Birinci güruhu: Kendini tanımış ve aklı başında ve kalbi yerinde … şöyle bir muhteşem sarayın, senin gibi sadık ve müdakkik bir muarrifi lâzımdır. Seyyidimiz sana ne bildirmişse lütfen bize bildiriniz." Üstad ise, evvel zikri geçen nutukları onlara dedi. Bunlar güzelce dinlediler, iyice kabul edip tam istifade ettiler. Padişahın marziyatı dairesinde amel ettiler. Onların şu edebli muamele ve vaziyetleri o padişahın hoşuna geldiğinden onları has ve yüksek ve tavsif edilmez diğer bir saraya davet etti, ihsan etti. Hem öyle bir Cevvad-ı Melik'e lâyık ve öyle muti ahaliye şayeste ve öyle edebli misafirlere münasib ve öyle yüksek bir kasra şâyan bir surette ikram etti, daimî onları saadetlendirdi. [1]
Evet, biz nev-i beşer olarak bir çok şey ile alakadarız. Beşeriyet itibariyle hayırla şerle ve bunlarla mezcolmuş olan her mekana girip çıkmakta bu tip kişilerle irtibatımız olmaktadır. Beşeriyet içtimai bir mahluk olarak kainata mühendis değil bir seyirci olarak halk edilmiştir.
Alakadar olduğumuz kimseler ve mekanda hakim olan maneviyat insana da sirayet etmektedir. Mesela necaset dolu bir ortama girsek üzerimize necaset kokusu, hoş kokular olan bir mekana girdi isek üzerimize nezih kokular sirayet edip sinecektir. Bizler de hayatımızın usulünü belirleyerek o surette ilerlemeliyiz. Kaypak, güvenilmez kah orada kah burada kah şurada ne olduğu belli olmayan yerler ve kimselerle beraber olmamalıyız. Çünkü körle yatan şaşı kalkar. Kır atın ya huyundan ya suyundan.. gibi misal çoktur.
“Bir meydan-ı imtihana atılmış, nihayetsiz sukut ve suuda giden iki yol onun önünde açılmış”[2] Bizler de bu yolda azami dikkat ve azami sadakat ve azami ihlas ile yolumuzda ilerlemeliyiz. Bu yolun kilometre taşlarına uyarıcı levha ve işaretçilerine dikkat etmeliyiz ki yolda istikameti kaybetmeyelim. Yolda selamet ve emniyetle gitmenin şartlarından birisidir bu.
Asrın muvazzafı yol göstericisine tabi olmak onun gösterdiği tarzda ve şekilde hizmet etmek sadakat ve ihlasın şartıdır. Binaenaleyh asrın imamı Bediüzzaman Said Nursi’ye kulak vermeli ve onun tarzında hizmet etmeyi selamet ve emniyet için vazife bilmeliyiz. Sözler, Lem’alar, Şualar, Mektubat, Mesnevi, İşarat-ül i’caz yol olup Lahikalar ise selametle gitmek için dikkat edilmesi gereken işaretçilerdir. Azami dikkat kaygan ve gevşek zemin! İçeri girmiş olan kurtlar gövdeyi kemirerek ağacı kurutmak emelindedir. Bizler ise bu kurtların hal çaresine bakmakla ağacımızı kurtarmalıyız. Üstadımızın tarzından taviz vererek yapılan hizmet hezimete gitmek için atılan bir adımdır. Zahiri muvaffakiyet muvaffakiyet değildir.
Tarzımız tarzındır ey üstadım! Senin tarzın lahikalarındır. Lahikaların baştacımız ve istikamet göstergemizdir. Ey zamanın muvazzafı olan üstadımız!
Selam ve Dua ile