Ömer Çiftçi'nin Haberi
RİSALEHABER- Liverpool'da oynayan Müslüman futbolcu Muhammed Salah 2018 yılına damga vurdu. Liverpool taraftarının kalbinde taht kuran Salah, taraftarlara 'Biz de Müslüman olmak istiyoruz" dedirtmeyi başardı.
Salah saha içinde ve dışında Müslüman karakterine uygun davranışlar sergiliyor. Attığı gollerden sonra secdeye gidiyor ve dua ediyor. Saha dışında namazlarını ve ibadetlerini aksatmıyor. Hayatının en önemli maçı olan UEFA Şampiyonlar Ligi Finali'ne çıkarken oruç tutmaya çalışması, fakat Liverpool takımının buna izin vermemesi bir hayli konuşuldu.
Salah, Real Madrid ile oynanan Şampiyonlar Ligi finalinde Sergio Ramos'un sert faulü ile oyun dışında kaldı. Oyundan çıkarken döktüğü göz yaşları herkesi etkiledi.
Yani Muhammed Salah, saha içinde ve dışında gerek karakteri, gerek inancı ve gerek iş ahlakı ile örnek bir karakter olarak kendisini ve Müslüman kimliğini İngiltere başta olmak üzere tüm dünyaya kabul ettirdi. Fakat sorulması gereken soru şu; "Bir Müslüman sadece başarılı olunca mı kabul görür?"
Batı'nın İslamiyet'e ve Müslümanlara bakışı günden güne negatife dönüşüyor. Avrupa başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde her yeni araştırmada görülüyor ki Müslümanlara karşı ayrımcı ve ırkçı saldırılar artıyor. Öte yandan Avusturya 7 camiyi bir anda kapatma kararı alırken, Almanya'da ırkçı saldırıların ardı arkası kesilmiyor.
Dünya Müslümanları ırkçılık ve İslamofobi endişesi yaşarken, Muhammed Salah Liverpool taraftarına; "Camide olmak istiyoruz" dedirtebiliyor.
The Globe and Mail yazarı Sheema Khan şu haklı soruyu soruyor; "Batı için Müslümanlar sadece kupa alınca, Nobel alınca veya gol atınca mı değerli?" veya "Müslümanlar kendilerini batıya beğendirmek zorunda mı?" Sıradan bir Hristiyan veya sıradan bir Musevi insan olarak her yerde kabul görürken, Müslümanlar için uygulanan çifte standart biterse İslam dünyası da Muhammed Salah'ın başarıları ile daha çok gururlanabilir.