Can Yücelin; “Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne…’’ şiirinden ilhamen Risale-i Nur deryasından yudumladığım bazı hakikatlerin katreleri…
Çok güzel hakikatleri anlatan içli bir şiir. Risale-i Nur penceresinden bağlılık olayına baktığımız zaman, görüyorum ki; Üstad meseleyi en ince ayrıntısına kadar anlatmış. Ve çözümü de sunmuş. Ve şiirdeki manevi hastalığı keşfetmiş ve reçeteyi sunup aklı ve kalbi tatmin etmiş. Elhamdülillah en önemli hakikatlerden bihaber olmamak büyük ni’met…
Allah, insanın kalbinin içini kendi muhabbeti için yaratmıştır. Çevresini ise sair şeyler için yaratmıştır. Daha doğrusu diğer şeyleri Allah namına sevmek için yaratmıştır diyebiliriz. Çünkü, mana-i ismiyle olan sevginin,kalbin çevresine dahi liyakati yoktur.
Nedir kalbin içi ve çevresi? Vedud, kalbin içine şiddetli muhabbet cihazını yerleştirmiştir.Çevresine ise hafif muhabbet cihazını yerleştirmiştir.Bağlılık ise şiddetli muhabbetin tezahürüdür.O zaman şunu net ifade etmek gerekir ki,Rab her kula şiddetli bağlılık hissi vermiştir.Ve kendisi için verdiği bu cihazı,insan alaküllihal kullanacaktır.Ya Hakka ya halka…
Ve… Bağlılık yani vurgunluk… Ve bağlılığın mertebeleri; Meyil, ihtiyaç, aşk, incizap. Her biri katlanınca diğerini netice veriyor. Ve katlanılan mahal kalp. İncizap, aşkın bir üst mertebesi. Sevginin bağlanmanın en doruk noktası. Ve biraz önce zikrettiğim hakikatlerle bağdaştırırsak; Vurgunluk O’na olmalı. Aşk O’na. Ve nihayetinde incizap…
Allah’ın kendisi için verdiği şiddetli manevi cihazları O’nun dışındaki şeylere sarf etmenin cezası. Elemler, gözyaşları, karşılık görememe elemi, kıskançlık elemi. Ve en önemlisi Vedud’un dargınlığı.... Şarkıların çoğunun konusu; masivaya olan aşkın cezasının elemleri değil mi? Elemlerinden takattur eden gözyaşları değil mi?
Ve bu ateşe girene çözüm gene nurlardan. Masivayı terk edebilmek o kadar kolay mı? Hele âşıkken. Sevdalıyken… Yara almışsa kalp, cerrahi bir ameliyat gerekmez mi? Kalbi yarmak temizlemek masivadan! Meleklerin çocukken Nebiye (A.S.M) yaptığı gibi.(Ama O’(A.S.M)nunki masivadan bir temizleniş değildi)Ya baki entel baki hakikatini bütün hüceyratıyla haykırmak. Yaşamaya çalışmak. Birinci Ya baki entel bakiyle, masivayı temizlemek. İkincisinde ise ‘’ebed’’arzusuyla sadece O’na bağlanmak… İnsan bekaya ve baki olana âşıktır. Aşka layık olmayan masivayı temizleyip, aşka layık olan Bakiyi bulup kalbin merkezine sokmak…
Kolay mı? İrade işi. Hakka kullanıldığı zaman halka kullanılmayan şiddetli bağlılık söz konusu. O zaman bağlılığı O’na çevirdiğimiz zaman otomotikmen masivaya olan aşırı bağlılık izale olmuş olur. Yani bütün problem illaki kullanılacak olan şiddetli muhabbeti vaktinde O’na kullanamamaktan geçiyor. Mecazi aştan geçip O’na vasıl olmakta mümkündür. Ama nakıstır. Ve elemlidir…
Ayrıca, iman intisaptır. İntisap ise bağdır. Allah’a olan bağ. O’na inanmak, tanımak, muhabbet duymak. Ve lezzeti ruhaniyeyi hissetmek. Lezzet varken eleme kaçmak… Vedud varken masivaya koşmak… Velhasılı kelam aşkı O’na adamalı. Aşk O’na olmalı…
Allah’ım seni çok seviyorum. Ve bir an imansız nefes almamayı düşünemiyorum diyebilmek. Yani bağlılıkta var ya ‘’sensiz olamam’’İşte bu sözü Rab için kullanmak… Sen olmasan olamazdım ki… Ve, iman etmeseydim dayanabilir miydim? Diyebilmek. Hani bağlanmakta varya. Olmazsa olmaz imanı, olmazsa olmazından saymak. İşte Rabbe bağlanmak budur… …
Ya Vedüd!Kendi muhabbetin için yarattığın şu kalbimin içine sığ!Ve aşkını sığdır!Biliyorum ki yere göğe sığmasan da mü’min kulunun kalbine sığarsın!Ve içine putların girmesine müsaade etme… Senin dışındaki tüm aşırı bağlılıklarım için beni affet Allah’ım…Bu yazı nefsimedir..