Nagehan Alçı, ‘Atatürk bir diktatördü..’ dedi, ortalık karıştı...
Kemalistler tozu dumana kattılar.. Özellikle ‘sosyal medya’da coştular...
Hain, kalleş, satılmış, liboş, cumhuriyet düşmanı..vs, demediklerini bırakmadılar...
( Bu kökten Kemalist, ultra-çağdaş cumhuriyetçi arkadaşlar böyledir işte!.. Bana da ‘çok küfürlü yazıyosun ulan.., ben şimdi senin... !’ diye başlayıp sunturlu küfür eder dururlar)
Tabii ki çok hassas bir mevzu bu... ‘Artık bu devirde de ?!..’ cümlesini bile kuramazsınız..
Zira Atatürk tartışılamaz!...
Eh madem ki tartışılmaz.., hatta tartışılması teklif dahi edilemez.., o zaman ben de aklımın ucundan geçeni söyleyeyim bari!...
Cumhuriyet dikey devrimlerle kurulmuştur...
Bin yıllık alfabeyi bir günde değiştireceksiniz... Sabah kalktığınızda bir de bakıyorsunuz ki, ülkenin neredeyse tamamı okuma yazma bilmiyor!...
Neden ?.. Çünkü ‘Harf Devrimi’ olmuş
Peki, halka sorulmuş mu?.. Hayır..
Halk adına karar verilmiştir; ‘Arapça harfler çok zor olduğu için kaldırılmıştır, ülkenin gelişmesi için latin alfabesi tercih edilmiştir ..’ ( Japonlar, Japon alfabesinde ısrar ettikleri için bu kadar geri kaldılar herhalde!...)
Şapka Kanunu çıkartılmıştır...
Peki halka sorulmuş mudur, ‘kafanıza ne takmak istersiniz?..’ diye.. Hayır...
Kafaya takmaya gerek yoktur!... Karar verilmiştir; ‘kafaya şapka takılacaktır..’
Kurulan 14 İstiklal Mahkemesi’nde yaklaşık 2800 kişi idam edilmiştir... Diğer Mahkemelerde de ( Menemen ve Dersim olayları ile ilgili olarak) 150 kişi idam edilmiştir...
Takrir-i Sükun kanunu çıkartılmıştır... Bütün muhalifler susturulmuş, hükümet veya mahkeme kararıyla pek çok yayın kaldırılmıştır... Sol yayınlar neredeyse tamamen yok edilmiştir...
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün...
Neticede cumhuriyet dikey bir devrimdir...
Halk adına karar verilmiştir...
Oylama, onaylama, seçim, referandum..vs, olmadan Anayasa yapılmıştır...
Tek partili rejim uygun görülmüştür... 1946’ya kadar da tek partili düzen devam etmiştir...
(Herhalde o zamana kadar halkın, seçecek, tercih edecek olgunluğa erişmemiş olduğuna karar vermişti devlet büyüklerimiz!...)
Herneyse, ‘Atatürk diktatör müydü, değil miydi?..’ kararı siz verin artık..
Ama asıl önemli olan ve tartışılması gereken halkın tercihine, demokrasiye hala alışamamış Kemalistlerin durumu...
Ne diyorlardı;
“Değil yüzde 47, yüzde 97 oy alsalar ne yazar!.. Biz Türkiye’nin aslıyız.. Biz istemezsek bu ülkede hiç bir şey olmaz!...”
İşte bu zihniyet ‘Atatürk diktatördü’ diyene ateş püskürüyor!... ‘Vay hain vay... Dil uzatma.., haddini bil.. Diktatör değildi ulan..’ diyor...
Tamam lan, ne bağırıyorsun, değilse değil!!...
Star