Atatürk'ü gökten yere indirmeye 'resmi' itiraz

12 Eylül'den sonra kurulan 'Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı' resmi açıklama ile Can Dündar'ın Mustafa belgeselini eleştirdi

İbrahim Mert'in haberi:

Risale Haber-12 Eylül ihtilalinden sonra kurulan "Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı" resmi açıklaması ile Can Dündar'ın Mustafa belgeselini eleştirdi. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'na bağlı başkanlık tarafından yapılan açıklamada, Atatürk'ün gökten yere indirildiği tartışmalarına karşılık "Milletine ve memleketine büyük hizmetler etmiş birinin ruhu kötü ruhlar gibi yerin altına uçmayacağına göre gökte farz edilmesi son derece tabii görülmelidir" görüşlerine yer verildi.

"Can Dündar’ın Penceresinden Gördüğü Mustafa Kemal Atatürk: “Mustafa” Filmi Hakkında Bazı Tespitler" başlıklı açıklamada, "belgesel olduğu iddiasındaki çalışmaların" yapılmadan önce "Atatürk Araştırma Merkezleri, İnkılâp Tarihi Enstitüleri"nden yararlanılması gerektiği ifade edilirken, "konu büyük Türk milletinin dâhi evladı olunca" dikkat edilmesi uyarısında bulunuldu.

Ardından, "İnsan Atatürk’ün gerek ele alınışındaki yöntem bakımından, gerekse bilgi bakımından eleştirilecek yönlerine bazı örnekler verilebilir" denilerek başlıklar altında eleştiriler şu şekilde sıralanmış:

Atatürk gökten yere indirildi iddiası: Türk kültüründe İslam öncesinde ve sonrasında ruhların ölmediği ancak “uçmağa vardığına” inanılır. Milletine ve memleketine büyük hizmetler etmiş birinin ruhu kötü ruhlar gibi yerin altına uçmayacağına göre gökte farz edilmesi son derece tabii görülmelidir. Bununla birlikte Atatürk’ün yeri seviyesi son derece yüksek olan Türk milletinin kalbindedir.

Hilafetin Kaldırılması, Medreselerin Kapatılması gibi köklü düzenlemelerin çocukluğunda yediği bir tokadın intikamını almak şeklinde sembolize edilmeye çalışılması: Osmanlı son dönem fikir hayatındaki tartışmalardan ve Atatürk’ün o ortamda yetişmiş olmasından habersiz olunduğunu düşündürmüştür. Eğer o tokadı yemeseydi bu düzenlemeyi yapmayacak mıydı? Türk İnkılâbının son derece önemli bir hamlesinin böylesi zayıf bir temel ile sembolize edilmesi en azından yapılan işin değerini ortadan kaldırmaya yönelik bir denemedir.

İslam Dini hakkındaki ifadeler: Medeni Bilgiler kitabında Afet İnan’ın metne dâhil etmediği ifadeler öne çıkarılarak Atatürk İslam karşıtı gibi gösterilmiştir. Atatürk’ün milli mücadele sürecinde İslam dinine dair sözleri ve cumhuriyet döneminde dinin daha iyi anlaşılmasına yönelik icraatları –Kuran-ı Kerim tefsiri, Sahih-i Buhari tercümesi gibi-  dikkate alındığında Afet İnan’ın bu notları neden kitaba almadığı da anlaşılır. Bu durum Tarih kurumunun sansürü olmaktan çok Atatürk’ün son anına kadar yanında olan birinin tercihi olarak bu gün bu konuda konuşacakların da dikkate alması gereken bir husustur.

Atatürk’ün Sofrası ve içki meselesi: Bilinçli bir biçimde abartılmıştır. Evet, Atatürk içkiyi sevmektedir ve sofrasında içki içilmiştir. Ancak sofradaki konukların özenle seçilerek kültürel ve sosyal meselelerin tartışıldığı bir akademik ortama dönüştürüldüğü  de bilinmektedir.

İsmet İnönü ile ilişkileri: Atatürk’ün yıllardır başbakanlığını yapan yakın çalışma arkadaşı İsmet İnönü’yü görevden alması da münferit bir olay olarak aktarılmıştır. Atatürk’ün bu kararının arka planını oluşturan dış politikada konusundaki fikri anlaşmazlıklarına hiç değinilmeden birden bire aklına geliveren bir iş olarak verilmesi son derece yanlış bir imaj yaratmaktadır. Bunu takiben Asım Us’un hatıra notlarında belirttiği, dostluğun devam ettiğini gösteren karşılıklı not yazışmalarının verilmesi ilginçtir. Burada, birdenbire parlayıp en yakın dostunu görevden alan ve arkasından hemen normale dönen dengesiz biri yorumu da yapılabilir. Kızgınlığının kalıcı olmadığı yorumu da mümkündür. Bu ayrılığın arka planı verilmiş olsa davranışın sebebi anlaşılmış olurdu.

Korkaklık ile hassasiyetin karıştırılması: Filmde karargâhın penceresinden gördüğü bir toz bulutunu düşman sanarak korktuğu ima edilmiştir. Savaşı yöneten komutanın düşmanın burnunun ucuna kadar gelmesinden habersiz olup korkuya kapılmış göstermekte bir iyi niyet görmek mümkün müdür?

Atatürk Sakarya savaşına üniforma ile gitti gösteriliyor. Sivil gitmiştir.

Sonuç olarak: Yönetmenin çabasını Atatürk’ü anlatma gayreti olarak takdir etsek de yöntemi dolayısıyla filmin yanlış anlama, çarpıtma ve kitlelerin gözündeki Atatürk imajını haksız bir şekilde tahrip etme işlevi görmekten kurtulamadığını belirtmemiz gerekmektedir.

Risale Haber

Özel Haberleri