(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin DİVAN-I HARB-İ ÖRFÎ adlı eserinden bölümler.)
MAKALE-16
VEHİM: Cemiyetlerde teşebbüsat-ı hafiye olduğu halde, İttihad-ı Muhammedî'nin izhar-ı serairi ve teşebbüsât-ı alenîyesine neden lüzum görülmüş?
İrşâd: İslâmiyet âşikâredir. Hem de kuvve-i ittisâiyesi tazyik olunsa, âleme zelzele verecek. Hem de ihfâ ile, hile ve şüpheyi da'vet ettiğinden, hile ve şüpheden münezzeh olan hakikat-ı bâhire perde-i hafadan da müstağnîdir.
Hem de bu zamanda hile, terk-i hile ve doğruluktur. Hem de başka cemiyete kıyas olunmaz. Zîra onlar teessüse başlıyor. Bu ise, müesses iken bâzı köşelerde tecellî ediyor.
Ve nısf-ı küre-i arzda meknûz o hakikat-ı uzma üstünde olan tabakat-ı evham ve şükûkun altından çıkmak vakti gelmiş ki, o hakikat harekete başlamış. Bazı köşelerden o hakikatın bazı tarafları lemean ediyor. Hem de bidayet-i İslâmda kırk oldu, saklanmadı. Nasıl üçyüz milyondan sonra gizlenecek?..