sahabe-i Güzin, Ashabı Kiram. Bunlar hep arkadaşlık manasına geliyor. Bütün müminler Resulullah’ın kardeşleriydi. Ama en yakınındakiler onun hem kardeşleri hem de arkadaşlarıydı.”
Sungur abi: “Maşallah Said kardeş. Sen anlaşılan bu konuda çok araştırma yapmışsın.”
S.Ö.: ”Daha bitmedi ağabey isterseniz birazda işin insani ve psikolojik tarafına bakalım. Mesela biz buradakiler arkadaş olsak mı daha rahat ederiz, yekdiğerimizden istifade ederiz yoksa abi kardeş olsak mı? Eğer abi kardeş olsak bize tahakküm etme ihtimalin var. Halbuki siz bundan rahatsız oluyorsunuz. Arkadaş olsak eşitlik olur Üstadın rahle-i tedrisinde hep beraber eşit şartlarda istifade etmiş oluruz. Sadece şu kadarı var ki yaş itibariyle size hürmet ederiz, hizmet ederiz ama sınıfta derste Üstadı dinlerken hepimiz eşit şartlarda dinleriz.”
Sungur abi sabırla dinledi teşekkür etti ve bu arada bagajlarımız da geldi. Dışarıda bizi bekleyen nur ihvanlarla ve arkadaşlarımız ile kucaklaşırken Risale Haber’in usta muhabiri Abdurrahman İraz-i hazretleri her zamanki gibi vazife başındaydı ve bol bol fotoğraf çekiyordu. Hepimizden hepinize selamlar dualar…
Arkadaşım Sungur ağabey-2 yazısı için tıklayınız