…28 Şubat Kararları açıklandıktan hemen sonra uygulamaya konulan planların en sıcak döneminde, bir gece vakti döküldü mısralar hançereden.
Git buralardan Kızım!
Ya Anka’ya bin ya Hüdhüd’e.
Yaşanmaz bu yerlerde.
Kendine tapınan adamlar
Ve mührünü bozdurmuş kadınlar
Gülümsemenden isyan korkuları çıkartıyorlar…
Ben annene gidişini izah ederim…
Bilemiyorum, belki de
İnandıramazsam, yalan bile söylerim…
Vatan dediğin kızım,
Koklayabildiğin bir çiçek gibidir.
Sabah uyandığında
Erkeğini yanında bulabildiğin yerdir…
Mısır Çarşısı’ndan aldığın terliğini,
Çoraplarını, eteğini,
Bin zahmetle işlediğin oda takımını,
Seccadeni, tespihini, Mushaf’ını,
Kırmızı renkli kitaplarını;
Hâsılı dünyamıza soğuk duran neyin varsa
Al ve git buralardan!
Öğretmen olamadığına üzülme.
Üzülme hayallerinin kırılışına.
Gittiğin yerlerde kızım,
Kurda kuzuya hakemlik
Güvercinlere hemşirelik edersin.
Kunduzlardan hendese
Karıncalardan sosyoloji öğrenirsin.
Onlara Sen de
İnsaniyetin hamurundan bi şeyleri;
İsyanı ve aşkı,
İliklerine bıçak sırtı dayandığında
Kargaşa çıkarmadan
Bir Aziz tavrıyla yaşamayı belletirsin…
Aklını kasıklarına,
Ve şerefini gabardin kumaşa takmış bu ülkeden;
Darbelerden, büyücü şeffaflıktan, karaborsadan;
Fercini satan sokaklardan;
Girişine umumhane çıkışına birahane yerleştiren
Bu karanlık ve neonik şehirlerden uzaklaş!
Arkasını döndüğünde senin için ağlayan öğretmeninle,
Tebeşirin ve masanla,
Hayallerini kazıdığın çınar ağacıyla,
Börtü böcekle,
Sakalı kesilen sözlünle
Vedalaş!...
Tenine yapıştır hasretini.
Mayıs ve Eylüllere kahretmeyeceğin,
Karanfilleri üzmeyeceğin, çelenk götürmeyeceğin,
Bir daha hicret etmeyeceğin yerlere git;
Uzaklaş buralardan!
Ya kuşlarla,
Ya nesim-i baharla bildir
Konakladığın yerleri…
Bulutlara tembihle ki
Belirli aralıklarla
Göğe resmetsinler simanı.
Ölmemişsem zaten,
Hücrelerim kokundan bilirler geldiğini.
Koşar tutarım ellerinden.
Gelmemişsem, bilesin ki
Koklayamadığımdandır…
Ölüler koklayamazlar ki…
Özür diliyorum kızım!
Tenine yamanan darbe izlerini,
Polis copunu,
Politika oyununu, borsa çalkantılarını,
Kardeşlerini köstebeklere döndüren
Çalışma Gurupları’nı;
Şüphe ve garazı imanına katıştıran
Kamusal dünyayı;
Hâsılı, “git” deyişimin sebebi olanları
Kışkırtan
Damarıma asılan tama’
Ve yüreğime yapışan korkuydu.
Tenperverliğimdi, tembelliğimdi…
Babalar hata yaptılar kızım,
…
Babalar özür dilemeli…