Barla Modeli ve iman ilimleri okulu

Şimdi dünyanın hemen hemen her ülkesinde talebeleri var bu okulun.Ve oralarda saymakla bitmiyor ne Hulûsiler ne de Said’ler

...


Barla’da badem ağaçlarının çiçek açtığı günlerden birinde bir tarih yazılmaya başlamıştı. Bir grup mütevazi insandı Bediüzzaman ile beraber bu tarihi yazanlar:

Hulûsi Bey, Sabri Efendi, Muhacir Hafız Ahmed, Şamlı Hafız Tevfik, Binbaşı Âsım, Hafız Ali, Hüsrev Altınbaşak, Emrullah oğlu Bekir, Ahmed Feyzi, Zekâi, Müzeyyene, Refet Barutçu ve diğerleri...

Onların gücü sayıdan değil, aralarındaki muhabbet ve tesanütten, bir de Bediüzzaman’ın onlarda nümune olarak gösterdikleri üç önemli özelliklerinden ileri geliyordu. Böylelikle, aralarında büyük âlimlerin ve ümmî zatların beraberce bulunduğu bu nümune insanların omuzları üzerinde, bir Barla Modeli vücuda geldi ve sınırları birkaç nesil sonra ülke dışına taşacak bir iman ilimleri okulu kuruldu. İki önemli temel taşı vardı bu okulun: biri ilim, biri muhabbet. Öğrendiler ve sevdiler. Öğrettiler ve sevdirdiler.

Şimdi dünyanın hemen hemen her ülkesinde talebeleri var bu okulun. İman ilimleri, bir yandan dünyanın önde gelen üniversitelerin kürsülerinde, diğer yandan da çeşitli ülkelerdeki mütevazı evlerde her gün ve her saat okunmaya devam ediyor. Yine neş’eli kış dersleri var akşamları dünyanın birçok yerinde; kimi yerlere ise bahar çoktan gelmiş.

Mânâ âlemlerinin baharları ise, badem ağaçlarının çiçek açtığı günkü kadar coşkulu.
Çünkü oralarda Doğu ile Batı birlikte seyrediliyor; geçmiş ve gelecek beraber yaşanıyor.

Ve oralarda saymakla bitmiyor ne Hulûsi Beyler, ne Sabri Efendi’ler.
Hattâ ne de Said’ler.

Ümit Şimşek'in "Barla Modeli" yazısı için TIKLAYINIZ

Özel Haberleri