Aydınımız siyaset bilir milleti bilmez

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özbalcı, Türkiye'nin iç ve dış meselelerinin çözülebilmesi ve gelişebilmesi için kaliteli aydınların yetiştirilmesi gerektiğini söyledi.

Fatih Yalçıner'in haberi:

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özbalcı, Türkiye'nin iç ve dış meselelerinin çözülebilmesi ve gelişebilmesi için kaliteli aydınların yetiştirilmesi gerektiğini söyledi.

Ülkede aydınlarının büyük çoğunluğunun siyaset cambazlarının oyuncağı haline geldiğini ifade eden Prof. Dr. Özbalcı, rüzgârın nereden eseceğini bekleyen aydınlar yerine hakkı tutup kaldırabilen aydınlara ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

Türkiye'nin önünün tıkanmasına ve gelişmesine neden olan olayların ve sorunların bugüne kadar çözülememesinde aydınların büyük sorumluluğu olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mustafa Özbalcı, bilim adamlarının çoğunun kendilerini ülke meselelerinden soyutladığını iddia etti.

Prof. Dr. Özbalcı, ihtisası ne hasıl olursa olsun üniversitelerde bilim adamının, ders okutma, öğrenci çalışmalarını değerlendirme, sonuçlandırma, ilmi ve akademik faaliyetler içinde yer alma dışında, ilim, kültür, sanat, siyaset ve ekonomi dünyasında olup bitenleri takip etme, bunlar üzerinde düşünme, fikirler üretme, bunları yayınlama ve halka yaymanın yollarını arama gibi görevlerinin de bulunduğunu bildirdi.

Günümüz aydınının, kendisini böyle işlerle görevli hissetmeğini öne süren Özbalcı, ''Bilim adamlarının çoğu medya ve magazin kültürüyle yetişiyor. Bir kısmı da huzuru lokal ve kahve köşelerinde buluyor. O sanki okumamayı öğrenmiş. Bırakın okumayı, istediği makam, rütbe ve unvanı elde ettikten sonra mevcut kitaplarını yakan veya satan, kendi ihtisas sahası ile ilgili neşriyatı takip etmeyen bir yığın aydın tanıyorum. Bunlar arasında maalesef ilim adamı geçinenler de var. Kitap okumaya vakitleri olmadığını ancak kitap okumadan da işleri yürütebildiklerini söyleyen bu çeşit kimselerin çoğu bir makama gelmeyi, bir rütbe ve unvan sahibi olmayı aydın olmak için yeterli sayıyorlar. Halbuki insanı aydın yapan bunlar değil, okuyup öğrendikleri, bildikleri, görüp yaşadıkları kısaca kültürüdür.'' diye konuştu.

Bu günkü eğitim sistemiyle okuyup öğrenmekten nefret eden nesiller yetiştirildiğinin altını çizen Özbalcı, aydın olma iddiası taşıyan herkesin, makamı ne olursa olsun yeni şeyler okumaya zaman ayırması, tarih, bilim, sanat, edebiyat ve kültür meseleleriyle yakından ilgilenmesinin önemli olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Özbalcı, ''Bizim aydınlarımızı görüyoruz. Matematiği iyi biliyor ama milletini tanımıyor. Fiziği biliyor ama milletinin dilin, tarihini, örf ve adetlerini bilmiyor. Siyaseti veya siyasi oyunları biliyor ama milletine yabancı. Böyle aydınların Türkiye'ye hizmet etmeleri mümkün değil. Edemediği de görülüyor. Hayatımız bir yığın düzensizlikler içinde. Bocalayıp duruyoruz. Çıkmazlardan kurtulamıyoruz. Memleketimiz güzel, insanlarımız güzel. Hükümetimiz, devletimiz, ordumuz, aydınlarımız, üniversitelerimiz, okullarımız, her şeyimiz var. Niye problemlerimiz çözülemiyor. Demek ki aydınlarımız iyi yetişmemiş. İdareci kadromuzu iyi yetiştirip hayata hazırlayamamışız. Yani eğitim hizmetlerimiz başarılı olamamış.'' şeklinde konuştu.

Türkiye'de adam kayırmacılıkla iş yapılmaya çalışıldığına dikkat çeken Özbalcı, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Faydalı olur mu olmaz mı, o işi yapabilir mi yapamazdı diye bakmadan, o şunun bunun adamı deyip masaya oturtuyoruz. Aydın hakkı tutup kaldıran insan olmalı. Çıkarlarının emrinde olmamalı. Aydının hesapları olmamalı. Olup bitenler işine gelmiyorsa bile doğru bildiğini söylemekten çekinmemeli. Ama aydınlarımızın çoğu böyle davranırsam ne kazanırım ne kaybederim hesabı içinde. Bizim aydınımız rüzgârın nerden eseceğini bekliyor. Ona göre rotasını çiziyor. Bizim aydınlarımızın çoğu, siyaset cambazlarının oyuncağı olmuş. Demek ki kişilikli, hakkı tutup kaldıran, doğruyu savunan aydınlar yetiştiremiyoruz.''

CİHAN

Eğitim Haberleri