Baharın başlangıcı bademler, çiçek çiçek açıyor; tebessüm yapraklarla tefekkür zihinlere ziyaret ediyor… Dimağlarda doğan düşünce çiçekleri, duygu dirilişleri davet ediyor… Renkler şuura dokunuyor, şuur hikmet dokuyor; açılan idrak pencereler, tefekkür ve tezekkür lezzetlerle vecde getiriyor…
Gelen bahardır, nehar yakındır… Diriliş, yeniden diriliş, toprağın yüreğinden yukarılara doğru fışkırmakta… Bademler vadenin yakın olduğunu ilan ediyor; açan çiçekler coşkunun habercisi… Her bahar aynı şarkıyı söylüyor; hayata yeni bir can geliyor, can hayata yeniden yayılıyor…
Kuşların kanatları, yaprakların hışırtısı, yağmurun şıpırtısı, rüzgârın sesi, seslerin ahengi, renklerin dansı; düşünceleri ihtizaza getiriyor, duyguları raksa; içindeki kâinat kabına sığmıyor, akmak akmak daha hızlı akmak istiyor…
Akmak, hareket ve temizlik; tefekkür akışı vehimleri, endişeleri temizliyor, yeni bir can geliyor “iman” a… Genişleyen kâinat gibi iman da genişliyor zikir ve tefekkürle; ağacın çiçeklerinde galaksiler yaprak yaprak açılıyor…
Milyarlarca yıl, trilyon derecede yıldız kazanlarda pişen elementler, çiçek olmuş gülümsüyor… Pırıl pırıl berrak bir hava, serin esen rüzgâr, akan bulutlar, rakseden yeni açmış çiçekler; hayata ne güzel çeşni katıyor, tefekküre lezzet, lezzetlere şükür için istettiriyor… Gönül mest, ruh dönüp dönüp fotoğraflarını çekiyor cennet misal manzaraların…
Zamanın üstünden seyrediyor bütün baharları, asıl baharın izini sürerek… Toprağın derinliklerinden, ufkun enginliğine tefekkür yollar açılıyor, gökkuşağı devşiriliyor tezekkür dönüşlerde…
Bademler, badem gözlere bakıyor; beni bakın, beni görün, beni okuyun… Ben bir harfim; yıldız bir harf, toprak güneş ay, zerre diğer bir harf… Harfler arasındaki boşluklar anlamı kolaylaştırmak için, boşlukta kaybolmak için değil… Bütün harfler bitişik olsaydı “anlam” anlaşılır mıydı? Hayatın anlamsız boşlukları tefekkür çiçeği ile dolmayınca vesvese, endişe, kaygı, günahla doluyor…
Hayatı dolu yaşamak; boşlukları azaltmak, harfleri yaklaştırarak irfan okuyuşlara geçmek… Şuurda boşluk bırakmamak; akıl yorulduğunda kalbi, kalp yorulduğunda aklı çalıştırmak, birlikte sevk etmek hakikat arayışlarına…
Bademler başladı ya gülmeye, diğer ağaçlar da peşi sıra geliyor; pembemsi, beyazımsı renklerle… Zihinler kış uykusundan uyanıyor, harfler açılıyor gonca gonca, mana rüzgârları esmeye başladı, hikmet yağmurlar yakın…
Cennet baharlar geliyor; boşluklar dolsun, şuur canlansın diye… Gözler açılmalı, gönül seyre dolmalı, ruh tayaran etmeli değil mi? Badem gözlü tefekkür yüzler, tezekkür bedenler.