Bismillahirrahmanirrahim
Peder ve vâlideye karşı muhabbetin Cenâb-ı Hak hesâbına olduğu için,
hem bir ibâdet,
hem de onlar ihtiyarlandıkça hürmet ve muhabbeti ziyâdeleştirirsin.
En âlî bir his ile, en merdâne bir himmet ile onların tûl-i ömrünü ciddi arzu edip bekâlarına duâ etmek, tâ onların yüzünden daha ziyâde sevap kazanayım diye samimi hürmetle onların elini öpmek, ulvî bir lezzet-i ruhânî almaktır.
Yoksa nefsânî, dünya itibâriyle olsa, onlar ihtiyar oldukları ve sana bâr olacak bir vaziyete girdikleri zaman, en süflî ve en alçak bir his ile, vücudlarını istiskâl etmek, sebeb-i hayatın olan o muhterem zâtların mevtlerini arzu etmek gibi vahşî, kederli, ruhânî bir elemdir. (Sözler)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
PEDER : Baba.
VÂLİDE : Anne.
MUHABBET : Sevgi, sevmek.
MERDÂNE : Mertçesine; er kişiye yakışır sûrette.
HİMMET : Ciddî gayret, kalb ile gösterilen samîmi gayret.
TÛL-İ ÖMÜR : Ömür uzunluğu.
LEZZET-İ RUHÂNÎ : Ruhâ ait lezzet.
NEFSÂNÎ : Nefsin hoşlandıkları, nefse ait.
BÂR : Yük, zahmet.
SÜFLÎ : Aşağıda bulunan, alçak, âdî.
İSTİSKAL : Ağır bulup hoşlanmadığını anlatma; soğuk muâmeleyle sevmediğini bildirme.
MEVT : Ölüm; hayatın sona ermesi.