Tahir Alperen'in haberi:
Geçtiğimiz günlerde Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne devredilen ve milyonlarca dosyadan oluşan Emniyet Genel Müdürlüğü'nün gizli arşivinde, hayatı takibat altında geçen Bediuzzaman Said Nursi'nin fişlenme belgeleri ortaya çıktı. Tek parti zulmü altında Nursi'nin adım adım izlendiğini gösteren jurnal kayıtlarının 10 klasörü aştığı öğrenildi. Bazılarının üzerinde 'üç hilal' mührü yer alan ve 'çok gizli' anlamını taşıyan belgelerin altında Said Nursi'yi takip ettiren yöneticilerin imzaları görülüyor.
ÜÇ HİLAL MÜHÜRLÜ JURNAL
35 yıl boyunca vatandaşlık haklarından mahrum edilen Said Nursi, 'irticai ve dini faaliyetler yaptığı gerekçesiyle' devlet görevlileri tarafından adım adım takip edildi. Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar'ın talimatıyla Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne devredilen ve milyonlarca dosyadan oluştuğu belirtilen belgelerin arasında Said Nursi'nin yıllarca adım adım takip edildiğini belgeleyen 10'dan fazla klasör olduğu belirtildi. Fişleme bilgilerinin oldukça hassas kağıtlara yazıldığı, bundan dolayı dijital ortama aktarmakta güçlük çekildiği de öğrenildi. Dönemin güvenlik birimlerine ait imzaların bulunduğu jurnal belgeleri 'hizmete özel', 'kişiye özel' ve 'çok gizli' anlamlarına gelen 'hilal' mühürleri barındırıyor. Osmanlı döneminde de kullanılan sınıflandırma sistemine göre, belgelerin üzerinde 'tek hilal' mührü varsa bu, 'hizmete özel' anlamını taşıyor. 'İki hilal' mührünü taşıyan fişleme belgeleri 'kişiye özel', 'üç hilal' mühürlü belgeler ise 'çok gizli' anlamına geliyor. Said Nursi'ye ait izleme tutanaklarının birçoğunda 'çok gizli' anlamına gelen 'üç hilal' mührünün bulunduğu ifade ediliyor.
SELAM VERDİKLERİ BİLE KAYIT ALTINDA
Devlet ekabirinin talimatlarıyla takibe alınan Bediuzzaman Said Nursi'ye ait bilgilerin saklandığı klasörlerin içerisinde yer alan çok gizli belgelerin dönemin devlet yetkililerine rapor halinde sunulduğu ve bazılarının altında, Nursi hangi ilde takip edilmişse o ilin emniyet müdürünün, valisinin ve jandarma komutanının imzasının bulunduğu öğrenildi. Nereye gittiği, ne yaptığı, kiminle selamlaştığı bile kayıt altına alınan Said Nursi, İçişleri Bakanlığı'nın 'Gizli' yazılı emriyle takip edilmiş. Bediüzzaman hakkında tutulan 'üç hilal' damgalı fişleme raporlarının düzenli olarak Başbakan ve Cumhurbaşkanı'na da sunulduğu ifade ediliyor.
YILLARDIR SIR GİBİ SAKLANIYORDU
Şimdiye dek Emniyet Genel Müdürlüğü arşivinde yer alan belgeleri tarihçi ve akademisyenler inceleme imkanı bulamıyordu. İnceleme yapmak isteyen araştırmacılara "Arşiv Dokümantasyon Daire Başkanlığı'nda çalışanlar ve bazı üst düzey emniyet yetkilileri dışındaki şahısların, söz konusu belgeleri inceleme yetkisi yoktur" denilerek belgeler gösterilmiyordu. Sözkonusu milyonlarca belgenin Devlet Arşivleri'ne devrinin ardından araştırmacılar da bu kayıtlara ulaşma imkanına kavuştu. Böylece yakın bir zamanda "Said Nursi'nin mezar yeri" de dahil olmak üzere geçmişte sır olarak kalan birçok hususun aydınlığa kavuşması bekleniyor.
İstihbarat Çankaya'ya
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün arşiv belgeleri arasında bulunan 1935 yılına ait bir kayıt, Bediuzzaman Said Nursi'ye ait jurnallerin 'Cumhurbaşkanlığı' makamı tarafından da gün gün takip edildiğini ortaya koyuyor. Dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya tarafından Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne gönderilen belgede, Nursi'nin Isparta'da bulunduğu döneme ilişkin jurnal kayıtları ve polis tutanaklarının ekte gönderilmiş olduğu belirtiliyor. 'Riyaseti Cumhur Kütibi Umumisi' Hasan Rıza Soyak'a sunulan 'tek hilal' mühürlü belgede şu ifadeler dikkat çekiyor:
"İkamete memur Bediuzzaman Saidi Kürdî'nin meydana çıkarılan gizli tarikat işçenliği hakkında Isparta Valiliği'nden alınan 16/5/935 günlemeç ve 125 sayılı yazı örneğini bilgi için ilişik olarak saygılarımla sunarım."
"Atatürk'le ilgili her türlü mahrem bilgiyi İsmet İnönü'ye sızdıran adam" olarak bilinen Hasan Rıza Soyak'a gönderilen fiş belgesinde Nursi'nin (Kürdî), –her hareketi takip altında olmasına rağmen– 'irticai faaliyetlerde bulunduğu ve gizli tarikat kurma çalışmaları yürüttüğü' ileri sürülüyor.
Yaşadığı dönemin en çok izlenen âlimi
Bediuzzaman Said Nursî, sürgünler, davalar ve hapis hayatıyla geçen yaşamının yaklaşık 30 yıllık diliminde, Eskişehir, Afyon, Denizli, Emirdağ, Barla, Isparta ve Kastamonu gibi il ve ilçelerde sürekli gözetim altında tutuldu; sürgün ve hapis hayatı yaşadı. 23 Mart 1960'da Şanlıurfa'da vefat eden Nursî, Urfa'daki Halil-ur Rahman Dergahı'na defnedildi. Ancak 12 Temmuz 1960'da 27 Mayıs Darbesi hükümetinin emriyle mezarı yıktırıldı ve Nursî'nin cenazesi açıklanmayan bir yere nakledildi.
Yeni Şafak