Onlar Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden hayatta kalanlar. Üstad'ın 23 Mart 1960'ta vefatından sonra bayrağı devralanlar. İlerlemiş yaşlarına rağmen Bediüzzaman'dan ve Risale-i Nurlardan aldıkları feyzi çevresindekilere aktarmaya devam ediyorlar. Onlara göre Bediüzzaman, hayatı sürgün ve hapislerde geçmesine rağmen hep hukukun içinde kaldı, yanındakilere de bunu tavsiye etti. Üstad'ı bir de onlardan dinledik.
Vefatının 51. yılında onu, anlayışını ve hatıralarını talebeleri anlattı. Çünkü abiler, "Üstad'ı gören son gözler".
Said Özdemir: 27 Mayıs darbesini sezmiş ve Menderes'e mektup yazmıştı.
Said Özdemir, 1927 Siirt-Tillo doğumlu. İhlâs-Nur Neşriyat'ın başında hizmetlerini aksatmadan koşturmaya devam ediyor. Dost TV üzerinden de binlerce kişiye ulaşarak Allah'ı ve hakikatleri anlatmaya devam ediyor. Bediüzzaman ile 1953'te tanışan Said abi, son görüşmesini 1960'ın şubat ayında gerçekleştirmiş. Bediüzzaman'ın 27 Mayıs darbesini sezdiğini ve 1956'da Menderes'e bir mektup yazdığını kaydediyor. Üstad, söz konusu mektupta, "Ey Menderes senin başına bir felaket geliyor. Bu felaketi iki büyük sadaka ile def edebilirsin. Birisi Risale-i Nur imanları kurtardığı için büyük bir sadaka olarak kabul edilir, onları bolca neşret. İkincisi Ayasofya'yı yeniden ibadete aç. Bu iki şeyi yap, bunlar seni beladan kurtaracak."
Said Özdemir abi, Üstad'dan mühim bir vekâletname alan Nur talebesi. Söz konusu vekâletname ise şöyle: "Ben gayet hasta ve perişan olduğum için gayet müstekim ve sadık bir vekil istiyordum. Cenab-ı Hakk'a hadsiz şükür olsun ki bana tam bir hakiki kardeş, müstekim ve sadık Tillolu Said'i verdi. Ben de ona hakiki ve her cihetle bana ve Risale-i Nur'a hizmet için tevkil ediyorum. Benim vekilimdir. O, ne yapsa ben yapıyorum gibi kabul ediyorum. 8 Ekim 1953, İmza: Gayet hasta Said Nursi."