(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin MÜNAZARAT adlı eserinden bölümler.)
Bismillahirrahmanirrahim
SUAL: Ne diyorsun? Şu senâ ettiğin hürriyet hakkında denilmiştir:
حُرِّيَّةٌ حَرِّيَّةٌ بِالنَّارِ لاَنَّهَا تَخْتَصُّ بِالْكُفَّارِ1
CEVAP: O bîçare şair, hürriyeti bolşevizm mesleği ve ibâha mezhebi zannetmiş. Hâşâ! Belki insana karşı hürriyet, Allah'a karşı ubudiyeti intaç eder.
Hem de çok adamlar görmüşüm, Sultan Abdülhamid'e Ahrardan ziyade hücum ederdi ve derdi: "Hürriyeti ve Kanun-u Esâsîyi otuz sene evvel kabul ettiği için fenadır."
İşte, yahu, Sultan Abdülhamid'in mecbur olduğu istibdadını hürriyet zanneden ve Kanun-u Esasînin müsemmâsız isminden ürken adamın sözünde ne kıymet olur? Hem de, yirmi senelik İslâmiyetin bir fedaisi de demiştir:
حُرِّيَّةٌ عَطِيَّةُ الرَّحْمٰنِ اِذْ انَّهَا خَاصِّيَّةُ اْلاِيمَانِ 2 3
Dipnot-1: Hürriyet, ateşe lâyıktır, çünkü o ancak kâfirlere hastır.
Dipnot-2: Güzel târif.
Dipnot-3: Hürriyet Rahmân'ın ihsânıdır, zira o imanın bir hassası ve seçkin bir özelliğidir.