Baykal güzel bir iş yaptı ve siyasi tarihini şereflendirecek bir görüntüye imza attı. Başörtülüleri, hatta çarşaflıları kabul ederek partisine kattığını gösterdi. Bunu yaparken de hiç komplekse girmedi. Gayet de iyi oldu. Bundan sonra başörtüsüne bakış farklı olacaktır.
Her zaman dost sohbetlerinde şahsen bu tavsiyeyi yapıyordum. Yapmaya da devam edeceğim. Birileri bu söyleyeceklerimi O'na ulaştırırsa gayet memnun olacağım. O da şudur:
Baykal başörtüsü gibi bir iki demokratik hakka sahip çıkıp hallederse oy oranını % 30 lar seviyesine çıkarır. Kaybettiği oylarını böylece geri almış olur. Hatta bu sayede iktidara da gelebilir.
Türkiye normalleşmeye doğru gidiyor. Bu milletin mayasında İslam var. Ondan kopamaz. Koparmak isteyenler her zaman hüsrana uğramıştır.
O nedenle bu milletin değerlerine her zaman, her kes sahip çıkmalıdır. Çıkmaya hakkı vardır. Sahip çıktığı zaman da kimse kınayamaz.
Başörtüsünün siyasi bir simge olmadığını aksine, dini bir simge olduğunu artık herkes kabullenmelidir. Bu millet için namaz ne ise, oruç ne ise hac ne ise başörtüsü de odur. Dini bayramlar, bu dinin birer tanıtıcı simgesi (şeairi/onu tanıtan/İslam dinini yayan simgeler) ise başörtüsü de İlahi bir emirdir ve bugün İslam dinini yayan/tanıtan bir şiardır. Yani, İslam dininin bir unvanı bir âlemi bir bayrağı gibi olmuştur.
Bayram namazına sahip çıkmak, savunmak, hatta gidip kılmak (Baykal da gidip kılıyor, gayet de iyi ediyor) bir onur, bir şerefse, başörtüsünü takmak, savunmak, demokratik bir hak olarak serbestiyeti için çaba göstermek de en az onlar kadar yüce bir onurdur, bir haktır, savunulması gereken dini bir vecibedir.
O nedenle bu simgelere veya bu şeairlere herkes sahip çıkmalıdır ki, siyasete alet edilmesin, ranta gerekçe olmasın. Birileri çıkıp başörtüsünün serbest bırakılması için mücadele edeceğim dediği zaman o kişiye bu millet minnet duymasın.
AK Parti, yıllardır bu meselede işin kaymağını yediği halde çözme noktasında bir şey yapamamışsa bunun nedeni budur. Yani, siyasi bir simge imiş gibi muamele görmesidir. Oysa buna bu nazarla bakılmayıp bunun bir dini simge ve gelenek olduğu yolunda ortak kabul görseydi bugün bu noktaya gelinmezdi. Bu mesele bu kadar kullanılmaz/siyasete alet edilmezdi.
AKP'si, CHP'si, DP'si, MHP'si hatta DTP'si (özellikle DTP) sahip çıkmalıdır ki, Türkiye'nin gündeminden çıksın, karşıt görüşlerin malzemesi olmasın.
Bu işte CHP güzel bir açılım gerçekleştirmiştir. Baykal'ı bu nedenle tebrik ediyorum. Hiç komplekse girmesin, seçmeninin baskılarına da aldırmasın, başlattığı bu süreci sonuna kadar götürsün. İlk olarak Üniversitelerde serbest olması yönünde çaba sarf etsin. Dediğim gibi siyasi bir rant için değil, siyasi rant yapanların elinden bu kozu almak için. Sol oyların her zaman %30 lar seviyesinde olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir. Bugün CHP % 20 lerde dolaşıyorsa bunun nedeni bu olabilir. Bana göre bu sayede kaybettiği kendi oylarını da geri alacağından siyaseten de doğru bir iş yapmış olur.
Bunları söylerken CHP'yi veya Baykal'ı gaza getirmek için söylemiyorum. Gerçekten bütün samimiyetimle inanarak söylüyorum. Partiler toplumun temsilcileridirler. Toplumun isteklerini, düşüncelerini, problemlerini çözmek için kurulmuşlarıdır. Bu anlamda başarılı oldukları nispette ilgi görür destek alırlar. CHP bunun dışında kalamaz, toplumun problemlerinden uzak bir parti düşünülemez. O nedenle gayet doğru bir iş yapmıştır. Yapmaya da devam etmelidir.
Dinin bir emri bir simgesi olarak değil de demokratik bir hak olarak sahip çıkmak isterse buna da kimsenin diyecek bir lafı olmaz. Yeter ki, bu mesele de samimi olsun, gerçekten karşı olmadığını hatta destek olduğuna toplumu inandırsın. Bugün başörtülüye rozet takıp oyunu aldıktan sonra meclise gidince unutmasın.
Bu milletin kül yutmadığını hatırlatmak isteriz. Geçmişte seçim öncesi yapılanları (mitinglerde başörtüsü takıp oy aldıktan sonra meclise giderek karşı çıkmayı) kimse yutmuyor. Ferasetiyle anlıyor ve görüyor. O da sandık başına gidince cevap veriyor. Sen öyle yaparsan ben de böyle yaparım diyor.
Bakacağız, biz millet olarak sabırlıyız.