Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’ndan yapılan yazılı açıklama, Ateşböceği Ercan’ın ‘süper bulmacası’ ile yarışır çetrefillikte...
Kesin bir ifade yerine, muğlák bir anlatımı...
Ve ‘kurnazlığı’ tercih eden bir metin var önümüzde.
Niye kurnazca?
Çünkü askeri savcı, Albay’a ‘takipsizlik’ veriyor ama...
Taraf Gazetesi için ise düzenlediği dosyayı dava açılması için sivil savcılığa yolluyor.
* * *
‘Kovuşturmaya yer olmadığını’ söyleyerek, askerler savcılık marifetiyle topu kendi sahalarından uzaklaştırdılar.
Ama hissim odur ki sadece ‘şimdilik’...
Çünkü Nokta Dergisi olayını anımsadım.
Bakarsınız biri bu kez ‘orijinal’ belgeyi çıkartıverir.
* * *
Karar beni şaşırtmadı...
Sanıyorum başkalarını da şaşırtmadı.
Herhalde savcılık açıklamasının tersini; örneğin ‘metinle ilgili tüm tertipler ortaya çıkarılmış ve bu tertiplerin ardındaki cunta rütbelerine bakılmaksızın emekli edilmiştir’ türünde bir kararı bekleyen pek kimse yoktu.
* * *
Dünkü açıklamada şöyle bir paragraf var:
‘Anılan belgenin Genelkurmay Başkanlığı’nda hazırlanmadığı, böyle bir belgenin mevcut olmadığı anlaşıldığından ve aslı bulunmayan fotokopi belgenin 4. sayfasındaki imza bloğunda Albay Dursun Çiçek’in isminin üzerinde yer alan imzanın, şüpheli Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek’e ait olduğuna, bu belgenin hazırlanması ve herhangi bir kişiye verildiğine ilişkin şüpheli hakkında delil bulunmadığından, soruşturma konusu olay ve şüpheli Dursun Çiçek ile ilgili olarak itiraz yolu açık olmak üzere kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği’ belirtildi.
İtiraz yolu kime açık?
Genelkurmay’a.
Genelkurmay’ın bu karara itiraz edeceğini düşünen var mı?
* * *
Dünkü Savcılık açıklaması ertesinde...
Aceleyle bağlanılan televizyonlara, ajansların ilk haberlerine bakarak ‘askerlerin bu kez sivillerin önünü kapatmadığını’ söylemiştim.
Ancak, tam metin elime geçtiğinde, kurnaz bir çetrefilliği seçen ifadelerin niyet ve amacının öyle olmadığını gördüm.
Tam tersine savcılık Taraf Gazetesine dava açtırma peşindeydi... Bu amaçla tertiplediği dosyayı sivil yargıya yollamıştı.
Okuyalım:
‘Askeri Savcılık, Taraf gazetesinde yayımlanan belgenin aslının mevcut olmaması nedeniyle, bu belgenin hangi amaçla kim veya kimler tarafından üretildiği, üretenlerin amaçları, özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir şekilde hedef alınıp alınmadığı ve belgenin Taraf gazetesi muhabirine ulaştırılmasıyla aynı gazetede yayımlanması olayları hakkında adliye mahkemelerinin görevli ve yetkili oldukları anlaşıldığından, itiraz yolu açık olmak üzere Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının görevsizliğine, soruşturma dosyasının gereğinin takdir ve ifası için görevli ve yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verdi.’
Buradaki itirazı da herhalde Taraf gazetesi yapacak.
* * *
Aynı Nokta Dergisi’ne yapılan numara.
Askeriye ne yapmıştı o zaman?
‘Darbe günlüklerini’ pas geçip, Nokta Dergisi’ni bastırtmıştı...
Ancak, zaman içinde ‘darbe günlüklerinin’ bal gibi doğru olduğu görülmüştü.
Şimdi kurnazca, anlaşılmaz, çetrefil bir şekilde yazılmış olsa da, aynı senaryoyu görüyoruz.
* * *
Doğrusu gelişmeler beni hiç şaşırtmadı.
Ama laf aramızda belgenin gerçek olduğuna dair kanaatim de garip bir şekilde biraz daha pekişti.
‘Askeri Savcılık’ belgenin ve konunun ‘Genelkurmay ile alakası yoktur’ demekte.
Vaktiyle de ısrarla JİTEM yok dediler ama JİTEM’in öldürdüğü insanların kemikleri yeni teşhis ediliyor.
* * *
Peki, konunun ‘Genelkurmay ile alakası’ yok ise kiminle alakası var?
Nokta Dergisi’ndeki ‘darbe günlükleri’ örneğini asla unutmadan bunun doyurucu cevabını siyasal iktidar vermeli...
Üstelik sadece cevabını vermekle yetinmeyip, bir ‘kurban’ haline gelmek istemiyorsa, gereğini de yapmalı...
Star