Denizli ne der, neyi dillendirir? Hakikat horozları her gün ne diye öter bu diyarda? Hüzün ve sevinç, firak ve vuslat nasıl bir arada yaşar bu şehirde?
Bağrında iki kurban barındırır Denizli. Bediüzzaman bu diyarda iki yar yitirdi, iki arkadaş kaybetti, iki talebeyi gayba gönderdi. İki cennet tohumu bu toraklarda saklı. “Meyve Risalesi” cennet sümbülü gibi koklandıkça, okundukça, idrak edildikçe; akıllara, kalplere, şehirlere reyhanını saçıyor.
Toprağa düşen tohumlar peşinen meyvesini vermiş; “ Meyve Risalesi” ;kıtaların kalplerine, kalplerin kıtalarına Denizli’den yolculuğa çıkmış. Onun için bu diyarda horozlar coşkun ötüyor; hüznün şarkısını, vuslatın bestesini yapıyorlar.
Ağlama gönül, ya da istediğin kadar ağla. Kurban olmayı göze alanlar İbrahim (a.s.) milletinden İsmail (a.s.) mesleğinden... İbrahim ağladı mı, İsmail ağladı mı? Abdulmuttabilin oğlu Abdullah ağladı mı? Uhud Savaşında Kâinatın Efendisini korumak için kendini kurban edenler ağladı mı?
Said Nursi Hasan Feyzi’sine, Hafız Ali’sine ağladı mı?
Eğer ağlamak istersen günahlarına ağla, zihnindeki zikzaklar için ağla, kalbindeki çerçöp için ağla, lezzetlere müptelalığın için ağla, vaktini boş yere geçirdiğin için ağla. Boş konuştuğun, zanna bulaştığın, gıybete daldığın, kardeşinin kusurunu aradığın, tecessüs ettiğin için ağla. Bırak başkasına nasihati, erkekçesine nefsine bağır, nefsine haykır; yapamıyorsan otur ağla, sabaha kadar ağla, akşama kadar ağla.
Başka bir ağlama istiyorsan; Denizli hapsinden çıktıktan sonra şehir otelinin karşısında kavak ağaçlarının hazinane dalgalanışına ağlayan Üstad gibi ağla. Kavakların ademe gidişini ağlamak ne büyük bir aşk-ı beka çoşkusu.. Anlıyor ve ağlayabiliyor musun?
Küfre düşen, sefahate bulaşan, dalalete dolananlar için ağla. Ağlayamıyorsan sus. Büyük harflerle küçülerek sus. Sus ki dinleyesin, sus ki idrak edesin. Konuşunca nasıl dinleyecek ve idrak edeceksin?
Risale-i Nur’u dinle, Sünneti dinle, Kur’an’ı dinle. Kâinatın tesbihatını dinle, mahlûkatın zikrini dinle. Kısacası hakikat yolunda nefsini kurban et.
Başka türlü Hasan Fevzi’yi, Hafız Ali’yi, Uhud kurbanlarını, İbrahim’i, İsmail’i nasıl anlayacaksın? Onların yolunda nasıl yürüyeceksin ve de yeni yürüyeceklere nasıl yoldaşlık, yarenlik edeceksin?
İki kurbanın ebediyet şarkısını şakıyan Denizli horozlarını duymanın ve dinlemenin başka bir yolu var mı?
Hayatını hizmete kurban eden Mustafa Sungur ağabey de ebediyete irtihal eyledi. Kurbanlık mesleği kıyamete kadar sürecek bir meslek. Sen hangi meslektensin?
Bu yıl yapılan Denizli mevlidi gelecekte yapılacaklara çağrıştırdı, çağırdı. Nefsim kal diyor, kalbim git. Bense arafta bir garip avare.