Melik Duvaklı'nın haberi:
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ önceki gün Mardin' e yaptığı sürpriz ziyarette eski parlamenter Kinyas Kartal'ın sözlerinden alıntı yaptı. Ancak, Başbuğ'un örnek gösterdiği Kinyas Kartal sürgün görmüş bir resmi devlet ideolojisi mağduruydu. Kendisi de ailesinin sürgün edildiği Çarlık Rusya'da doğdu.
Brukan aşiretinden olan ve zamanla bu aşiretin liderliğini de yapan Kinyas Kartal 1900 yılında Çarlık Rusyasında doğdu. Gürcistan Tiflis askeri lisesi ve Bakü Harp Okulu mezunu olan Kartal bir süre subaylık görevinde de bulundu. 1922 yılında 22 yaşında iken Van'a döndü. Brukan aşireti mensuplarının Kafkasya'ya göç etmiş bölümünün başına geçti. İlk sürgününü de dönüşünden birkaç yıl sonra yaşadı.
Kinyas Kartal, Saidi Nursi ile birlikte çıktığı bu sürgün yolunu yıllar sonra şu sözlerle anlatmıştı: "1926 yılında Mart ayı başlarıydı, zannediyorum ilk günleriydi. Bizi Van'dan batıya sürgün gönderiyorladı. Önce bir ortaokul binasında toplamışlardı. Daha sonra ikişer ikişer ellerimizi kelepçeleyerek dışarı çıkarttılar. Ben Said Nursî'nin, daha önceleri Van'da ismini, faziletini ve şöhretini duymuştum. Fakat kendilerini hiç görmemiştim. İlk görüşüm bu sürgün sırasında oldu. O yıllarda 25 - 26 yaşlarındaydım. Okuldan çıkarırken bizi kendisiyle birlikte bağladılar. Birçok nüfuzlu kimseler de Van'dan çıkartılıyordu."
Kinyas Kartal'ın bu ilk sürgün yolculuğu İzmir'de noktalandı. Birkaç yıl sonra sürgün yasağı kalkınca tekrar Van'a döndü. Ancak 1938 yılında "Dersim İsyanı" olarak adlandırılan olaylardan sonra tekrar sürüldü. Bu seferki durağı Trakya oldu.1960 ihtilalinde ise meşhur Sivas Kampına sürülenler arasındaydı. Kinyas Kartal 1960'tan sonra Adalet Partisi milletvekili olarak 15 yıl milletvekilliği ve Meclis Başkanlığı yaptı.
Kinyas Kartal'ın mensup olduğu Brukan aşiretinin bir kolu 1600'lü yıllarda şimdiki Gürcistan topraklarına sürüldü. Kinyas Kartal Brukan aşiretinin bu koluna mensuptu. Hayatında üç sürgün yaşayan Kartal aynı zamanda sürgünde doğmuştu.
İlker Başbuğ Kinyas Kartal'dan şu alıntıyı yapmıştı
''Bakın ne demiş: Ayrılık tohumu giren tarladan nifak ve nefret çıkar. Evvela, bu milletin evlatları kaderlerinin ortak olduğunu öğrenmelidir. Yüzde yüz katıldığımız bir şey bu. Diyor ki, birbirimizi yeteri kadar seversek, başka sevgiye muhtaç olmayız. Herhalde bu bayram gününde bütün bölge insanımızın, ülkemizin bütün insanlarının, milletimizin her ferdine. Edirne'den Hakkari'ye kadar söyleyeceğimiz söz şu olmalı: Birbirimizi, yeteri kadar seversek, başka sevgiye muhtaç olmayız. Bence, bu bayramın en güzel mesajı bu olmalı.