Latif Erdoğan'ın yazısı:
Kastamonu yılları sergisi
İç politikanın yoğun baskısıyla daralmış, kararmış, bunalmış akıllarımıza, kalplerimize, ruhlarımıza bir menfez oldu, bir aydınlık, bir ferahlık sundu "Kastamonu Yılları Sergisi".
22 Mart 2009 Pazar günü saat 11.00 'de, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı/ Barla Platformu tarafından Rüstem Paşa Medresesi'nde gerçekleşen açılışa, olumsuz hava şartlarına rağmen ilgi gayet büyüktü. İlginin keyfiyet cephesini resmeden manevi coşku ise tek kelimeyle muhteşemdi.
Bu ihtişamda, Muazzez Üstadın yakın talebelerinden Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin, Mehmet Fırıncı ve diğer nur abidelerini bir arada görmenin, onların sima bütünlüğünde Bediüzzaman Hazretleri'nin nur simasını seyretmenin hissesi büyüktü kuşkusuz. Aynı davaya gönül vermişliğin hasıl ettiği muhabbet atmosferinin kutsi cazibesini de bu meyanda hatırlamak gerekir elbette. Senelerdir bir birlerini görmemiş dostların hasrete nihayet çekmek istercesine yekdiğerini kucaklayışları, hal- hatır soruşları da manevi coşkunun yoğunluk sebeplerinden biriydi mutlaka. Ne ki muhteva da bir o kadar güzeldi, organizasyon da bir o kadar eksiksiz ve mükemmeldi, seremoniler de bir o kadar anlamlıydı, konuşmalar da bir o kadar yürekten ve samimiydi, mekan da bir o kadar büyüleyici, bir o kadar şaheserdi..
Sergi, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin hayatından 1934- 1944 yılları arasındaki dönemi, yani Barla' dan hemen sonra Isparta'da geçen bir senelik süreyi, ardından Eskişehir ve Denizli'deki hapishane günlerini ve Kastamonu'da yaşanan sürgün yıllarını kapsıyor. Doğum sancılı sıkıntılı günler, fetih kıvamlı çileli yıllar... Külliyatın büyük bölümü bu süre ve bu süreçte telif ediliyor; Nurlar, yurdun dört bir yanına bu süre ve süreçte taşınıyor; küfrün beli bu süre ve süreçte kırılıyor; aydınlık geleceğin dırahşan çehresini perdeleyen karanlıklar bu süre ve süreçte yırtılıyor...
Azmin zaferidir bu günler, bu yıllar.. Sabrın zaferidir; tevekkülün, Hakk'a teslimiyetin, davaya imanın ve hepsinden öte ihlasın, yaptığını sırf ve sadece Allah rızası için yapmış bulunmanın zaferidir. Ferasetin, basiretin zaferidir bir de. Yarınında bin olacak biri, bir olacak bine tercih etme hesabındaki isabetli kararlılığın zaferidir. Kitleleşme çekim gücünün bitirici, tüketici, öğütücü, yok edici boşluklarına düşmemede gösterilen irade direncinin zaferidir. Duanın zaferidir, Rabb'e yönelişin ve her teselliyi O'nun rahmetinde arayışın zaferidir. Ve bu günler, bu yıllar, "İman hem nurdur, hem kuvvettir. Hakiki imanı elde eden adam bütün kainata meydan okuyabilir" özlü sözünde anlatılan gerçeklerin yaşandığı tecrübe atlası günlerdir, öyle olan yıllardır..
Bir "İman Miracı", bir "Kuran Seyahati", bir "Kainat Yolculuğu" olan ve Risale-i Nur'un kalbi sayılmak icap eden "Ayet'ül- Kübra" risalesinin Kastamonu'da yazılmış bulunması da ayrı bir hususiyet katar, ayrı bir değer yükler bu günlere, bu yıllara... Bütün varlığın, bütün kainatın nasıl tek bir dil olup tekbir tekbir Hakk'ı haykırdıklarını duyarız, görürüz, yaşarız bu eserde. Tevhidin kendi gücünü yine kendinden alan resanetine hayran kalırız okudukça, inkarın temelsiz, çürük tahtının tek burhan sayhasıyla nasıl yerle bir olduğunu seyrederiz Kutlu Yolcunun izinde iz sürdükçe, İmam Rabbaniyi tasdik eder bütün mahiyetimiz, imanda inkişafa mazhar kılındıkça her mertebede, her halde, her makamda.. Bir müddet sonra "Ayet'el- Kübra" biz oluruz artık, "Ayet'el- Kübra" biz olur artık, biz o oldukça..
Bu vesile ile başta vakfın tüm yetkililerine ve Kastamonu Yılları Sergisi'nde emeği geçen herkese en içten tebrik ve teşekkürlerimi arz ediyor, başarılarının devamını diliyorum.
Önemli Not: Sergi 22 Mart-05 Nisan tarihleri boyunca, Sururi Mh,.Medrese Sk, No:2 Eminönü/ İstanbul adresinde 10.00-20.00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Aman fırsatı kaçırmayın..