Risale Haber - Haber Merkezi
Yeni Şafak Gazetesi'nde Emeti Saruhan'ın Yazar Atasoy Müftüoğlu ile yaptığı röportajda Müftüoğlu, gençliğinde Said Nursi ile tanıştığını ve neden bu harekete dahil olmadığını açıkladı. Müftüoğlu açıklamasında "Hala bu harekete eleştirel olarak bakıyorum" dedi.
Röportajın "Her üstada eleştirel bakılmalı" başlığı altında verilen ilgili kısım şöyle:
"Okuma serüveniniz nasıl başladı?
Babam icazetli bir mollaydı. Evimizde kitaplar, gazeteler, dergiler, yayınlar vardı. Ankara'da olduğumuz 1950'li yıllarda babamın İslami camia içindeki öncü isimlerle tanışıklığı, dostluğu vardı. Osman Yüksel Serdengeçti, Osman Turan. Ankara'da olan herkesle bir şekilde tanışıyorduk. Necip Fazıl'la tanıştım, birlikte seyahatler ettik. Türkiye'nin çeşitli yerlerine konferanslara gittik. Dergisinin en genç yazarlarından biri bendim. Sadece benim yazılarıma müdahale etmezdi.
Said Nursi ile de tanışıklığınız var değil mi?
O dönem Ankara'da olan Said-i Nursi ile de tanıştım. O zaman Nurculuk çok riskli bir şeydi, illegaldi çünkü. Ben o eserleri okuduktan sonra yeni bir süreç başlayacak sanıyordum. "Bir ömür,
devamlı okunacak" deyince ben müsait olmadığımı söyledim. Bunu Said Nursi'ye de anlattım ve "Bu çocukları engellemeyin" dedim. Geleneği kabul etseydim hâlâ orada duruyor olacaktım. Hâlâ bu harekete eleştirel olarak bakıyorum.
ÜSTADLAR DA HATA YAPABİLİR
Başka kimlerle tanıştınız?
Ben kendi dönemimde bütün üstadları tanıdım. Bir gün şöyle diyecek bir üstadla karşılaşabileceğimi ümit ediyordum; "Gençler bize gelip gidiyorsunuz ama dünya bizden ibaret değil, bizimle de kaim değil. Dolayısıyla her yere gidin." Ömrümün gecesini yaşıyorum daha böyle bir üstad görmedim. Benim gençlere vasiyetim şu; bütün üstadları eleştirel bir dikkatle takip edin. Üstadlar hata edebilirler. Bu hataları meşrulaştırmaya kalkışmayın. Bütün üstadlar hata ettiler, etmeye de devam edecekler. Her şeyi bilmeleri mümkün değil. Ben her konuda yazı yazmaya korkarım. Hayatımın özeti sınırlarının farkında olarak yaşamak, bağımsız olarak yaşamak, sorumluluk alarak yaşamak... Bir de hesap saatinde meleklere de söylemeyi düşündüğüm bir şey var. Namım yürüsün diye hiçbir şey yapmadığımı söyleyeceğim. Ömrüm oldukça da yapmayacağım. Bizim hesap saatinde büyük sorulara vereceğimiz öyle cevaplar yok. Çünkü biz küfrün, nifakın, şirkatın, fesadın, tuğyanın yaşandığı bir dönemi yaşıyoruz. Tarihe gerektiği gibi tanıklık edemedik. Bizim kuşaklar hiç edemedi. Hakikati eğip büktüler, uzlaştılar, boyun eğdiler, sessizliği seçtiler, kavgalarının da niteliksel anlamda bir derinliği yoktu."