Kariyer planlamada vizyoner bakış açısı
1988 yılında bilişim sektörüne ayak bastığımdan bu yana aradan 34 yıl geçmiş. Öncelikle, o günden bu günleri görebilen geniş açılı vizyoner bakışı, girişimci ruhu ile bana ve ekibine rol model olan, bilişim sektörü ile buluşmamıza vesile olan, bu alanda uzmanlaşarak ikinci meslek ve kariyer sahibi olmamıza katkısı olan değerli ağabeyim İsmail Benek hocama teşekkürlerimi bir borç bilirim. Seksenli yılların başlarında daha yeni yeni bilgisayar ile tanışan bir Türkiye, doksanlı yılların başına gelince hızla yayılmaya başlayan bilgisayar donanımı ve yazılımı... O yıllarda daha Personel Computerler piyasaya çıkmamıştı. Ondan evvel ağırlıklı olarak programlanabilir ev ve iş bilgisayarları ile tanışmıştık. 1990 yılının başlarında PC’lerin daha kolay programlanabilmesi ile gelişimi ve yaygınlaşması hızla devam etmiştir. O günlerde hardware ve software üzerinde yoğunlaşmanın yanı sıra network ve intranet ile yakından ilgileniyor ve ileride internet teknolojilerinin temelini öğrenmiş oluyorduk. 2000’li yılların başlarında dünyada ve ülkemizde internetin hızla yaygınlaşması bu alanda yeni iş alanlarını da beraberinde getirmiş oldu. İlk önce bilgisayar ve programlamanın ardından network ağları ve sonrasında internet teknolojilerinin gelişimi ile hemen hemen birçok alanlarda kullanılmaya başlandı. Bugün itibariyle gelinen noktada dünyada ve ülkemizde bilgisayar mühendisliği bölümünden mezun olan bir kişi 500’e yakın farklı meslek gruplarıyla yakından çalışabilme şansına sahiptir.
Meziyetlerinizin, kabiliyetlerinizin, yeteneklerinizin ve fıtratınızın sesine kulak verin
Ben de hatalı tercih yapıp “pardon” diyenlerdenim. “Damdan düşenin halini damdan düşen anlar” derler, aynen bu misal gibi ben de üniversite yıllarımda doğru dürüst bir rehberimiz ve bir bilenimiz olmadığı için kulaktan dolma bilgilerle, çevre ve arkadaş talimatıyla, mahalle baskısı ile adeta iş olsun diye üniversite tercihlerimizi oluşturduk. İlk yılda girdiğim sınavda aldığım puan lisans bölümüne yetmesine rağmen yanlış tercih sıralaması ile elektrik-elektronik ön lisansını tercih ederek yerleştim ama mahalle baskısı ve ayıp olur diye, bir de kısa dönem avantajı yoktur diye kaydımı yaptırmadım. Bir sonraki yıl sınava girmeye niyet ederek kolları sıvadım. Bu sefer iki kat netimin olmasına rağmen ilk yılda yaptığım tercih yüzünden yerleşmiş olduğumdan kural gereği orta öğretim başarı puanım sıfır olarak hesaplandı ve alacağım puanın yüzde 20’si buhar oldu. Bu haliyle tercihlerimi ve mesleğimi seçmede olumsuz etkisi oldu. Neticede aldığım puanlar doğrultusunda yine de zamanın popüler fakültelerinden birinde mühendislik kariyerimi tamamlamayı başardım. ‘Her zorlukta bir rahmet vardır’, bazen istemediğiniz bir sonuç ilk etapta sizin hoşunuza gitmese de ileriki yıllarda Rabbimin nasıl da hayat gergefinde pamuk gibi beni dokuduğuna gözlerimle şahit oldum, Rabbime sonsuz şükürler olsun. ‘Kısmetine razı olan rahat eder’ cümlesini bil-müşahade yaşadım. Lisans, yüksek lisans, doktoramı Ziraat Mühendisliği alanında yapmama rağmen lisans bitirdikten hemen sonra hasbel kader bir U dönüşü yaparak kariyer planlamasında bir bilenin sözlerine kulak verdiğimden ikinci kariyerimi bilgisayar programcılığı alanında ilerletmemiz beni hem eğitimci hem de akademisyenlik kariyerine taşımasına yardımcı oldu. Rabbime hamdolsun şu an aynı kariyerde 34 yıldır aralıksız iştigal ediyorum. Hayatımda en çok sevdiğim öğretmenlik mesleğini bilgisayar bilimleri ve elektronik ile icra etmenin gururunu yaşamaktayım.
Doğal tercihlere baskı uygulamak
Ülkemizde maalesef iki şeyde tercihlerimizi ailelerimiz baskılar sonucu kendileri yapmaktadırlar. Bunlardan birisi evlilik tercihi, diğeri ise üniversite veya bölüm tercihidir. Aileler kafalarındaki bir şablona göre tercihte bulunuyorlar. Bir bakıma olmak istedikleri ama ne yazık ki hasbelkader olamadıkları meslekleri çocukları üzerinde görmek istiyorlar. Şehir seçiminde bile yeri geldiğinde fazlaca müdahale ettiklerine şahit oluyoruz.
Yükseköğrenim imkânı Türkiye’nin her köşesinde
Bizim okuduğumuz yıllarda Türkiye’de her ilde üniversite yoktu bana en yakın Adıyaman ve Şanlıurfa’da bile üniversite yoktu. Doksanlı yılların başlarına kadar Türkiye’de üniversite sayısı 36 civarındaydı. 1992 yılında 22 üniversitenin ilave edilmesi ile 2002 yıllına kadar 76 olan üniversite sayısı 10 yıl sonra 2012 yılına gelindiğinde 168‘e ulaşmıştır. Bilahare 2005 yılında buna 15 yeni üniversite daha ilave edilerek üniversiteler ülkemizin dört bir tarafına yatay olarak yayılmaya başlamış ve bugün gelinen noktada ülkemizde vakıf ve devlet üniversite sayısı 200’ün üzerine çıkmıştır. Öğrenci sayılarının da bununla doğru orantılı olarak artmış olduğunu görmekteyiz. Uzak illerde okumakta zorluk çeken gençlerimiz kendi ilinde rahatlıkla yükseköğrenim imkânlarına erişir duruma gelmiştir.
2022 YKS sınav sonuçları ve yerleştirme işlemleri
Birçok gencin hayatında dönüm noktası olan üniversiteye hazırlık bu yıl Yüksek Öğretim Kurumları sınavlarına (YKS) 3 milyonun 234 bin 409 aday başvurdu. Yaklaşık olarak 3 milyon aday TYT sınavına 2 milyon aday ize AYT sınavına girmiş oldu. ÖSYM’nin açıkladığı üniversitelerin kontenjanlarına ait verilere göre adayların tercihte bulunmaları için 2022 yılı Yükseköğretim kurumlarının kontenjan kılavuzu yayınlandı. Yaklaşık 3 milyon kişinin katılım gösterdiği üniversite sınav tercih bildirimleri 27 Temmuz’da başlayacak olup 5 Ağustos’ta 10 günlük bir müddet içerisinde sona erecek. Bu yıl ilk defa baraj puan uygulamasının kaldırıldığı YKS sınavına giren ve puanı hesaplanan tüm adaylar ilgili puan türlerine göre ön lisans ve lisans türündeki bölümlerden en fazla 24 tercih yapabilecekler. Tercihlerin yapılmasından kısa bir süre sonra yerleştirme sonuçları açıklanır açıklanmaz bu sonuçlara göre bir yükseköğretim kurumuna yerleşmeye hak kazanan öğrenciler 22-26 Ağustos 2022 tarihlerinde kayıtlarını yüz yüze veya elektronik olarak yapabilecekler. Önceki yıllarda olduğu gibi adayların sınav puanlarına orta öğrenim başarı puanları ile mezun oldukları alanlara göre tercih yaptıklarında ayrıca ek puan verilerek yerleştirme puanları hesaplanmış olacak. Bu yılki YKS yerleştirme sonuçlarına göre 428 bin öğrenci ön lisans kademesinde, 408 bin öğrenci lisans kademesinde, 34 bin öğrenci ise özel yetenek sınav sonuçlarına göre yerleşmiş olacaklar. Yani sınava başvuran 3 milyondan fazla öğrencinin yaklaşık dörtte biri üniversiteli olmuş olacak Bu sonuçlara göre boş kalan kontenjanlara ek yerleştirme ile yeniden öğrenci yerleştirilebilecek.
İş garantisi mi yoksa ideallerimiz mi?
Türkiye’de üniversitelerdeki toplam bölüm sayısı 3 bin civarında olmakla birlikte, İŞKUR’un insan kaynaklarına baktığınızda şu an aktif meslek ve iş sayısı 61 bin civarındadır. Mesela bilgisayar mühendisliği mezunu olan bir kişi bin 500’e yakın farklı bir iş alanında çalışabiliyor. Buradan da anlaşılıyor ki bölüm odaklı bir bakış açısı yerine üniversite odaklı bir bakış açısına ihtiyaç vardır. Ön lisan, lisans ve özel yetenek kategorisinde toplam 860 bin kişinin yerleşeceği alanlara öğrenciler örgün ve ikili öğrenim ve açık öğrenim kademelerinde okuyabilecekler. İşe yerleşme garantisi eğer 6 yıl sonra fazla bir değişiklik olmaz ise sadece tıp okuyup mezun olanlarda olacak. Bunu diş hekimlikleri takip edecek. Şu anda diş hekimliğini bitirenler bile kamuda iş bulmada zorlanmaktadırlar. Artık gerisini siz hesap ediniz. İş garantisi olmayan yerleri okumayalım mı? Tabi ki okuyacağız, her alanın kendine göre arz ve talep dengeleri uzun yıllar oluşmuş durumda. Tercihlerimizi öncelikle kendi fıtrat ve yeteneklerimiz doğrultusunda oluşturmamız gerektiği ancak bunun yanı sıra meslek seçerken iş imkânlarını, ülkemizdeki arz ve talep dengelerine bakmak gerekiyor. Bu arada ailenizin ekonomik durumunu da göz ardı etmeden onlar ile istişare ederek il dışında veya bulunduğunuz ildeki üniversiteleri tercih edebilirsiniz. Üniversite tercih ederken şehrin sosyal ve ekonomik dokusuna, o üniversitenin ülkemizdeki ve dünyadaki sıralamasına da dikkat etmeniz gerekiyor. Eğer puanınız, ekonomik durumunuz el veriyorsa il dışında, büyük şehirlerde ve kendini ispat etmiş üniversitelerde okumanızı tavsiye ederim. Bu gibi yerlerden mezun olduktan sonra hem bilim insanı hem de sosyal yönden sanki iki üniversite bitirmiş oluyor gibi kendinizi hissedeceksiniz. Bir öğrenci bugün itibariyle bir üniversiteye girdiğinde hazırlık da okuyacağını varsayarsanız 5 yıl sonra mezun olacaktır. Bugün dünyanın ve Türkiye’nin içerisinde olduğu durumu göz önüne alarak şu veya bu işte para veya gelecek var gibi yaklaşımlar sergilemek kesinlikle yanlıştır, yani beş yıl sonra ne olup olmayacağını kimse kestiremez.
***
Konuyla ilgili seri yazımız olacak. Sonraki yazılarda aşağıdaki farklı başlıklarda buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz.
□ Nitelikli bir üniversite nasıl olmalı?
□ YKS tercihlerimi yaparken nelere dikkat etmeliyim?
□ Meslek ve alan seçerken nelere dikkat etmeliyim
□ Lisans düzeyinde ilgi çekici ve popüler meslek alanları
□ Ön lisans düzeyinde (MYO) tercih edilebilecek programları
□ Geleceği şekillendirecek popüler meslekler ve kariyer yolculuğu