"Aynı sebeple, İslamcılık, İslamî ilkelerinin bazen gayrımüslimler eliyle de hayata geçebildiğini görmez. Mesela İmam Şatibi'nin saydığı "şeriatın beş maksadı"nın (dinin, canın, malın, aklın ve neslin korunması) bugün Batılı demokratik ülkelerde pekâlâ sağlandığını es geçer."
Diyor.
İslamcılık, aslında Müslümanlar tarafından gerçekleştirilmesi gereken faydalı ve doğru işlerin, erdemlerin bir kısmının Batılılar tarafından hayata geçirilmiş olduğunu görür, buna hayıflanır, Müslümanlara serzenişte bulunur, "utanın, Allah'tan korkun, sizin elinizde Kur'an gibi bir kitap, Resul (s.a.) gibi bir rehber var iken haliniz ne haldir..." der. Mesela Said Halim Paşa'yı, Mehmed Akif'i, İkbal'i, Hasen el-Bennâ'yı, Seyyid Kutub'u... okuyun, bunu açıkça görürsünüz. Ama aynı İslamcılar Batı'da asıl eksik olanın "bir hak din", "bu hak dine uygun düzen ve ahlak bütünü" olduğunu da görür, söyler, Müslümanları, bütün insanlık için "İslam'ı asrın idrakine" sunmaya; ilimde, amelde, medeniyette böyle bir kıvama gelmeye teşvik ederler. Batı medeniyetinin "tek dişi kalmış canavar" olduğunu şiirleştirirler.
Batı İslâm'ın istediği mana ve mahiyette "din, hayat, akıl, mal ve nesil" şeklinde sıralanan "dinin maksatlarını" gerçekleştirmiş değildir:
Batı dini korumamıştır. Din özgürlüğü perdesi altında dine karşı hürriyeti korumuştur. Dinsizliği, dini hayattan uzaklaştırmayı (laisizmi, sekülerizmi), dine karşı bir din olarak ortaya koymuş ve büyük bir titizlikle korumuştur. Bugün Avrupa'da ve ABD'de dinin ve dindarlığın korunduğunu iddia edebilmek için buralarda yaşayan insanların din ile alakalarını gösteren araştırmalara bakmak gerekir. Bu araştırmalar, adı geçen ülkelerde ve özellikle Avrupa'da dinsizliğin giderek yayıldığını, hristiyanlığın bu dinsizliğe ayak uydurduğunu (çanak tuttuğunu da diyebiliriz), din adamlarının, Hristiyanlığın adı ve kilisesinin kalması şartıyla dinin hayattan çekilmesi karşısında teslim bayrağını çektiklerini ortaya koymaktadır.
Ayrıca İslamcılara göre asıl önemli olan, korunan dinin hangi din olduğudur. Aynı kaynaktan gelen ve peygamberlerin çizgisinden sapmış bulunan batıl dinlerin yerine hak din olan İslam'ı ikame etmedikçe –islamcılara göre– Batı dini korumuş olmaz.
Batı yaşadığı ve yaşattığı iki dünya savaşında ve komünizm macerasında yüz milyonlarca insanın hayatına kıymıştır. Bugün de kendi köpeğinin hayatını korurken mazlum ve mağdur olmalarından sorumlu bulunduğu başka milletleri kendi menfaatini korumak için öldürmektedir.
Batının koruduğu malın kökeninde mazlum milletlerin hakları, kanları ve alın terleri vardır. Ayrıca Batı'da korunan mal (servet) dağılımında çok önemli adaletsizlikler, dengesizlikler mevcuttur.
Batı aklı aydınlanmadan günümüze birçok merhaleden geçerek gelmiş, sonunda insanlığın en büyük sorularına cevap bulmaktan aczini itiraf ederek geçici dünya hayatını "en iyi şekilde" yaşamaya kafa yormada karar kılmıştır.
Batı'da nesil korunamamış, yaşlılar çoğalmış, genç nüfus azalmıştır. Ayrıca koruna nesil de "Asım'ın nesli değil, tersidir".
Devam edeceğim.
Yeni Şafak