Haccın farz tavafı bayramın ilk üç gününde yapılması gerekiyor. Say ile beraber olacağı için bütün hacılar bu üç günde aynı mekanı kullanmak mecburiyetinde kalıyorlar.
Tavaf yeri olan metaf dolu ve çok sıkı oluyor. Orada tavaf etmek çok zor olunca ikinci kata çıkmak mecburiyetinde kalınıyor. İkinci kata da yoğun bir ilgi var. Tavaf bir saatte ancak bitiyor. Say da yaklaşık o kadar zaman alıyor.
Gerek tavafta gerekse sayde coşku içinde akan insanlar herkes bildiği şekliyle ve diliyle sessiz ve sesli, yürüyerek ve koşarak yakarışları güzel bir hal meydana getiriyor. Siz de o akan sele kendinizi kaptırıyorsunuz.
Tavaf ederken, Kabe etrafında namaz kılarken halka tutmuş bütün hacıların, daha gerisinde bütün Müslümanların manevi şirketine ortak olduğunuzu tahayyül ediyorsunuz. Bu büyük kazanca ortak olduğunuz, hepsinin duasına mahzar olduğunuz düşüncesi dünyada iken cennet hayatını yaşatıyor.
Kalabalıkta bazen ayağınıza basılır, yaşlı ve hastaların arabalarının darbesine maruz kalırsınız. O zaman Ya sabur der geçersiniz.
Tavaf bitiminde veya esnasında ezan okunur. Namaz için yer bulma telaşına düşülür. Büyük cemaat, imamın arkasında saf tutmuş, omuz omuza, yan yana Rabbin huzurunda el bağlayıp ibadet etmek hazzı kelimelerle ifade edilemez.
Arafa günü sabah namazından itibaren, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar yirmi üç vakit farz namazlarından sonra hep birlikte teşrik tekbirleri getirmeleri, Allahuekber Allahuekber sadaları mana alemi ile beraber madde alemini de olumlu etkiliyor.
Kabeyi tavaf etmek sevabı elbette çoktur. Ancak Mescid-i Haramda her rekatı yüz bin kat sevabı fazla olan namaz kılmanın da ne kadar kazanç getirdiği muhakkaktır. Ancak Kabeyi seyretmek de ibadettir.
Mescidin her tarafında Kuran okuyan zikreden, namaz kılan, kitap okuyan, muhabbetle kucaklaşan birbirlerine hayır dua eden hacılar Allahın rahmetinin gelmesine vesile oluyorlar.
Rabbim hepimizi o rahmet deryasına ortak etsin. Amin