Bazı şeyler inkar edilemez netlikte.
2000’lerin başlarında Genelkurmay Başkanlığı, sizin benim vergilerimle çeşitli internet alan isimleri satın alıyor.
Sonra bu alan isimleri üzerinden yayın yapan türlü çeşitli internet siteleri kuruyor.
Bu sitelerde yalan haberler, manipülasyonlar, provokatif şeyler yayınlanıyor.
Sitelerde sadece Türk milletine yalan haber yayılmıyor, aynı zamanda Genelkurmay kendi hükümeti aleyhine de kara bir proganda faaliyetine girişiyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Genelkurmay’ın kurduğu sitelerdeki yalan haberleri delil kabul edip Adalet ve Kalkınma Partisi için kapatma davası açılıyor. Haberlerin yalan olduğu Anayasa Mahkemesi kararıyla kesinleşiyor.
* * *
Sonra bütün bunlar ortaya çıkıyor, 2009 yılında.
Genelkurmay ortaya çıkanları yalanlamıyor, ‘Evet’ diyor, ‘Yaptık ama biz bunu Başbakanlığın bize verdiği talimatla yaptık.’
Talimat aranıyor, bulunamıyor. Anlaşılıyor ki, Bülent Ecevit’in başbakanlığı dönemindeki bir genelgeye dayanıyor Genelkurmay. O genelgeyi alabildiğine geniş yorumlamışlar, kendilerine böyle bir vazife çıkarmışlar durduk yerde. Sonra da yalan haber yayma sitelerini kurmuşlar, bize yalan söylemişler, kendi hükümetleri aleyhinde deli gibi çalışmışlar.
Bütün bunlar emir komuta zinciri içinde ve emirle olmuş. Daha yeni bu konuda dava açıldı, iddianame yazıldı, merak eden açsın okusun.
Tamam da, benim anlamadığım şu: Bu gerçek 2009’da kamuoyu tarafından öğrenildikten sonra Genelkurmay ne yaptı?
Mesela Türk milletinden özür diledi mi? ‘Üstümüze vazife olmayan işlere kalkıştık, hukuku çiğnedik’ diye itirafta bulundu, en ufak bir kurumsal pişmanlık belirtisi gösterdi mi?
Hayır, tam tersine, sorumluluğu daha alt seviyelerdeki albay-binbaşı gibi subayların üzerine yıkmaya çalışan bir yazı yazdılar savcılığa.
Oysa o andıçlar, o planlar, hatta belki sitelerdeki o metinler bile komutanların bilgisi, onayı olmadan yayınlanamazdı.
* * *
Şimdi bu davada hakkında yakalama kararı çıkarılan yeni subaylar yüzünden Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları istifa ediyor, ‘Personelimin haklarını savunamaz hale geldim’ denilerek.
Bütün millete yalan söyleme, kendi hükümeti aleyhinde kara propaganda yapma konusunda tek bir idari soruşturma bile açmaz, en ufak bir pişmanlık belirtisi göstermezseniz, doğal olarak merak edilir: Hukuka ve demokrasiye söylediğiniz kadar bağlı mısınız?
Normal bir demokraside, internet andıcı gibi bir konu sadece savcının ve mahkemenin konusu olmaz. Demokratik hesap verebilirliğe inanan kurumlar da çıkar hesap verir, gerekirse özür diler.
Bizde üste çıkılmaya çalışılıyor. Bu kadarı da fazla değil mi?
Hürriyet