İbrahim Mert’in haberi:
RİSALEHABER-Merhum Atıf Ural, 1956 senesinden itibaren Bediüzzaman Said Nursi’nin talimatıyla, Risale-i Nur eserlerinin yeni harflerle Ankara’da matbaalarda ilk defa basımını yapan ağabeyimizdir… 33 senelik kısa ömrüne çok büyük, çok şerefli tarihi hizmetleri sığdıran efsanevî bir kahramandır O… Atıf Ural, 18 Eylül 1966 tarihinde anîden rahatsızlanarak 33 yaşında iken Ankara’da vefat etmiştir.
İşte Ali Demirel tarafından en az 45 yıl önce kaydedilen Atıf Ural'ın Haşir Risalesi dersinden bir bölüm:
Bediüzzaman Said Nursî: "Atıf, masonların belini kırdı"
Erzincan lisesinden sonra Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi. Muhtelif kazalarda savcılık yaptıktan sonra, Bozkurt ilçesinde vazifeli bulunduğu günlerde, Ankara’ya ağabeyini ziyarete geldiği bir sırada rahatsızlanarak vefat etti. Merhumun ağabeyi yüksek ziraat mühendisi Kemal Ural Bey, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin yakın talebelerinden olup, iman hizmetindeki ihlâs ve fedakârlığı ile tanınmıştır. 1960’lı yıllarda yayınladığı “Şûle” dergisi, ancak sekiz sayı çıkabilmiş bulunmasına rağmen, daha sonra çıkacak olan ve hâlen çıkmakta bulunan itinalı, İslâmî mânâ ve duygu dergilerine örneklik ve öncülük etmiştir. Halen İstanbul’da ikamet eden Kemal Ural, kendisine sormamız üzerine, merhum kardeşi hakkında şunları söyledi:
“Atıf, Erzincan Lisesi’nde okurken, ben Ankara Ziraat’te okuyordum; kendisine tanıması için küçük risâleler gönderirdim. Fakat Ankara’ya geldikten sonra, iman, ihlâs ve gayreti ile bizleri, kendisine talebe olmaya özenir hale getirdi. Üstad Hazretleri, kendisini çok severdi. Ziyaretlerimde bana, ondan bahseder, ‘Atıf, masonların belini kırdı’ derdi... 1960 öncesinde, Ankara’daki çalışmaların manevî lideri durumundaydı. Arkadaşları ile Risâle basmaları için, kendilerine bir teksir makinası almıştım. Risâlelerin yeni harflerle ilk baskılarını bununla yaptılar. Vazifeli bulunduğum Samsun’dan kendisini ziyarete gittiğimde, Risâlelerin tashihi ile meşgul bulunduklarından, uzun müddet yanında oturmama rağmen, benimle konuşmamasını ve saatler sonra ‘Abi hoşgeldin’ demesini unutamam. Teksirlerden sonra, Risâlelerin matbaada dizilip ilk defa matbu bir kitap halinde ortaya çıkması da onun eliyle olmuştu. 1957’de iki cilt ve yedi yüz sayfa halinde yapılan ‘Sözler’ baskısının başında onun adı bulunur... Merhum Üstadımızın Tarihçe-i Hayat’ının başındaki ‘Önsöz’ün, Ali Ulvi Kurucu Beyefendi tarafından yazılmasında, kardeşimin bu şekilde müessir olduğunu bilmiyordum. Çünkü yaptıklarından katiyen bahsetmezdi.” (Düzdağ, M. Ertuğrul, Gecelerin Gündüzü, s. 291, Marifet Yayınları)
RİSALE-İ NUR'DAKİ ATIF URAL
“Bir tek Atıf’ı bulsan yüzü bulmuş gibidir”
Risâle-i Nur’un mesleği ise; vazifesini yapar, Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmaz. Vazifesi tebliğdir; kabul ettirmek, Cenâb-ı Hakkın vazifesidir. Hem, kemiyete ehemmiyet verilmez. Sen o havalide bir tek Atıf’ı bulsan, yüzü bulmuş gibidir; merak etme. Hem mümkün olduğu kadar, hariçten gelen böyle ilişmelere ehemmiyet verme. Fakat ihtiyat ile bu atalet mevsimi ve gaflet zamanı ve derd-i maîşet iptilası zamanında, cüz’î bir iştigal de ehemmiyetlidir. Tevakkuf değil, muvaffakıyetsizlik, mağlûbiyet yok, Risâle-i Nur’un her tarafta galibane fütuhatı var. (Said Nursî Tarihçe-i Hayat, s. 274)