Bir aylık arınma ve nefis terbiyesiyle huzura ve itminana erişen ruhların ve bedenlerin sevinç demi gönüllerimizde şafak attı.
Tekbir ve bayram; bütünleşen ikili... Rubûbiyetin azâmet ve yüce şânını ilân eden lâhûtî cümle: Allahu Ekber, Allahu Ekber Ondan başka büyük yok ! Tek azâmet sahibi Tüm mâsiva bir zerre; O, İlâhî yüceliğiyle arşın sahibi... Arzın sahibi, zerrelerin ve atomların müdebbiri Sonsuz güç. Ona erişecek, yarışacak, yaklaşacak bir güç, an, zaman ve tüm mekânlarda kayda girmedi ve giremeyecek. Bayramın süsü tekbirler...
Allah Resûlü Aleyhissalâtü Vesselam buyurdu: Bayramınızı tekbir getirmek suretiyle süsleyiniz. (et-Terğîb vet-Terhîb)
Hadis-i şeriflerde geçen îdül-fıtr, yani fıtır bayramının arifesindeyiz. Yaratılışın, kulluğun gereği olan görevler ifa edildiği için bu ismi almıştır. Saf, berrak ve mükemmel yaratılışın sadakası ve fitresi yerine getirildiği için, beden ve ruh dengesinin uzlaşması adına ortaya konulan tavrın izdüşümü bayram
Allah Teâlâyı daha çok zikretmenin, Onun sonsuz nimetlerini yeniden hatırlamanın, yoğun bir tarzda yaşandığı bir zaman dilimi... Gafletten, tembellikten, kin ve kıskançlıktan, kalp katılığı, ruh tıkanıklığı, dil tutukluğu ve gönül kasvetinden sıyrılmanın adresi Bayram
Bediüzzamanın ifadesiyle; "Bunun içindir ki, bayramlarda gaflet istila edip gayr-i meşru daireye sapmamak için, rivayetlerde zikrullaha (Allah'ı zikretmeye) ve şükre azim tergibat (büyük teşvikler) vardır. Ta ki, bayramlarda o sevinç ve sürür nimetlerini şükre çevirip, o nimeti idame ve ziyadeleştirsin. Çünkü şükür nimeti ziyadeleştirir,, gafleti kaçırır." (Lemalar)
Dostlukların yeniden yeşerdiği, bağların güçlendiği, barış ve kardeşliğin gönüllerde taht kurduğu müstesna bir gün. Sevgi ve barış köprüleri kurmayı düşleyenlerin en güzel fırsatı. Dargınların zorlanmadan tekellüfsüz ve aracısız, barışa ve sulha rıza gösterdikleri mübarek ortamlardır bayramlar.
Ve nur kervanında yerini almış olanlarla münasebetlerin, gönül bağının yeniden tezekkür ve tefekkür edilmesi gereken fırsattır bayramlar. Rabbânî bir sefinede yol alanların, yekdiğeriyle olan hak ve hukukunun değerlendirilmesi gereken ortamdır.
Gıybetten, bühtandan, kıskançlık ve nefislerin rekabetinden uzak durmanın; kadirşinaslığın, vefanın, alınterinin, hidemât-ı Kurân namına yapılan cehd ve gayretlerin değerlendirildiği, azim, sebat ve fedakârlıkla asırların nur sarmalında emek sarf edenlerin unutulmadığı; basit, zâil, fâni çekişmelerin, küskünlük ve dargınlıkların geride bırakıldığı; şefkat ve merhamet kanatlarının alabildiğince geniş tutulduğu, şahıscılık yerine şahs-ı mânevînin ön plânda yer aldığı; kendi kabullerinden sıyrılıp, Kuranın ve Onun nurânî yansıması olan Hakikat elmaslarının işaret ettiği temel prensiplerinden olan şûra ve meşveret prensiplerinin hükümferma olduğu idrak ve izanının daha net olarak kazanıldığı müstesna günler bayramlar.
Bu duygu, niyet ve fiiliyattan uzak geçirilen Bayramların hayatımızda ne kadar iz bırakacağı, gelecek nesle ne kadar örnek teşkil edeceği, geleceğe örnek miras bırakmak isteyenleri düşündürmesi gereken önemli bir husustur.
Bayram, çocukların, yetimlerin, gariplerin, varlık sebebimiz anne-babaların ve hassaten asrın mânevî cihadında birlikte saf tuttuğumuz kardeşlerimizin gönüllerine şefkat, hürmet, muhabbet ve merhamet esintilerinin kolaylıkla yansıtıldığı bulunmaz fırsatın adresi
Öyle ise; haydi ne duruyorsunuz, rezervasyonunuzu bayram sabahına şimdiden yaptırınız. Yüzünüzde açan gülşenlerle gülücükler yağdırınız etrafınıza..
Doyasıya yaşadığımız bir aylık mânevî iklimin gül kokulu baharını yaşamak ve yaşatmak için hazırlanalım.
Hazırlanalım ki, melekler bizim için kanat çırpsın, Rabbimizin sonsuz Rahmeti bizim için coşsun ve firdevs cennetleri bizim için kapılarını açsın.
Açsın ki, Rızaya erişmiş olmanın hazzını ve şerefini yaşayalım ve yaratılış gayesinin amacını bir kez daha kavramış olalım.
Hayatınız nurlu, bayramınız kutlu, geleceğiniz umutlu olsun.