İlker Başbuğ’un tutuklanması, iç ve dış kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılıyormuş...
Doğrudur...
Tartışılıyordur ve tartışılacaktır...
Dış kamuoyu bu olayı nasıl tartışıyor, niye tartışıyor, Başbuğ’un tutuklanmış olması kimin umurunda, Türkiye’nin arınmasından çok mu memnunlar bilmiyorum ama “iç kamuoyu”dedikleri tahsisli kesimin bu hadiseden de ekmek çıkarmaya çalıştığını ve açıkça “pislik yaptığını” çok iyi biliyorum.
İki türlü tepki var.
Daha doğrusu “tepkiciler” iki öbekte toplaşmış durumdalar.
Birinci öbektekiler, “Başbuğ Genelkurmay Başkanı ve Başkomutan olduğu için Yüce Divan’da yargılanmalıdır” diyor.
İkinci öbektekiler ise (ki, militarist kesimi oluşturuyorlar) tutukluluk kararına kafadan karşı çıkıyor: “Hiç olur mu? Koskoca Genelkurmay Başkanı bu şekilde derdest edilir mi?
Nerede görülmüş bu?”
Başbuğ hakkında çok yazdım.
Denilebilirse, hakkında en çok yazdığım Genelkurmay Başkanı Sayın İlker Başbuğ’dur.
İlginç ve tartışmalı çıkışları vardı.
Ergenekon tutuklularına “moral ziyaretçileri” gönderirdi mesela...
Darbe soruşturmalarını itibarsızlaştırmak için “özel gündemli” basın toplantıları düzenlerdi...
İçinde “boru” ve “kâğıt parçası” geçen özlü konuşmalar yapardı...
Sık sık gazeteci zarlardı...
Sık sık kaşlarını çatardı.
Hoşlaşmadığı sorularla karşılaşınca yüzünü devirirdi... Vs...
Hem de, siyasete müdahale ederdi.
Hadi bunu yapsın, askerin yazılı olmayan görevlerinden biri de siyasete müdahale etmektir...
Fakat, bilime de müdahale ederdi.
Mesela, sık sık Habermas’tan ve Weber’den söz ederdi.
Bourdieu’yu neden es geçerdi bilmiyorum ama Weber’in devlet tanımları arasında en çok“otoriter devleti” severdi ve “bilimi” aracı kılarak düşüncelerinin sağlamasını yapardı.
Entelektüel bir askerdi yani...
Bünyesinde bu kadar “eleştirilebilir” hususiyet barındırdığı halde, aklım, fikrim ve vicdanım İlker Başbuğ’un Yüce Divan’da yargılanması gerektiğini söylüyor.
Bu konuda birinci öbektekiler gibi düşünüyorum.
Fakat, ikinci öbekteki arkadaşları anlamakta güçlük çekiyorum...
Ülkeye hizmet etmiş koskoca Genelkurmay Başkanı bu şekilde tutuklanır mıymış? Nerede görülmüş bu?
Ne şekilde tutuklanacaktı?
Koskoca Başbakanları daha çirkin ve insafsız şekillerde tutuklayabiliyorsunuz ama... Sabah akşam “prostat muayenesine” tabi tutabiliyorsunuz, çocuk gibi azarlayabiliyorsunuz,“ülkeye hizmet etmiştir” demeden uyduruk mahkeme kararlarıyla darağacına gönderebiliyorsunuz...
Başbuğ’un tutuklanması kanınıza dokunuyor ama halkın oylarıyla teşekkül etmiş“parlamentonun” kapısına kilit vurabiliyorsunuz...
Koskoca ülkeye 3 tam, 1 yarım, 1 postmodern, mebzul miktar da düşüncede kalmış darbeyi reva görebiliyorsunuz...
Koskoca yargı kurumu ideolojik devletin “tecziye organı” haline getirebiliyorsunuz...
Sürek avları düzenleyebiliyorsunuz... “Devrim” adına her türlü melanet sergileyebiliyorsunuz...
Koskoca Genelkurmay Başkanı diye bir şey yok...
Hukuk önünde herkes eşittir...
Koskoca Genelkurmay Başkanı darbe planına “kâğıt parçası” diyorsa, internet andıcına paraf atıyorsa, law silahının “boru” olduğuna inandırmaya çalışıyorsa ve bütün bu eylemleri“suç” teşkil ediyorsa elbette yargılanacaktır.
Dileyelim suçsuz olsun.
İnşallah da suçsuzdur.
Star