Risale Haber-Haber Merkezi
Yazar Muhsin Kızılkaya, aralarında Said Nursi’nin de bulunduğu bir çok kişinin isimlerinin büyükşehirlerin cadde ve sokaklarına verilmesini istedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yazarlarla yaptığı toplantıdaki konuşmasına katılan Kızılkaya, Star gazetesinde o konuşmaya atıfta bulunan bir yazı kaleme aldı.
Kızılkaya, aralarında Said Nursi’nin de bulunduğu “hürriyet hasretinden prangalar eskitenlerin” isimlerinin büyük şehirlerdeki sokak ve caddelere verilmesini istedi. Başbakan Erdoğan’a seslenen Kızılkaya, “Madem, ‘Bu ülkenin Mehmed Uzun’u, Said-i Nursi’si, Musa Anter’i, Ahmed Arif’i sadece ve sadece yazdıkları için, sadece ve sadece düşündükleri için adeta hürriyet hasretinden prangalar eskiterek göçüp gittiler’ dediniz; o halde gelin bu şahsiyetlerin isimlerini Türklerin yoğun olarak yaşadığı büyük şehirlerin bazı caddelerine, bazı meydanlarına verelim! Mehmed Uzun sokağından girip, Said-i Nursi caddesinden geçip, Musa Anter Meydanı’na çıkalım” dedi.
Kızılkaya, Kültür Bakanlığının Said Nursi ve diğer isimlerin eserlerini bastırıp kütüphanelerer koymasını da istedi:
“Bakın viyadüklere bu isimleri verin diye bir talebim yok, onlar paşalara kalsın, ama gelin; vakti zamanında Diyarbakır’da yayınladığı dört yapraklı bir dergide “Kımıl” adlı bir Kürtçe şiir yayınladığı için yargılanan, bütün hayatı boyunca bu ülkenin bir “sanığı” olarak dik durmaya çalışan, 80’ine merdiven dayamışken vicdanı kara, ruhu kirli katiller tarafından öldürülen
Musa Anter’i; daha 17 yaşındayken tutuklanıp askeri mahkemede yargılanan, henüz yirmi birindeyken onlarca yıla mahkum olan, cezaevine girmektense sürgün yollarına düşen, ülkesinden uzakta hasret içinde, iğneyle kuyu kazarcasına ana dili Kürtçenin çiğnenen onurunu temize çıkarmak için birbirinden muhteşem romanlar yazarken sürgün acısının bedenine ektiği kanserle baş edemeyip genç yaşında ölen Mehmed Uzun’u; “Türkler Kürtlerin aklı, Kürtler ise Türklerin kuvvetidir” diye hutbe okuyan, devletin ona bir mezarı bile çok gördüğü Said-i Nursi’yi; yazdığı 19 şiirle kudretli şairler mertebesine çıkmış, “bir daha şiir yazarsam devlet, oğlum Filita’yı alıp işkence eder” korkusuyla bir daha şiir yazmamış olan Ahmed Arif’in eserlerine Ehmedê Xanî’nin, Melayê Cizîrî’nin, Feqiyê Teyran’ın, Cegerxwîn’in, Qedri Can’ın, Nureddin Zaza’nın, Osman Sabri’nin, Celadet Bedirxan’ın eserlerini ekleyip Kültür Bakanlığı Yayınları arasından çıkarıp kütüphanelere dağıtalım birer nüsha bile olsa... sembolik bir iyi niyet girişimi olur inanın, yoksa benim de talebimdir; devlet kitap yayınlamasın!”
İLGİLİ HABERLER:
Açılım toplantısında Said Nursi'yi anlattım