Aynanın söyledikleri - 1

Ali HAKKOYMAZ

Düşünüyordum.
Mevsim sonbahardı; saçlarım ağarmıştı.
Epey gidenler olmuştu. 2 Mart 1998... Annem... Annemin vedasıydı fenaya.
Güneşin gülümsemesi, Erciyes'in beyazlığı vardı.
Mezarlık... ölüm... bahar... şaşkınlık... tevekkül... sükûnet kol kolaydı.
Herkes, her şey ya çok suskundu ya da "iyisinden" konuşuyordu.
Baharlarda da sonbahar olurdu.
Ağlıyor muydum?
***
Dünya kâh ne kadar geniş kâh ne kadar dardı!
Dünyayı ne kadar tanıyordum? Kendimi yani!
Kendimi tanıyınca her şeyi tanıyacaktım.
***
Haberler rahatsız ediciydi. -O zaman da ve hâlâ-
***
Etrafa boş bakanları gördükçe ben de ya muhatap olamıyor ya muhatap bulamıyordum.
Misafirler, davetler, ölümler, ayrılıklar ve saireler...
Nereye gidiyordum? Ben kimdim?
***
Kafamda bir yığın noktalama işaretleri... En çok da ünlemler... Hele de hele soru işaretleri...
***
Çocuktum.
Hava soğuktu. Ellerim üşüyordu.
Annem... Annem... Göz göze gelemeden son defa...
Bu faniden... Aniden...
Sözlüklerde "dünya" madde/sine bakmalıydım.
***
Babam "acans" dinlemeyi severdi.
"Acans"lar bir şeyi değiştirmiyordu.
Yani bakışlarımı/zı unutturmaya çalışıyorlardı.
Aldatılıyorduk... Bile güle...
Ortalık gürültüden geçilmiyordu.
Ölümü öldürünce içimizde olacağı buydu; ağız tadıyla yaşayamıyorduk. Uzun emellerin işgali altındaydık.
***
Okulu sevmiyordum.
İlkokulu anlayamadım.
Ortaokulu "bir şey" zannettimdi.
O da bir şey değilmiş. Ötekiler de...
Niye okudumdu ki... Bilmiyorum!
***
Yine rahat! Yine hazır ol! Bu sefer başımızda on beş liralık şapka yok.
Liseye gelince okuldan bile kaçtım. Ama bir güncük. O kadar...
Daha fazla kaçamazdım; şehir küçüktü; gören olurdu!
Babam çok kızardı. Okuldan kaçmak ha? Döver miydi? Ne bileyim? Belki de...
***
Liseye gelmişim!
İlk yıl, ilk dönem sekiz zayıf getirecektim.
Okulu sevmiyordum ki... Anlamıyordum ki konuşulanları/olanları...
Okursam ne olacaktı ki... Okuyanlardan pek bir şey göremiyorduk. Gördük mü ki...
Haklı mıydım; yanılıyor muydum? Ama durum buydu.
***
Kimse kimseyi tanımıyordu. -...muş daha doğrusu-
Bunu yıllar eskiyip eskittikçe anlıyordum.
***
Düşünüyorum; hava hâlâ "soğuk" ama "bahar/ın kıpırtıları var; ümitsiz değilim.
***
Kendimi; ötekilerin, dünyanın, iştelerin aynasında böyle seyrediyorum bazen.
Böyle işte!

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.