Risale Haber-Gazeteci-Yazar Mehmet Ali Bulut, CHP genel Başkanı Deniz Baykal'a Bediüzzaman'ı anlattığını yazdı. Gasteci.com sitesindeki yazısında daha önce Kamuran Çörtük'ün BRT televizyonunda çalıştığını hatırlatan Bulut, Deniz Baykal'la arasında geçen Bediüzzaman sohbetini şöyle aktardı:
"Rahmetli Şakir Süter’in sunduğu Galeri Programını hazırlıyorum. Kamuran Bey ile CHP lideri Baykal’ın arası limoni. Baykal ile ilgili ilginç bir rüya görmüşüm, mutlaka bunu ona anlatmalıyım diye çare arıyorum.
Ne yapayım ne edeyim bilmiyorum. Önce dönemin İstanbul İl Başkanı Ali Topuz beye anlattım. Daha sonra da programa konuk aldığımız İnal Batu’ya... Tabi bütün derdim, CHP’yi rüyada gördüğüm hale çekmek…
Şakir Bey, Baykal’ı davet etmeme müsaade etmiyor. Çünkü Çörtük Bey’in rahatsız olacağını düşünüyor nedense. Şakir bey hiç bağnazlığı olmayan biri. İlkeli bir duruşu var ama kimseye karşı değil. Ben Baykal için ısrar ettim. O da “Al o zaman” dedi, “Kamuran bey bir şey de derse, bir çare buluruz”
Ben CHP Genel merkezini aradım ve nihayet basın danışmanlarıyla mutabık kaldık. Baykal’ı programa aldık. Programa geleceği gün rica ettim, “Ne olur, 45 dakika öncesinden getirirseniz, Sayın Baykal’a aktaracağım mühim bir iki şey var” dedim.
Yarım sat önce geldiler. Şakir bey de makyaj için ayrılınca kendisi ile odada baş başa kaldık. Ona önce rüyamı anlattım ve sonra da dedemi... Dedem beş vakit namazlı, dindar fakat sıkı bir CHP’li idi. Hatta oğlu Ahmet amcam DP’li oldu diye neredeyse evlatlıktan red edecekti.
Ve sonra dedim ki, o şu anda hayatta olsaydı, bu CHP‘ye oy vermezdi. Gerekçemi de anlattım. Dinledi, samimi ve ciddi bir şekilde dinledi…
Ona şöyle dedim: “Bu parti madem ki halkın partisidir, öyleyse halkın imanına, dinine sahip çıkmalı. Madem ki siz Refah Partisini (o zaman Refah vardı) dini istismar etmekle suçluyorsunuz, o zaman siz millet adına dini istismar etmeden milletin imanına, dinine sahip çıkın da siyaset eşit şartlarda yapılabilsin. Eğer siz dine karşı böyle ‘müstenkif’ durursanız, millet de sizi tardediyor Refaha yönelir.”
Bu ila nihayet böyle gitsin istemiyorsanız, lütfen dine sahip çıkın. Öyle göstermelik falan değil. Sizi temin ederdim, inanan insanların ne cumhuriyetle, ne cumhuriyet değerleriyle ne de doğru tatbik edildiği takdirde rejimle bir problemi var. Problem, rejim adı altında birilerinin dinsizliği şu millete dayatmasıdır.”
Ona Bediuzzaman’ın, dönemin CHP Genel Sekreteri Hilmi Uran’a yazdığı mektubu hatırlattım. “Bir zındıka komitesinin partiyi ele geçirmeye çalıştığını, eğer muvaffak olurlarsa, partiyi vatan, millet ve din aleyhine kullanacaklarını ihtar ediyor”, demiştim. Ve iddia etmiştim; “eğer dine sahip çıkarsanız, bu millet önce sizi bir tartar, samimi olduğunuzu görürse sizi iktidar yapar. CHP dine hulus çıkarmak zorundadır. Yapmazsa ebterdir ve ila nihayet öyle gider…”
Sayın Baykal, hiç de itiraz etmemişti, bireysel anlamda kendisinin de inançlı olduğunu ancak, parti tabanının henüz buna hazır olmadığını ima etmişti.
Ama çok kısa bir süre sonra Şeyh Edebali meselesi, gündeme gelmiş ve kıyamet kopmuştu…