Cemaat/Cemiyetin batı aydınları tarafından tanımı:
Her ferdin kendi isteğiyle, zorlanmadan uyduğu birliktelik.
(Sadece “beraberlik”, yani yanyana olmak değil!)
Kişinin kendisini tanımladığı sistem.
Duygu ve düşüncelerin pekiştiği ortam.
İnsanların bir anlam kazanmak ve çözümler üretmek için toplandığı birliktelik.
“Ben” denilen değil, “Biz” denilen yer.
Batı bilim adamlarının tarafından cemaatların ispatlanan faydaları:
Cemaattaki insanlar beyin ışınlarıyla istem dışı da olsa haberleşiyorlar.
Beyinler birbirleriyle iletişim içinde oluyor.Bu, birçok problemlerin daha kolay, daha kısa ve en profesyonel yönden çözümlenmesine yol açıyor. İnsanları rahatlatıyor, huzurlu oluyorlar.
Cemaatlerde, hem toplumsal, hem bireysel sıkıntılara en iyi, en uygun, en ahlaki, en kabul edilebilinir şekilde çözümler bulunuyor.
Batı devletleri cemaatları neden destekliyor ?
Batı devletleri, cemaatlaşmayı para vererek destekliyor, onlara uygun mekan veriyor, ihtiyaçlarını gidermeleri için her türlü kolaylığı sağlıyor.
Milyonlarca kişiye doktor, psikolog, profesyonel yardımcı ödemektense, cemaatlara para ödüyor, bunalımlara çare bulmak daha ucuza maloluyor.
Psikolog ve doktorlara giden, bir sürü bunalım geçiren kişiyle ilgilenmek daha çok pahalı. Cemaat ve cemiyet sıkıntıda olanları en ekonomik, en uygun biçimde, en kolay yoldan, en kısa sürede; sıkıntı, tehlike ve depresyona girmekten kurtarıyor.
Cemaatlar demokrasiyi, insan haklarını ve özgürleşmeyi destekliyorlar.
Her kişiyi tek tek dinlemeye hiçbir uzman ve siyasal bilimcinin zamanı yok.Cemaattaki binlerce kişinin isteklerini, problemlerini, çözüm önerilerini, en kısa, en ucuz, en kolay yoldan dinleyip (Yani cemaatin sözcüsünü dinleyip), daha sağlıklı, daha özgür, daha rahat, daha mutlu bir toplum anlayışına doğru yöneliyorlar.
Cemaat olmayanların, cemaat olmaları desteklenir. Cemaatlaşma kanunları vardır.
„Birlikte birşeyler yapılsın, toplum kopuk olmasın, fitne çıkmasın, demokrasimiz, rahatımız bozulmasın“ düşüncesi galiptir.
Batının cemaat anlayışı:
Cemaatlar olmasaydı, devlet, cemaatlar kurulsun diye birkaç kişiyi para ve siyasi destek vererek yönlendirirdi. Cemaat olmadan, ne demokrasi olur, ne de iletişim.
Cemaatteki bireyler „Aydın“ ve özgürlükcü olarak tanımlanır.Kendisinin, hayatının anlamının bilincine varmıştır, düşüncesi hakimdir.
Batıda tehlikeli ve toplumu zarara uğratan cemaatlar var mı ki?
Var. Bu zaten demokrasinin iyi işlediğinin göstergesidir.
Tehlikeli cemaatlar yasaklanır.
Mesela Almanya’daki „Nazi Anlayışı’ndaki“ bir parti (ve gizli cemaatleri) yıllarca gözetlenip, hedeflerinin yazıldığı dernek kütüğü bulundu. Hal ve hareketleri, sözleri, dağıttıkları broşürler/kitaplar/hakaret dolu müzik CD’leri, düşmanlığı apaçık yaymaları, video çekimleriyle ıspatlandı. Yasaklandı.
Batıda dini cemaatlar var mı ki?
Var. Çok saygı görüyorlar, belediye ve devlet dairelerince davet edilip, sözleri dinleniyor. İstekleri, problemleri var mı diye soruluyor. Para desteği veriliyor. Istedikleri uzmanlar gönderiliyor. Bu uzmanların maaşını devlet ödüyor.
Özellikle müslümanların cemaatlarına karşı dostane hal ve hareketler arttı. İslam düşmanları çoğaldıkça, Alman Devleti müslümanları korumak ve onların dertlerini dinlemek için o kadar çok daha gayret gösterdi.
Batıda dini istismar eden cemaatlar var mı ki?
Var. Ama bunlar o kadar az ki. Gözetlendikten ve ıspatlandıktan sonra yasaklanıyorlar.
Çünkü herşey serbest.
Cemaatlar düşman olarak değil, devletin yardımcısı, demokrasinin bekçisi, dost, toplumun ifade biçimi, toplumun birikmiş anlam yüklü çekirdeği olarak olarak görülüyor.
Medya (ve devlet); cemaat peşinden değil, düşmanca hal ve hareketlerin, komploların peşinden koşturuyor.
Hristiyanlarda da dini istismar eden bazı gruplar var, ama hiçkimse rağbet etmiyor, çok güçsüzler. Çünkü diğer aydın hristiyan cemaat grupları rağbet görüyorlar. Devlet „Iyi cemaatlari“ desteklediğinden, „Kötü Cemaatların“ şansları olmuyor.
Batı toplumunun cemaatlara bakış açısı nasıl?
Batı toplumundaki bireylerin çoğu yalnızdır.Evli ve ailesi olduğu halde yalnızdır.
Kendi hayatlarına anlam yüklemek için edebi, filozofi, dini ve benzeri cemaatlara üye olurlar, hatta aidat öderler.
Cemaate gitmeyenler de bir „Başka çeşit cemaate“ yani gruplara giderler, üye olurlar.
Batıda, sıkıntı çeşidi kadar, sıkıntı grubları vardır.Alkolden kurtulmak için, tecavüze uğramışlar için, kocasından dayak yiyenler için, borçlu olanlar için, çocuğu sakat olanlar için vs…
Veyahut daha değişik gruplara üye olurlar, mesela insan hakları, hayvanları koruma dernekleri gibi…
Grup veya cemaatlara gitmeyenlerin çoğunluğu, psikolog ve doktorlara giderler. Mutsuzca tek başına yaşarlar. Problemi olmayan, anlam kazanmaya ihtiyaç duymayan insan yoktur çünkü…