Bismillahirrahmanirrahim
Aziz kardeşlerim,
Bu mübarek ramazan’da dahi, geçen ramazan gibi, bu âciz ve zaif kardeşinize, mânevî ve uhrevî sa’y ve çalışmanızdan zekât miktarınca vermenizi ve onun hesabına bir miktar çalışmanızı ve ziyade hüsn-ü zannınızla ona tahmil ettiğiniz ağır yüke o cihette yardımınızı pek çok rica ederim.
Derd-i maişet sersemliğiyle, ekser halk âhiret işlerine ikinci derecede bakmalarından, ehl-i dalâlet istifade edip onları avlıyorlar.
Risale-i Nur şakirtleri kanaat ve iktisat düsturlarıyla bu manevî hastalığa da mukabele ederler inşaallah.
Umum kardeşlerimize ve hemşirelerimize birer birer selâm ve dua ederiz. (Kastamonu Lâhikası)
Said Nursî
SÖZLÜK:
âciz : güçsüz, elinden bir şey gelmeyen
âhiret : öteki dünya, öldükten sonraki ebedî hayat
âmin : “Allah’ım kabul eyle”
aziz : çok değerli, izzetli, saygın
derd-i maişet : geçim derdi, sıkıntısı
düstur : kural, prensip
ehl-i dalâlet : doğru ve hak yoldan sapanlar
ekser : pekçok, çoğunluk
fevkalâde : olağanüstü, çok yüksek
had : yetki
hemşire : kız kardeş
hüsn-ü zan : güzel zanda bulunma
ihlâs : ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme; samimiyet
iktisat : tutumluluk
inşaallah : Allah dilerse, izin verirse
istifade : faydalanma, yararlanma
leyle-i Berat : Berat Gecesi; Peygamberimize peygamberliğinin bildirildiği Şaban ayının on beşinci gecesi
mukabele : karşılık verme
mübarek : bereketli, hayırlı
nazar : bakış, görüş
nev’ : tür
sa’y : çalışma
sadakat : bağlılık
şakirt : talebe, öğrenci
taassup : aşırı derecede, körükörüne bağlılık
tahmil : yükleme
telâkki : kabul etme
tereşşuhât : sızıntılar, izler
uhrevî : âhiretle ilgili, âhirete dair
umum : bütün