Hüseyin Kulaoğlu'nun haberi
İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), ülkemizde 2010 ve 2011 yılının ilk 6 ayında başörtülülere yönelik ayrımcı ve yasakçı uygulamaları konu alan “Başörtüsü ve Ayrımcılık Raporu” isimli bir rapor hazırladı. Raporda, Türkiye’de başörtülülere yönelik ayrımcı uygulamalar ve yasaklarda son yıllarda bazı düşüşler olduğu, ancak halen bireysel anlamda başörtülülerin kamuya açık alanlarda saldırılara, hakaretlere ve ayrımcılığa maruz kaldıkları belirtildi.
Raporda, başörtülülerin maruz kaldığı konular gündeme getirildi. O konulardan bazıları şu şekilde: “Orduevlerine girişte 50 yaş altı bayanların başlarını örtmelerinin yasak olması. İzmir’de, derse şapkayla giren bir öğrencinin hocası tarafından arkadaşları arasında aşağılanarak sınıfı terk etmek zorunda bırakılması... Yazar Özdemir İnce’nin, 12 Ekim 2010 tarihli ‘Türban Fesadı’ adlı yazısında başörtüsünü gamalı haç ve faşist gömleğine benzetmesi... Bir öğretmenin okul çıkışında, başını örten iki kız öğrencinin başörtüsünü zorla çıkardığı ve kafalarını duvara vurduğu...”
BAŞÖRTÜLÜLERİN MECLİS’TE TEMSİL EDİLME HAKLARI GASP EDİLDİ
Rapora göre birçok iş ilanında rastlanan ‘başörtülü olmama’ şartı, sinema salonlarında, alışveriş merkezlerinde sözlü tacize maruz kalmaları gibi sıradanlaşan vakaların da yaşanmaya devam ettiği belirtilirken, ayrıca, bütün uğraşlara rağmen Meclis’te temsil edilme hakları gasp edilen başörtülü kadınların yine seçilebilecek sıralardan aday gösterilmediği hatırlatıldı.
ÜNSAL: BAŞÖRTÜSÜ ANAYASAL BİR HAK OLARAK HENÜZ ELE ALINMADI
MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal raporla ilgili yaptığı açıklamada, yasağın kalktığı üniversitelerin birçoğunda fiili bir durum oluşturularak, başörtüye hürriyet hakkı tanınırken, konunun kanuni ve anayasal bir hak olarak henüz ele alınmadığını söyledi. Çalışma hayatında, sosyal hayatta halen başörtülü kadınlara yönelik yasakçı ve ayrımcı uygulamaların mevcut olduğunu ifade eden Ünsal, “Türkiye’de din ve vicdan hürriyeti alanında yaşanan en önemli sorun; başörtüsünün her ne gerekçe ile olursa olsun halen bazı kurumlarda yasaklı olması ve başörtülü kadınların ayrımcılığa maruz kalmasıdır. Bu durum evrensel hukuk ilkelerine ve Türkiye’nin bugüne dek imzaladığı uluslararası anlaşmalara aykırıdır. Bu rapor vesilesiyle yeni anayasa tartışmalarının yapıldığı bugünlerde başörtüsü alanında halen yaşanmakta olan ihlallere dikkat çekmek istiyor ve sorunun bir an önce çözüme kavuşturulmasını talep ediyoruz” dedi.
Yeni Akit