Haber Yorum: Serdar Aslan
RİSALEHABER-Öldükten sonra gömülmek yerine yakılmak isteyen ateistler İBB Başkanı Kadir Topbaş’tan krematoryum (yakma fırını) istedi. Başlatılan kampanyayı kısa sürede 5 bin kişi imzaladı.
Ateizm Derneği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden öldükten sonra cenazelerinin yakılabileceği bir krematoryum (yakma fırını) istiyor. Kısa bir süre önce “Bir krematoryum kurulsun ve yakılarak defnedilmek isteyenlerin istekleri dikkate alınsın. Herkes gömülmek zorunda değil” sözleriyle başlatılan kampanyaya yaklaşık 5 bin kişi imza verdi.
‘Gömülmek zorunda değiliz’
Vatan'ın haberine göre Ateizm Derneği’nin başlattığı kampanya için yapılan açıklama şöyle: “Gömülmek Zorunda Değiliz! Dünyada pek çok ülkede insanlar vasiyetleri üzerine, öldükten sonra yakılıyor. Türkiye’de de cenazesinin gömülmesini değil, yakılmasını isteyen birçok insan var. Ancak krematoryum (yakma fırını) tesisi olmadığı için bu istek karşılanamıyor. Öldükten sonra yakılan kişilerin oranı Japonya’da yüzde 99,85, Hindistan’da yüzde 85, İsviçre ve Danimarka’da yüzde 76, İngiltere’de yüzde 72, İsveç’te yüzde 70, Hollanda’da yüzde 50, ABD’de yüzde 40’tır. Türkiye’de ise herkesin cenazeleri, kendi istediği şekilde değil, belediyenin uygun gördüğü şekilde gömülerek defnediliyor.”
Fırın için yasal engel yok
Dernekten yapılan açıklamada yakma fırınının önünde kanuni bir engel olmadığı da belirtiliyor: “Hâlbuki 1930’da yayınlanmış olan Hıfzısıhha Kanunu talep edildiği ve onay alındığı takdirde belediyelere yakma fırını kurma yetkisi vermiş. Kanunen belediyelerin krematoryum kurması ya da kurdurması konusunda hiçbir engel yok. Belediyeler ise bugüne kadar “talep olmadığı” gerekçesiyle adım atmış değiller. Görünen o ki ancak bizler talep ettiğimiz takdirde belediyeler krematoryum açabilir ya da özel firmalara yaptırabilir. Krematoryum çok pahalı ya da işletmesi zor bir sistem değil.”
Ateistler Cehennem Provası istiyor
İslam’da Allah'ı inkâr eden, dinsiz, imanın esaslarına veya bunlardan birine inanmayan kişiye kafir denir. İslam’da ayet ve hadislerle sabittir ki Ateist veya İman esaslarından birini bile kabul etmeyen herhangi bir düşünceye tabi olan kişi kafir olur. Bediüzzaman Said Nursi hazretleri Risale-i Nur’un çeşitli yerlerinde bu insanların psikolojilerini ve ahiretteki hallerini açıklayan ifadelere yer verir. Aşağıda yer alan alıntılardan da anlaşılacağı üzere ateistlerin neden kabre girmek istemedikleri de gayet açıktır. İronik bir şekilde dünyada çektikleri cehennem azabından cesetlerini yakarak kurtulmak isterken ebediyen kalacakları cehennemin de bir provasını talep ediyorlar…
Kabir’den Kaçış Teşebbüsü
Bediüzzaman Said Nursi hazretleri kabrin bir kafir için ne ifade ettiğini şu cümlelerler açıklar:
"Kabir var, hiç kimse inkâr edemez. Herkes, ister istemez oraya girecek. Ve oraya girmek için de, üç tarzda, üç yoldan başka yol yok.
• Birinci Yol: O kabir, ehl-i İmân için bu dünyadan daha güzel bir âlemin kapısıdır.
• İkinci Yol: Âhireti tasdik eden, fakat sefâhet ve dalâlette gidenlere bir haps-i ebedî ve bütün dostlarından bir tecrid içinde bir haps-i münferid, yalnız başına bir hapis kapısıdır. Öyle gördüğü ve itikad ettiği ve inandığı gibi hareket etmediği için, öyle muâmele görecek.
• Üçüncü Yol: Âhirete inanmayan ehl-i inkâr ve dalâlet için bir idâm-ı ebedî kapısı, yani hem kendisini, hem bütün sevdiklerini idam edecek bir dar ağacıdır. Öyle bildiği için, cezası olarak aynını görecek. Bu iki şık bedihîdir, delil istemiyor, göz ile görünür. " (1)
Ateistler Ebediyen Cehennemde Yanacaklar
Basit bir insanın Allah'ı inkar etmesi, neden ebedi cehenneme atılacak kadar ilahi hiddete sebep oluyor?
Ebedi cehennemin sebebi kafirin, küfrü ile İzzet-i İlahiyeye dokunması, onu inkar edip, onun doğru dediğine eğri demesidir. Evet küfrün mahiyetinde Allah’a bir meydan okuma ve onu tahkir etme ve ona hürmetsizlik manası vardır ki, Allah’ın bu ağır suçları görmezden gelip cezalandırmaması mümkün ve kabil değildir. Böyle ağır suçlara kayıtsız kalmak zillettir ki, Allah zilletten mukaddes ve beridir. Üstad'ın ifadesi ile:
“Nasıl ki küfür, Cehenneme duhulüne sebeptir. Öyle de, Cehennemin vücuduna ve icadına dahi sebeptir. Zira, küçük bir hâkimin küçük bir izzeti, küçük bir gayreti, küçük bir celâli bulunsa, bir edepsiz ona serkeşâne dese, 'Beni tedip etmezsin ve edemezsin. '; herhalde, o yerde hapishane yoksa da, tek o edepsiz için bir hapishane teşkil edecek, onu içine atacaktır. "
"Halbuki, kâfir, Cehennemi inkârla, nihayetsiz izzet ve gayret ve celâl sahibi ve gayet büyük ve nihayetsiz Kadîr bir Zâtı tekzip ve isnad-ı acz ediyor, yalancılıkla ve aczle itham ediyor, izzetine şiddetle dokunuyor, gayretine dehşetli dokunduruyor, celâline âsiyâne ilişiyor. Elbette, farz-ı muhal olarak, Cehennemin hiçbir sebeb-i vücudu bulunmazsa da, şu derece tekzip ve isnad-ı aczi tazammun eden küfür için bir Cehennem halk edilecek, o kâfir içine atılacaktır.” (1)
İzzet-i İlahi: Allah’ın sonsuz azamet ve kibriyasını ifade eden bir kelimedir. Büyüklük ve kibirde Allah tek ve yektadır. Kimse onun kibir ve büyüklüğü karşısında duramaz, onun kibir ve büyüklüğü karşısında her şey zillettedir. Her şey onun sonsuz büyüklüğü karşısında küçüktür.
İzzet-i İlahi’nin küçük bir lemasını üzerinde tecelli suretinde taşıyan bir insan dahi, kendine yapılan tahkire karşı izzet-i nefis gösterirse, elbette izzet ve azameti sonsuz olan Allah’ın sonsuz tahkir ve hakaret içeren küfrü ebedi cezalandırması onun izzet ve şanındandır.
Evet, küfür ve inkarın özü yalandır ve yalan üzerine bina edilmiştir. Bu yüzden kafir ve münafıklar en büyük yalancılardırlar. Küfür ve inkarları ile Allah’ın kudret ve sıfatlarına iftira atıyorlar. Mesela, cehennemi yaratmak, Allah’ın Kudretine, bir zerreyi yaratmak kadar kolay iken, kafirler küfrü ile cehennemi yapamaz dedikleri için hakikati hali yalanlamış oluyorlar. Veya halihazırda inşa edilmiş ve bizi beklemekte olan ahiret alemini inkar etmeleri en büyük bir yalan ve iftiradır. Allah’ın yapabileceği bir şeyi yapamaz demek, yalanın en büyüğü en çirkinidir.
Allah’ın "iman edin" emrine karşı küfür ile, "iman etmem" demek, Ona karşı sonsuz bir saygısızlık ve hürmetsizlik manasını taşıyor. Hatta -haşa- Allah ile alay etmek ve istihza manasını taşıyor...
Küfrün ebedi cehennem ile cezalandırılmasında bu sadece Allah’ın izzetine bakan bir cihetidir, bunun dışında bu cezaya daha çok cihetler ve gerekçeler vardır ve muhtelif risalelerde izah edilmektedir. (Sorularlarisale.com)
---
(1) bk. Sözler, On Üçüncü Söz İkinci Makam.
(2) bk. Sözler, Yirmi Sekizinci Söz, Zeyl.