Risale Haber-Haber Merkezi
Uzaya çıkan ilk İranlı uzay kaşifi Anousheh Ansari, evrenin büyüklüğüne dikkati çekerek, evrende başka canlıların da olduğuna inandığını kaydetti.
"Koskoca Uzayda Sadece Bizim Olduğumuzu Düşünmek Kibirli Bir Tutum"
TRT Haber'de yer alan habere Ansari, dünya dışı yaşama ilişkin soru üzerine, "Orada birileri olduğuna inanıyorum çünkü, oraya baktığınızda evrenin ne kadar büyük olduğunu görüyorsunuz. Milyonlarca yıldız, milyarlarca galaksi var. Bu evrende sadece dünyanın ve bizim olduğumuzu düşünmek, bence bu, çok kibirli bir tutum. Bu biraz eski çağlarda insanlığın, dünyanın her şeyin merkezinde yer aldığını ve her şeyin onun etrafında döndüğünü düşünmesi gibi bir şey. Ben eminim ki bu evrende başkaları da var. Ama ben oradayken kapımı çalmadılar" cevabını verdi.
Ansari, "Bizim evrendeki o kadar şey arasında ne kadar küçük varlıklar olduğumuzu görme fırsatım oldu. Aynı zamanda büyük bir sistemin parçası olmak da harika bir his. Hayata farklı bir yönden bakmanızı sağlayan bir deneyimdi bu" diye konuştu.
Dünyayı uzaydan gören sayılı insanlardan olduğu hatırlatılan Ansari, bunun nasıl bir duygu olduğu yönündeki soruya, "Ben hep dünyanın fotoğraflarına videolarına bakıyordum, ancak ne zamanki kendi gözlerimle gördüm, işte o çok farklı bir his uyandırdı. Neredeyse dünyadan gelen hayatı ve sıcaklığı hissediyorsunuz. Bu çok duygusal bir an. Ben ilk çıktığım da gözyaşlarımı tutamadım. Uzay mekiği ile dünyadan ayrılırken, kontrol edemedim gözyaşlarımı" yanıtını verdi.
"Ülkeler Arasında Çizilen Çizgiler Uzaydan Görülmüyor"
Dünyayı uzaydan gördüğünde kendisini en çok etkileyen şeyin insanlığın belirlediği sınırların görülemiyor olması olduğunu belirten Ansari, şunları kaydetti:
"Dünyayı uzaydan gördüğünüzde, bu noktada; kesinlikle bir şey kalbinizden sizi vuruyor. Haritalar üzerinde bizim çizdiğimiz ülkeleri ayırmaya yarayan çizgileri, uzaydan baktığınız zaman görmüyorsunuz. Ülkelerden hatta sınırlardan bahsedemezsiniz. Bunlar, bizim oluşturdupumuz şeyler. Burada önemli olan, herkesin anlaması gereken şey bu; yeryüzü, buradaki her bir vatandaşın oluşturduğu bir birlik. Biz bu evrendeki tek evimizi nasıl korumalıyız, bunu düşünmeliyiz."
RİSALE-İ NUR: KENDİLERİNE MÜNASİP HAYAT SAHİPLERİ VAR
Anousheh Ansari'nin sözleri Risale-i Nur'daki ilgili bölümü hatırlattı.
"Denilebilir ki, hayat olmazsa, vücut vücut değildir, ademden farkı olmaz. Hayat ruhun ziyasıdır. Şuur hayatın nurudur. Madem ki hayat ve şuur bu kadar ehemmiyetlidirler. Ve madem şu âlemde bilmüşahede bir intizam-ı kâmil-i ekmel vardır. Ve şu kâinatta bir itkan-ı muhkem, bir insicam-ı ahkem görünüyor. Madem şu biçare, perişan küremiz, sergerdan zeminimiz bu kadar had ve hesaba gelmez zevilhayat ile, zevil’ervah ile ve zevil’idrak ile dolmuştur. Elbette sadık bir hads ile ve kat’î bir yakin ile hükmolunur ki, şu kusûr-u semâviye ve şu buruc-u sâmiyenin dahi kendilerine münasip zîhayat, zîşuur sekeneleri vardır. Balık suda yaşadığı gibi, güneşin ateşinde dahi o nuranî sekeneler bulunur. Nar, nuru yakmaz. Belki ateş ışığa medet verir."