Risale Haber-Haber Merkezi
ENKA okulları, İstanbul Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Toplum Gönüllüleri Vakfı, Öğretmen Akademisi Vakfı kurucularından İbrahim Betil, "Eğer mesele başı örtüp örtmemekse, ilkokulda başörtüsünün serbest olmasının bence hiç bir sakıncası yok" dedi.
Taraf gazetesinden Neşe Düzel'in sorularını cevaplayan Betil'in sözleri şöyle:
Siz, bu eğitim yasasının göründüğünden başka amaçlar taşıdığını mı düşünüyorsunuz?
Bazı insanların böyle bir düşüncesi olabilir. Eğer mesele, inanç meselesiyse, özellikle kızların ergenlik yaşına gelirken başlarını kapatıp, onları, dinî kültürün parçası olmaları için yönlendirmekse... O zaman kız çocukları başlarını kapatsınlar ve okula öyle gelsinler.
Kız çocukları ilkokulda başlarını örtebilsinler mi?
Evet, başını örtsün. Başı örtülü olarak ilkokula gelsin. Yeter ki kız çocukları okula gelsinler, okusunlar. Eğer mesele başı örtüp örtmemekse, ilkokulda başörtüsünün serbest olmasının bence hiç bir sakıncası yok. Hiçbir mesele, kız çocuğunun eğitiminden ve öğretiminden daha önemli değildir! Meseleyi dolaylı yollara çekip de, açık öğretim veya 4+4+4 gibi hiç bilimsel olmayan modellere gitmenin anlamı yok. Dedim ya, dünyada böyle bir model yok.
Peki, bu tasarı, eski haliyle kız çocuğunu eve mi kapatırdı?
Evet kapatırdı. Biz daha üniversitede başörtüsünü halledemedik. İndir serbestliği ilköğretime kadar, bırak aileyi kızını okula göndersin, ailenin istediği iyi eğitimi çocuk okulda alabilsin. Çünkü dindar aileler de kızlarının iyi eğitim almasını istiyorlar. Dünya istatistiklerine bakın... Türkiye kız çocuklarının okullaşmasında dünyanın en geri ülkelerinin içinde yer alıyor. Dünyanın 17. büyük ekonomisi neden dünyada okullaşmada, eğitimde ve okuma-yazma oranında dünyanın 150. sırasında? Ciddi bir sosyal gerilik var bu ülkede. Eğer “sosyal sermaye” dediğimiz insan gücünü iyi geliştiremezsek...
Ne olur?
Bugünkü ekonomik performansı sürdürmek mümkün olmaz. Sosyal olarak bu kadar başarısız olup ekonomik olarak bu kadar başarılı olmak sürdürülebilir bir durum değildir. Bu başarı biter ve bu dönem, Türkiye’nin çok başarılı olduğu bir ekonomik dönem olarak anılır o kadar.