Risale Haber-Haber Merkezi
Neme lâzım ve nefsî nefsî dediren halet-i ruhiyeyi, bir temsille beyan edeceğim.
Felekzede, perişan, fakat asil bir aşiretten bir cesur adamla, talihi yaver, feleği müsait, diğer bir aşiretten bir korkakla bir yerde rastgelirler. Müfahare, münazara başlar.
Evvelki adam başını kaldırır, aşiretinin zelil olduğunu görür, izzet-i nefsine yediremez. Başını indirir, nefsine bakar, bir derece ağır görür. Eyvah, o vakit “Neme lâzım, işte ben, işte ef’âlim” gibi şahsiyatla yaralanmış gururu feryada başlar. Veyahut o aşiretten çekilip veya asılsızlık gösterip, başka aşirete intisap eder.
İkinci adam başını kaldırdıkça aşiretinin mefahiri gözünü kamaştırır, hiss-i gururunu kabartır. Nefsine bakar, gevşek görür. İşte o vakit, hiss-i fedakârî, fikr i milliyet uyanır! “Aşiretime kurban olayım” der.
Eğer bu temsilin remzini anladınsa, şu müsabaka ve mücadele meydanı olan bu cihan-ı ibrette, bir müslim, meselâ bir Hıristiyan veya bir Kürt, bir Rum ile mânen hissiyatları mübareze-i hamiyette mukabele ve muvazeneyle tezahür etse, temsilin sırrını göreceksin. Lâkin şu tefavüt, herkesin zannettiği gibi değildir. Belki zahirperestlik ve sathîlik ve galat-ı histen gelmiştir.
Ey Müslüman, aldanma, başını indirme! Paslanmış bîhemtâ bir elmas, daima mücellâ cama müreccahtır. Zahiren olan İslâmiyetin zaafı, şu medeniyet-i hazıranın, başka dinin hesabına hizmet etmesidir. Hâlbuki şu medeniyet sûretini değiştirmesi zamanı hulûl etmiştir. Sûret değişirse, kaziye bilâkis olur. Nasıl şimdiye kadar bidayetinde söylenildiği gibi, nerede Müslüman varsa, Hıristiyana nispeten bedevî, medeniyete karşı müstenkif ve soğuk davranır ve kabulünde ıztırap çeker, sûret değişse başkalaşır.
1 كُلُّ اٰتٍ قَرِيبٌ - 2 اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراً
Said Nursî (r.h.)
1) “Her gelecek şey yakındır.” Ibni Mâce, Mukaddeme:7.
2) “Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” İnşirah Sûresi, 94:6.
Devam edecek
ÖNCEKİ BÖLÜMLER:
O ışığı siyaset aleminde tasavvur ederdim
Ayetlerden çıkardığım notlardan hoşuna geleni al gelmeyene ilişme
Kim 'Filân adam fenalık etti, belâsını buldu' dememiş ki
İslamiyet unsuriyetin bu şekildeki uyanışını reddeder
Kudret çıkarıyor, kader giydiriyor, inayet besliyor
Şehidin kendini hayatta bilmesinin sırrı
Bir masumun kanı ile insanlık nazar-ı adalette birdir
Öyle zaman olur ki, bir kelime bir orduyu batırır
Küfürle ithama çabuk cüret edenler düşünsünler!
Bunu yapamayan yaratma dâvâsında bulunamaz
En büyük, en küçüğe müsavi; zerrat yıldızlara emsâl olur
Kâinatın iki ciheti var aynanın iki vechi gibi
İşte anlatmayı, anlamayı kolaylaştıran sır
Hıristiyanlarda serveti çok olan, İslamiyette az olan dine yakındır
Bazan nâkısın oğlu kâmil, kâmilin oğlu nakıs oluyor! Neden?
Ümmet-i İslâmiyenin dini esaslarda gösterdiği ihmalin sebebi şudur
Halkın nazarını Kur’ân’a çevirmenin üç yolu var
Müslümanlar böyle yapsaydı Kur'an bütün mânâsıyla hâkim olurdu
Şu fikri Jön Türklere teklif ettim önce red, sonra kabul ettiler
Meşihat-ı İslâmiye, öyle bir vaziyete getirilmelidir ki
İslam aleminin geleceği için toplanan muhteşem mecliste söylediklerim
Şeriatin reddettiği medeniyet şudur
İşte Şeriatin emrettiği medeniyet
Şark husumeti zâil olmalı, Garp husumeti bâki kalmalı
Namaz, oruç ve zekattaki ihmalimiz kadere şu fetvâyı verdirdi
Bu tarz siyaset fikri hezeyanlaştırır
'Din namına meydana çıkmak lazım' diyenlere dedim ki
İslâmiyet düşmanına vasıta olmamak için muhalefetten feragat ettim
Düşman, hançeri İslâmın ciğerine saplamış ‘Alkışla' diyor
Bazan zâlimâne intikam-ı şahsî, arzuya fikir sûretini giydirir
O ihmal Müslümanları İslâm aleyhinde istihdam etti
İslam kardeşliğinin uyanmasıyla her vakit bu mucizeler görülebilir
Risale-i Nur'dan birkaç vecize
Ey Müslüman! Bunu yap yoksa mahvolursun!
Onları canlandıran emeldir ve bizi öldüren yeistir
Bunların neresinde millete muhabbet ve millet için hamiyet?
'İslâm parça parça olmuş' diyen Rus'a dedim ki