Serhat Şeftali'nin haberi:
Eyüp Işık (22) Diyarbakır, Yahya Günaydın (25) Yozgat ve İmran Üstündağ (24) Hakkârili üç genç. Onları bir araya getiren ise hafız olma istekleri. Üçü de askerliklerini yaptıktan sonra 6-11 ay arası bir sürede hafızlığı bitirmeyi başarır. Onları özel kılan şey ise bugüne kadar askerlik sonrası hafızlığa çalışan çok kimsenin olmaması.
Diyarbakır, Hakkâri ve Yozgatlı üç genç, askerliklerini bitirdikten sonra normalde 2-3 yıl olan hafızlığı bir yıl gibi kısa bir sürede tamamlayarak büyük bir başarıya imza attı. Eyüp Işık (22), Yahya Günaydın (25) ve İmran Üstündağ (24), askerlik dönüşü gönül verdikleri Kur'an'ı ezberlemek için çaba sarf eder. Allah da (cc) bu gayretlerini karşılıksız bırakmaz ve onlara hafız olma imkânı tanır.
Hafızlık için karar vermeleri kolay olmaz. Özellikle aileleri, askerlik sonrasında onların evlenmelerini arzu eder. Bunun için yapılan baskılar karşısında hafız olmak için çabalarlar. Üstelik ailelerinde ve çevrelerinde onlara örnek bir hafız yokken. İmran, Eyüp ve Yahya, şimdi üniversite için girişimlerde bulunuyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu yıl açtığı yeterlilik sınavını da kazanırlar. Ama henüz hafızlık diplomalarını alamadıkları için mülakat sınavına giremeyecekleri söylenir onlara.
Eyüp Işık, Diyarbakır'ın Kulp ilçesinden. Eyüp, Siirt Tillo'da yedi yıl eğitim alır. Okuduğu kitapları çok çabuk ezberleyen Eyüp'ün bu kabiliyetini gören hocası, onu hafız olması için teşvik eder. 2008 yılında askere gider ve dönüşte arkadaşlarının tavsiyesiyle Hafızali Kur'an Kursu'na gelir. Kur'an Kursu yöneticisi Cemil Toker, "Sen bu işi başarabilecek misin?" diye sorar ve onu geri gönderir. Ama Eyüp kararlıdır ve ertesi günü tekrar gelir. Zaten bu sırada kendi kendine hafızlık çalışmasına başlamıştır bile. Cemil Toker, 6 ayda hafızlığını bitiren Eyüp için, "Disiplinli çalışsaydı 4 ayda bitirebilecek kabiliyette." diyor.
Terör nedeniyle okuyamadı
Yozgat'ın Çekerek ilçesi Kahyalı köyünden olan Yahya Günaydın'ın hafız olma isteği de askerlikten sonra alevlenmiş. Yahya, ticaret meslek lisesini bitirir ve İstanbul'a gelerek iyi bir maaşla desen tasarımı ile ilgili bir işe girer. Lise yıllarında yazları ve hafta sonraları köyde çobanlık yaptığını söyleyen Yahya, askerde arkadaşlarına Kur'an öğretirken Arapça öğrenmeye karar verir. İstanbul'da İSMEK'in kurslarına katılır. İmam hatip lisesinin fark derslerini vermek için başvurur. Sınava gelenlerin tamamının hafız olması, hafızlık isteğini zirveye çıkarır. 11 ay gibi kısa sürede hafızlığını bitirir. KPSS'de iyi bir puan alır.
İmran Üstündağ ise Hakkâri'nin Şemdinli ilçesi Derecik köyünden. Terör nedeniyle öğretmenlerin gidemediği köyde asker öğretmenlerin verdiği derslerle ilköğretimi bitirir. "1994'lü yıllarda 10 köyün öğrencileri yaya olarak bir köyde toplanırdı. Bütün sınıflar bir arada ders görürdük." diyen İmran'ı babası, terör nedeniyle Şemdinli'ye okumaya göndermek istemez. Ancak bir fırsatını bularak onu Erbil'e Arapça okuması için yollar. 2003'te Irak'ın işgali nedeniyle çıkan savaş, Erbil'den geri gelmesine sebep olur. İmran, Van'ın Gölpınar ilçesinde 2007 yılına kadar Arapça ve dinî ilimler okumak için kalır. 2007'de askere gider. Askerlik dönüşü ailesinin "evlendirelim" baskısına rağmen açık liseye kaydolur. Van'daki hocalarından 80 yaşındaki Abdurrahman Toğluk, bir gün ona Yasin'i ezberlemediği için kızar. "Bu kadar Arapça okudun, Kur'an'ı neden bilmiyorsun!" der. Bu sözler, İmran'ın, hafız olmak için karar almasına yardımcı olur. "2-3 ay kurs aradım. Ama kimse bu yaştan sonra hafız olabileceğime inanmadı. Benden, önce sabıka kaydı getirmemi bile isteyen oldu. Ama Cemil Hoca bana inandı, güvendi." diyen İmran, 10 ay gibi kısa bir sürede hafızlığını bitirir. Şemdinli'de halkın dindar olduğunu; ama okumuş insan sayısının az olduğunu söyleyen İmran, "Kur'an okuyan bir hoca gördüğümde içime Kur'an'ı öğrenme aşkı düşerdi." diyor. İmran'ın hayali de şimdi Şemdinli'de çocuklara Kur'an öğretmek. "Orada hangi köye gitseniz bir kurs açabilirsiniz. Yeter ki imkân olsun." diyen İmran, Kulp'un Baloğlu köyünde bir Kur'an kursu temeli atıldığını ve kendisinin bu kursu hayata geçirmesinin beklendiğini söylüyor.
İmkânım olsaydı onlara araba hediye ederdim
İstanbul Bahçelievler'deki Hafızali Kur'an Kursu'nun tek hocası Cemil Toker. 40'a yakın öğrencisi var kursun. Bunların 20'si hafızlığa çalışıyor. Kursun 15 Mayıs'ta bir de hafızlık töreni var. İmran, Eyüp ve Yahya için, "15 saatten aşağı çalışmadılar. Yaşlarının ileri olması belki bir avantaj oldu." diyen Cemil hocanın bir de yapmayı çok istediği bir arzusu var: "Üniversite sınavlarında başarılı öğrencilere dershanelerde araba verildiğini duyuyoruz. Askerden gelip de hafızlığa gönül vermiş ve bir yılda hafız olmuş bu kardeşlerimiz de büyük bir başarı elde etti. İmkânım olsaydı onlara birer araba hediye etmek isterdim."
Zaman